elinde imkanı olan herkesin uykusundan dahi zaman ayırıp yapmak isteyeceği şey. bazen düşünüyorum da, bu kadar zamanım varken ve bu kadar yıldızlı gökyüzüne bakma olanağım varken neden her akşam pas geçiyorum bu güzelliği? pc'den dizi izlemek, oyun oynamak ya da kitap okumaktan başka bir şey yapmıyorum. o gökyüzü de orda öylece duruyor. bana da ona da yazık.
geçmişi seyretmektir. yüz binlerce ışık yılı uzaklıktaki bir kütlenin, izdüşümünü izlediğimiz bir gök cisminin binlerce yıl önce çoktan yok olmuş olabileceğini hatırlayalım; yıldızları seyretmek 'güzel günlerdi' demektir.
yıldızlar uzak oldukları için mütevazi görünürler. yakından göremeyeceğimiz için onları bu mütevazi halleriyle görmeye devam edeceğimizin ayırdına vardığımızda, bu mütevazi görünen, ancak dev varlıklar olduklarını bildiğimiz gökcisimlerine huşu ile bakmamak mümkün değildir. bir de, takımyıldızları tanıyabiliyorsak, onları seyretmek daha da keyif vericidir.
gerçekleştirildiği anda ondan daha güzel bir şey olmadığını düşündüren, inanılmaz ve büyülü bir atmosfer sunan eylemdir.
hiç düşünmediği şeyleri düşünür insan yıldızlara bakarken. kendisine bakan birileri vardır sanki oralarda bir yerde, sevdiklerini ama ulaşamayacağı kadar uzakta olanları görür, gülümser, gözleri dolar insanın. yaşanmamışlıkları vardır iki gökyüzü aşığının o yıldızlarda. ikisi de yıldızları seyreder belki aynı anda.
" yıldızları seyrettiğimiz için mi mütevaziyiz? mütevazi olduğumuz için mi yıldızları seyrediyoruz. " diye de bir replik vardır yıldız tozu filminde. ama bence asıl mütevazi olanlar o uzaklardaki yıldızlardır, bizi umulmadık serüvenlere sürükleyen, kısa sürelik dilimlerde de olsa.