teorik ve pratik olarak olanaksız görünen yolculuktur. 4,3 ışık yılı uzaklığıyla, güneşe en yakın yıldız olan alfa centauri'ye bugünkü teknolojinin elverdiği hızla yapılacak yolculuk, 120 bin yıl sürecektir; yani imkansızdır. saniyede 300 bin kilometre olan ışık hızına ulaşmak mümkün değilse de, ışık hızına yaklaşan bir hıza ulaşan bir uzay gemisi ile ise, hızlanma ve yavaşlama aşamaları nedeniyle, gemidekiler için geçerli zamana göre, yaklaşık 5 yılda en yakın komşu yıldıza ulaşılabilecektir. einstein'in, zamanın hızla orantılı olarak değişim gösterdiği teorisi gereğince, bu yolculuk, dünyadaki insanlara çok daha uzun görünecektir. ışık hızına yaklaştıkça kütle aRTAR. Artan KÜTLE, UZAY zamanı eğip büker ve eğilmiş zamanın daha ağır akmasına neden olur. uzay gemisi mürettebatı zamanın ağır aktığını gözlemleyemez, ama onlar 5 yıl yaşlanmış iken, dünya örneğin 50 yıl yaşlanmış olacaktır ki, inanılmaz, ama gerçekliği deneysel olarak sınanmış olaylardan birisidir. yıldızlara makul sürelerde ve söz konusu zaman paradoksunu yaşamadan yolculuk gerçekleştirmek, bugün için imkansız görünmektedir. ancak, bir gün bu gerçekleştirilirse, insanlık, sonsuz özgürlük ve sonsuz kaynağa sahip hale gelecek, tek dünyaya sıkışıp kalmaktan kurtulacaktır.
ünlü fizkçi stephan hawking, alfa centauri sistemine mikroçip boyutlarında, dünyadan lazerle hız kazandırılıp ışık hızının %20'sine ulaşacak hızıyla 3o yılda ulaşabilecek insansız minik uzay sondası gönderilmesi projesine destek vermiştir.
Hawking "Yıldızları hedeflemekten daha yüksek bir zirve yok. Tüm yumurtaları aynı kırılgan sepete koymak akıllıca değil. Dünyadaki hayat göktaşları ya da süpernovalar gibi astronomik olaylar gibi tehlikelerle karşı karşıya, eğer insan türü olarak hayatta kalmak istiyorsak yıldızlara açılmamız gerekiyor" demiştir ki son derece yerinde bir görüştür.