amerika'nın keşfinde bulunan hindi, avrupa'da zamanın hristiyan liderine hediye olarak götürülür, bunun üzerine papa ilk defa gördüğü hindiye bakarak; "ne tür bir hayvan bu, aynı türkler gibi kırmızı suratlı, kabarık yürüyor bunun adı türk olsun" der ve hristiyanlar'ın inanışlarınca her yılbaşında hz. isa'ya bir müslüman -türk kurban etmek borç bilinirdi. bunun üzerine avrupalı hristiyanlar her yılbaşında bir türk kurban edemedikleri için türklere benzettkleri ve de adı ne geriptir ki turkey olan bu hayvanı keserler.
gazneli mahmut'un hindistan içlerine yaptığı 17 sefer sonucunda,hint denizine kadar olan havza tamamiyle türklerin eline geçmiştir. bu keşifler esnasında ekvatoral iklime sahip hint ormanlarında ilk defa ele geçirilen hindi, saraya getirildiğinde kırmızı suratından ötürü alay konusu olmuştur. o dönem gazneli imparatorluğunun alt katmanını oluşturan bir hintli ırk olan "guru" lara benzetilen bu hayvan dönemin abbasi halefesine gösterilir. halife havaya kaldırılarak, " bu hayvanın kırmızı suratı şapşik gurulara çok benzer, buna hindi diyelim" der ve herhangi önemli bir gün bile atfetmeden hayvanı keserler.
amerikayı işgal eden ingilizlerin soyu olan ve kızılderili soykırımı yapan pezemenkler yerli halk olan kızılderililerle barış görüşmesinde hindi hediye etmiş, beraber pişirip yemişlerdir. bu günün adı şükran günüdür.
isa ile alakası yoktur.
yılbaşı'nda hindi yenmesi olayı şükran günü'nden sonra başlamış bir gelenektir. dar gelirli aileye yetecek protein kaynağı gözüyle bakılabilir.
ingilizcesinin neden "turkey" olduğunu bilmiyorum, dil bilimci değilim ama türklerle en ufak bir alakası yoktur.
Gelelim neden yenir. Öncelikle şunu söyleyeyim; yılbaşında değil, şükran günü denen bayramda yenir. bu kutlamalar yılbaşından öncedir. Bizim görgüsüz ve gözlem yeteneği yerlerde sürünen sosyetemiz bu aptal geleneği memlekete sokmuştur. Ardından da içimizdeki aptal yobazlara böylesine bir masal uydurmalarının önünü açmışlardır.
Haçlı ordusu ve türk düşmanlığı ile ilgili bir hikayesi olduğunu duymuştum bir taksiciden. Türkleri yiyeceklermiş ama allahın izniyle def edecekmişiz hepsini.
Buradaki asıl mevzu, bu hindi kanatlısı'na Avrupalılar neden özellikle "turkey" kelimesini seçip yapıştırarak (yafta) bunda direttiler? 30 bin kelimelik anglosakson lügatında Başka bir kelime yok muydu da hindi'ye diye diye "türk" dediler amına koyuyum, hı?!
Bir Hayvana bir milletin adını birebir koymak ibineliği de nedir, hı?!.. Hakaret ve küçümseme (aşağılama) kokusu geliyor burnuma bir yerlerden her nedense? Bu mevzuyu Enikonu araştırmadan yorum yapmamak lazım bence...