baska kulturlerden bir seyler almanın insanlara niye bu kadar battıgını anlamamama neden olan , kutladıgım , iyi seneler diledigim , arkadaslarımla 31 aralıgı 1 ocaga baglayan gece cosmama sebebiyet veren , hos bir gavur icadı..Ayrıca cumhurbaskanı ya da basbakan olsam , sadece yeni yılda iyi dilekler bulunmak degil aynı zaman da bir konusma yapıp , butun hristyan aleminin kritmısının mubarek olmasını ( (bkz: vrolijke kerstmis) , (bkz: merry christmas), (bkz: joyeux noel) ) dilerdim..Bence cok sık bir hareket olurdu..
kültürümüzle uzaktan yakından ilgisi olmayan, başka toplumlardan aldığımız * eğlenmek için bahane edilen sıradan bir gün.
edit:başka toplumlardan kültür ithal etmeyi sıradan bir olay sanan insanları görmeme sebebiyet vermiş gündür ayrıca.
her defasında yeni umutlar içinde kutlanılan, umarım bu sene.. diye başlayan cümlelerin ard arda geldiği, milli piyangoya umut bağlayanların, o gün meyve, kuruyemiş yemekten şişmiş midelerin aslında bir önceki günden hiçte farklı geçmeyecek bir sabaha uyandıkları bir bitiş..bir başlangıç..
yil basi neyimiz olur? cumhuriyet bayramimiz mi? zafer bayramimiz mi? ramazan bayramimiz mi? kurban bayramimiz mi? aslinda bizim hiç birseyimiz dir. bir de bu yilbasinda ortaya atilan bir masal kahramani vardir ki ismini de noel baba koymuslardir. bu ihtiyar memleketimize herhalde, beyoglu'ndan girer, haliç'i atlayarak fatih'e, aksaray'a izmit'e sonra bursa uludag'a, mudanya'ya, görükle'ye geçen bu bunak, neyimiz olur:babamiz mi? dedemiz mi? amcamiz mi? yoksa avrupaliliktan kalma pirimiz mi?
uludag'dan agri dagi'na kadar her yeri bilen, her yere ugrayan bu moruk kimdir, necidir? bir resmine bakarsiniz havarilere, öteki resmine bakarsiniz rasputin'e benzeyen bu iskambil papazi, aramizda nenin nesidir? bunu hiç merak etmediniz mi?
o, haçli seferleri'nden kalma bir kilinç artigidir. o zaman silahla giremedigi yerlere, simdi beyaz sakali ile saygilar ve sevgilere toplayarak girebiliyor.
o, evimize girerken esegini kapimizin halkasina baglayan bir piyer lermit'tir. kardeslerini mukaddes savasa hazirliyor.
o, adiyla saniyla bir misyonerdir ki, kiligini degistirmis ve bizi avlamaya kucaginda getirdigi oyuncaklarla en can alici noktamizdan çocuklarimizdan baslamistir. bu cömertliginin karsligini istemeyecek mi saniyorsunuz, fedakarliginin sebebi nedir acaba?
birakin ben onun hakkindan gelirim: iste sakalini çekince gördünüz. sakali elimde kaldi ve altindan lücifer çikti. bilirsiniz ki, casuslar da kiyafetlerini ekseriya böyle degistirirler. bu, mezar begenmeyen hortlaga ya mezarini gösterin, yahut birakin:haç'in da çarmiha gereyim onu.
tehliyeki sezer de kendiliginden gitmeye kalkarsa çikarken ceplerini yoklamayi unutmayin, muhakkak ki birseyinizi çalmistir.
ilkokul dergilerinde yeniyıl ünitesine gelindiğinde;gireceğimiz yılın akça pakça, bezlenmiş bir bebekle bitirdiğimiz yılın ise bastonlu sakallı yaşlı bir dedeyle resimlendirildiği hergün olduğu gibi sıradan bir 00:00. nasıl de "piss, gıcık" triplerine girerdik "aha aha öleceksin işte, git kaybol" derdik o dedeye, dünyanın arkasına doğru zorla yürürken.bir daha ki sene o tatlı bebeğe de aynı oyunu oynayacağımızı anlamadan, hayatın bize aynı oyunu oynadığından habersiz...yılbaşı; asla güzel birşey değil.
yine yeni yeniden denilesi bir zaman birimini ölçen kavramdır.her yıl biterken yeni yıl kavramı çokca kullanılır, ancak bu yıl kurban bayramının araya girmesinden dolayı daha az bir şekilde ağızlarda yerini almaya başlamıştır.