her yıl aralık'ın son gününü, ocak'ın ilk gününe bağlayan gece, saat 00:00 da gerçekleştirilen eylemdir, bana sorarsanız yanlıştır, çünkü ne getireceğini bilmediğiniz bir şeyi kutlamış olursunuz, asıl kutlanması gereken şey, başlayan bir yıl değil, biten bir yıldır, bir yıl daha kazasız belasız geçip gitmiştir... ama bana soran olur mu? e olmaz tabii, o zaman ne bok yemeye konuşuyorum? hiç işte, öylesine, neyse ben kaçtım hadi baay.
Çok masumca gözüken, noel ile arasında fark olduğu söylenen.
çam ağacı bir güzel süslenir, "bunda ne var yobazlık yapmayın!" diye düşünenler çok olsa da ağaç süslemek noel'in bir geleneğidir, yılbaşı ağacı olmadan noel olmaz hristiyanlara göre. ama gelin görün ki hz. isa'nın doğumunu kutlayan birçok müslüman (amaçları bu değildir belki ama yaptıkları tam olarak budur) kendi dinlerinin peygamberi olan hazreti muhammed'in doğumuna noel'e verdikleri değeri vermezler.
"kim bir kavme özenirse, benzemeye çalışırsa onlardan olur" hadisi ise gerçekten düşündürücüdür. biz ne kadar amacımızın noel'i değil yeni gelen yılı kutlamak olduğunu iddia etsekte olayın özü budur.
ülkemizde imamlar üfürükçü olarak tanıtılırken noel baba tontiş dedemizdir, yapmayın! hiçbir şey bu kadar basit değil, olmamalı.
kutlamanın başlı başına gereksiz olması ayrı bir konu, batının görsel etkisiyle kültürü öyle empoze edilmiş ki, yılbaşında müslüman kişiler dahi evlerine çam ağaçları almakta, evini süslemekte, yabancılar gibi davranmakta. işin üzücü kısmı bu. insanlar neden kendisi olmuyor ki. aşağılık kompleksi gibi geliyor bu durum bana.
ayrıca en masum kutlamalar dahi değişik anlamlar taşıyabilir. en basitinden hiç düşündünüz mü yabancılar neden noellerde çam ağacı kullanır? çok pratik olduğundan mı? hayır tabii ki de. çam ağacı hristiyan inancına göre üçlemeyi (baba-oğul-kutsal ruh) -haşa- temsil eder. zamanla dini sembol olmuştur. kliselere bakılınca da çatılarının üçgen olduğu gözrünür.
işte bu tür kutlamalara müslümanların meyletmesi hoş değildir o yüzden. daha korkutucu olanı ise peygamber efendimizin "onlar gibi yaşayan onlardandır." manasına gelen hadisi şerifidir. (s.a.v). kaldı ki efendimiz saç modelini bile gayri müslimlere benzemesin diye sürekli değiştirmiştir.
1) tarih atarken kullandığımız yıl hanesindesi sayının 1 artması kutlanmaya değer bir anlam ifade etmiyor.
2) yılbaşı kutlanırken, hristiyan bayramı olan noel'e benzer öğeler bulunması şaşırtıcı.
3) kaynağı bizden olmayan bir kutlamadır. onlar nevruz kutluyorlar mı mesela?
anlayamadığım bir eylemdir. tamam yeni bir yıl gelmiştir rakamlar değişmiştir güneş yılı bir yıl ilerlemiştir lakin bunda içkiyle ziyafetle kutlanacak olan ne?
eski yılın götürdükleri mi? yeni yılın getirecekleri mi? yine de demiyorum ki mal mal oturun tv karşısında. tamam belki bir yorgunluk atma günüdür bugün. günah diye tabir ettiğimiz çerçeveye girmeden eğlenmeye beceremez misiniz? elbette isteyen becerir. ama kim istiyor! neyse hani batıl inançlar başı çekiyor ya nasıl girersek öyle geçer tarzından. merak ediyorum hala bunlardan umut bekleyip bunlara inananların varlığını merak ediyorum. yılbaşı kutlanmamalı elbette. bir yılın nasıl geçtiği göz önüne alınmalı. kazançları kayıplarıyla. getirdikleri götürdükleriyle. günahları sevaplarıyla ve binimum diğer her şeyiyle. yeni yıl elbette yeni fırsatlar, yeni imkanlar gözetilen bir tarih. sen var git içinden kutla! zaten 21 aralık denildiğinde bir korku salmıştı bazı kimseleri.
kutlayanlara saygı duymakla birlikte normal bir şeydir. amma ve lakin dünya ülkeleri arasında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkemiz biraz kendince fazla abartıyor yılbaşını. batılılaşma konusunda tavrı belli olan bir ülkeyiz anadoluyuz işte. etimiz ne budumuz ne tabiri caizse. onlar gibi kutlamakla neyi göstermeye çalışıyoruz ki pek anlamıyorum.
yeni bir yıl başlıyor ve bunu kutluyoruz, bunun nesi batı özentiliği amk? demek ki bütün güzellikler, insani duygular hep batıda ve biz normal şeyler yaptıkça batıya özenmiş zannediliyoruz. otur bunu bi düşün, napalım yılbaşında batı özentisi olmayan kardeş, kafa kessek uyar mı?
Her sene dert. Noel onların abi biz kendi takvim değişikliğini kutluyoruz daha aralığa yeni girdik saniyede başladı onlardan olmayın geyiği. Bu kadar saplantılı davranmayın ya. Bir bahaneyle azıcık egleniyoruz diye ne bu telaş.
kutlayanların, kutlamayanlara, neden kutlamıyorsun demediği sürece, yersiz eleştirmenin saçma olacağı durum. her sene aynı muhabbetten sıkılmıyoruzda yahu. sapıtmadan, etrafı rahatsız etmeden yılbaşı kutlayan birine, benim ne gibi bir zorum olabilir ki mesela. hatta yılbaşı kutlamak bana göre günah madem diyelim; sessiz sakin, takılırım nasıl olsa ben cennetliğim, bunlar cehennemi doldursun diye sesimi çıkartmam. eğer gerçekten böyle bir niyetim olsa. ama bu niyette olmayanlar hep eleştirenler. mevzu karışmak, tartışma çıkarmak. hayır ne gerek var, bir gün bile olmayan, topu topu birkaç saat için birbirimizi kırmaya değer mi. anlamıyorum.
