yılbaşı allah a toplu olarak isyandır

entry77 galeri0
    51.
  1. yılbaşı bayanlar a toplu olarak isyandır. *
    1 ...
  2. 50.
  3. yanlış bir önerme.

    """".""""."""".""""

    şimdi haberler...

    bu gece yapılması planlanan isyan son anda gerçekleştirilen bir operasyonla engellendi. zaten bildiğiniz üzere, takma adı noel baba olan çete elebaşı aziz nicholaos, yıllar önce ölü ele geçirimişti. ancak müridleri aynı isyanı hala devam ettirmekte kararlı görünüyorlar

    söylediğimiz gibi, bu gece yapılması planlanan konser iptal edilerek toplu isyan önlenmiş olsa da, alınan tüm önlemlere rağmen, yetkililer hala bireysel olarak gerçekleştirilebicek bazı isyanlar olabileceğinden korktuklarını itiraf ettiler.

    son olarak, isyan etme şükret diyerek, tüm isyankarları doğru yola girmeye davet ediyoruz.
    0 ...
  4. 49.
  5. ...(#6892898) no'lu entry deki yazının dün ve bugünkü gazetelerde çıkan devamıdır.

    --spoiler--

    useym b. küleyb (r.a.)nun, dedesinden rivayetine göre resûlullah (s.a.v.) efendimiz, müslüman oldum diyene:

    "kâfirlik alâmeti olan saçını kes ve sünnet ol" buyurmuştur. (ebu davud, taharet: 131, taberani, el-mucemu'l-kebir, 19/14, no:20)

    bu hadis-i şerif müslüman olan her gayr-ı müslimin gusul abdesti alması gerektiği gibi, saçlarını da traş etmesi gerekir anlamına gelmez. ancak kâfirler, her beldede kendilerine mahsus saç şekli tespit etmişler, moda ortaya koymuşlardır. mısır'da, hindistan'da saçın hiç kesilmeyen kısımları vardır. zaman zaman traş olsalar bile, o hususi kısma dokunmazlar. bu, bir nevi onların dinlerinin, inançlarının bir gereğidir, milliyet sembolüdür. şu halde böylesi bir kısım saç, islâm'la küfür arasında bir alamet-i farika olmaktadır. işte resûlullah (s.a.v.), kâfirliğin alameti olan bu saçın kesilmesini emretmiştir. (azimabadî, avnü'l-ma'bûd şerh-i sünen-i ebî davud, 2/21) abdullah b. ömer (r.a.) den rivayete göre resûlullah (s.a.v.) efendimiz: "kim bir millete benzemeye çalışırsa, o da onlardandır," (ebu davud libas: 5) buyurmuşlardır.

    bu hadis-i şerif benzemenin müspet ve menfi kısımlarını içine almaktadır. çünkü teşebbüh, benzemeye çalışmak: başkalarının yaptığı bir işi onlara uyarak yapmak demektir ki hayır ve şerde, günahta, küfür ve imanda olabilir. o halde bu hadis-i şerif: kâfirlere, fasıklara, günahkarlara benzemeyi yasakladığı gibi, başta hz. peygamber (s.a.v.) efendimize olmak üzere, sahabe-i kirama, meşayiha, takva ve salah sahibi kimselere benzemeyi de teşvik etmektedir.

    özellikle yahudi ve hıristiyanlar kısacası islâm'a inanmayan bütün toplumlar, müslümanların benzememekle emrolundukları toplumlardır. amr b. şuayb (r.a.)nun, dedesinden rivayetine göre resûlullah (s.a.v.) efendimiz:

    "bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. yahudilere ve hıristiyanlara benzemeyiniz..." buyurmuşlardır. (tirmizi, isti'zan:7)

    özellikle bu iki hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. şekli benzeşmenin sonuçta itikadı benzeşmeye götüreceğini anlatır. mağluplar, galipleri taklid etme psikolojisini yaşarlar. insan ancak sevdığini, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü taklit eder. şekli taklit, itikadi taklide götürür.

    benzemenin vaki olduğu en önemli yerlerden birisi de, hiç şüphe yok ki giyim-kuşamdır. hz. ali (r.a.)'dan rivayete göre resûlullah (s.a.v.) efendimiz:

    "rahiplerin elbiseleri gibi, gayrimüslimlere mahsus elbiseler giymekten sakının. kim onların şekillerine bürünür ve onlara benzemek isterse benden değildir" (taberani, el-mucemü'l-evsat, 4/541, no: 3921) buyurmuşlardır. yine abdullah b. amr (r.a.) diyor ki: hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz, üzerimde rengi sapsarı bir elbise gördü ve:

    "onu at! çünkü o, renk ve şekil itibariyle kâfirlerin elbisesidir." (ahmed b. hanbel, 2/164, no: 6500) buyurdu.

    dikkat edilirse, islâm'dan çıkıp başka bir millete dahil olmak için, islâm'ı ve kur'an-ı kerim'i inkâr etmek gerekmiyor. o millete benzemeye çalışmak dahi yeterli olmaktadır.

    dinimiz islâmiyet; güneş doğarken, zevalde, tam tepede iken ve batarken, ateşe karşı namaz kılmayı yasaklamıştır. bunun sebebi de, güneşe tapan ve ateşe tapınan milletlere benzemememizi temin etmektir. (alemgir, el-fetava'l-hindiyye, 1/52) bakınız: dinimiz ibadet hususlarında bile gayrımüslimlere benzemeye müsaade etmemektedir.

    öte yandan, islâm'ın şekil ve suretten ziyade mâna ve muhtevaya önem verdiği, şekli de bu mânayı koruduğu sürece gözettiği aşikârdır. ayrıca müslümanların her devirde kimlik ve izzet sahibi olması, gayri müslimlere karşı onurlu ve kendine güvenli olması, kendi kültür, örf ve geleneklerini yaşatmaları, müslüman toplumların birlik ve bütünlüğü, dış etkilere karşı direnci açısından fevkalâde önemlidir. sakal ve bıyıktan, giyim ve kuşamdan, eğlence ve sanattan, şehirleşme ve ev düzenine kadar müslümanların ayrı bir üslûp ve geleneğinin olması, onlara bu sosyal şahsiyeti kazandırabilecek olumlu unsurlardır.

    şüphesiz her dinin ve milletin kendisine mahsus bir medeniyeti ve diğerlerinden farklı kılan, ayırıcı vasıfları vadır. milletler arası varlığını ancak bu hususi vasıflarıyla muhafaza eder. dinî ve millî kültür değerlerinden kaynaklanan örf ve adetler, milletlerin geleceğinin teminatıdır. kendi örf ve adetlerinden kopmuş, başka milletlerin dinî ve millî kültür değerlerine kendini kaptırmış milletler, er veya geç de olsa kendi dini ve millî kişiliklerini yitirmeye mahkum olurlar. tarih bu gerçeği belgeleyen olaylarla doludur. bir milleti yok etmenin en kestirme yolu: o milleti meydana getiren insanları, kendi millî benliklerinden, dinî inançlarından, cemiyetleri ayakta tutan ahlâk ve fazilet duygularından uzaklaştırmaktır. bir milleti en büyük çöküntüye uğratan şey manevi düşüştür.

    kendi öz manevi değerlerini yitirerek başkalarını taklit etmek ve şahsiyetsizlik, ferdler ve toplumlar için en büyük manevi sefalet ve alçalıştır. milletler için maddî refah ve kalkınmaya ulaşmak her zaman mümkün olabilir. manevî sefalete mahkum olmuş mîlletleri bu bataklığın çukurundan çıkarmaya imkan yoktur. milletini ve dinini seven insanlar hiç bir zaman kendi milletinin böyle bir manevi sefalete düşüşüne asla tahammül edemez. bir müslüman hiç bir zaman kendi dininden başka bir dinin ayinini taklid edemez. hiç bir zaman kendi millî örf ve adetleri dışında, başka milletlerin örf ve adetlerine itibar edemez. islâm dininin, islâm ümmetinin de hiçbir dini ve hiçbir milleti taklide ihtiyacı olmayan üstün bir medeniyeti vardır. çünkü bütün insanları hidayete erdirmek ve hayata tatbik edilmek üzere allah teâlâ tarafından gönderilen şerefli dinimiz islâm, ilahi bir nizamdır. bu ilahi nizam, insanın hem dünya ve hem de ahiret hayatını kuşatır. o, beşeri bütün görüşlerin ve sistemlerin üstünde, ulvi bir içtimai görüşe sahiptir. müslümanım diyen herkes, hatta bütün insanlık bunu böyle bilmek mecburiyetindedir.

    bu açık hakikattan dolayı hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz, ümmetinin kendi varlığını muhafaza etmesini emredip, taklitçilik derekesine düşmeleri menetmiştir. fakat bütün bunlara rağmen bu hastalık yüz göstermiştir. zaten hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz, kendi ümmetinin şirkten, kâfirlikten başka, eski ümmetleri örf-adet, fitne-fesat ve isyan gibi bütün kötü yollarda takip edeceklerini bir mucize olarak haber vermiştir. ebu sâid (r.a.)'den rivayete göre hz. peygamber (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurdu:

    "sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına tıpa tıp muhakkak uyacaksınız. o dereceye kadar ki, şayet onlar daracık keler deliğine girmiş olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabî olacaksınız." ebu sâid (r.a.) diyor ki: biz:

    -ya resûlellah! bu ümmetler yahudilerle hristiyanlar mı? diye sorduk. hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz:

    "onlardan başka kim olacak!..." buyurdu. (buhari, enbiya: 48; itisam; 14; müslim; ilim:6)

    maalesef hz.peygamber (s.a.v.) efendimizin bu açık mucizesi haber verdiği gibi ortaya çıkmıştır. resûlullah (s.a.v.) efendimizin bu mucizesi günümüzde de devam etmektedir. çünkü bugün bir çok müslüman küfür hususunda, kâfirlerin yolunda karış karış, arşın arşın ilerlemekte; onlar keler deliğine girse, bunlar da girmek için yarış etmektedirler. binaenaleyh hz.peygamber (s.a.v.) efendimizin bu ikazı üzerinde durup düşünmek gerekir. görüldüğü gibi tenkit edilen husus: körü körüne taklitçiliktir, şahsiyetsiz olmaktır. bir nevi, aşağılık hissine kapılmaktır. müslümanların bu günkü halini şair ne güzel dile getirmiş:

    bir elde kadeh! bir elde kur'an!

    ne helâldır işimiz, ne de haram!

    şu yarım yamalak dünyada,

    ne tam kâfiriz, ne de tam bir müslüman!

    müslümana:

    "sen hıristiyan mısın?" diye sorsan darılır.

    amma yılbaşında hindi, kaz; yemesine bayılır...

    çam deviren hindici, nasıl mü'min sayılır...

    bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz:

    "batı, batı" diyerek, eyvah! hep batıyoruz!

    yaklaşınca her sene, öz yurdumda yılbaşı:

    yapılır milletime firenkçe türlü aşı!..

    buna, ağlar ağacı; hem toprağı, hem taşı:

    müslümanız (!) onlarla, noel de yapıyoruz.

    "batı, batı!" diyerek, eyvah! hep batıyoruz!..

    allah müslümanlara intibahlar versin! amin.

    gayr-ı müslimlerin bayramlarında sevinmek, onların kutsal saydığı günleri kutlamak, onların adetlerine uymak, onlara benzemek kesinlikle caiz değildir, büyük günahlardandır.

    enes b. malik (r.a.)'den rivayete göre, hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz, mekke-i mükerreme'den medine-i münevvere'ye hicret ettiği zaman, medinelilerin eylenip oynadıkları iki günleri vardı. hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz:

    "bu günler ne oluyor, neyin nesidir? diye sorduğunda, medineliler:

    - biz cahiliyet devrinde bu günlerde eylenip oynardık, yâ resûlellah! dediler. bunun üzerine hz.peygamber (s.a.v.) efendimiz:

    "muhakkak allah size o iki gün yerine, onlardan daha hayırlı iki bayramı lütuf olarak vermiştir. biri fıtır, ramazan bayramı, diğeri kurban bayramıdır." (ebu davud; salat: 239, nesai; ideyn: 1, hakim müstedrek; 1/294, a.b.hanbel; 3/103, 178, 235, 250)

    buyurdular. o günden beri kutlanagelen bu iki bayram, müslüman milletlerin aynı zamanda milli bayramları yerine de geçmiştir.

    islâm dini, her bir medeni müessesesinde istiklaliyeti, orijinaliteyi esas alması yönüyle bu cahiliye adetini de kaldırıp, bütün mü'minlere ilahî menşeli iki bayram getirmiştir. bayramların daha hayırlı olanlarla değiştirilmesi ayrı bir ehemmiyet taşır. böylece o günlerin kutlanış ve o günlerdeki eğlence tarzı kökten değiştirilmiş oluyor. resûlullah (s.a.v.) efendimiz, eski kutlamadan ayrı olarak islâmî bir kutlama meşrû kılmıştır. böylece mü'minlerin eğlencesi de bayramı da islâm'ca olmuştur. mü'minlerin bayramı ibadetle başlar. zira hakiki sevinç ibadetledir.

    bu hadis-i şeriften anlaşılıyor ki: müslümanların islâm dışı diğer bayramları kutlaması, bunlara iştirak etmesi ve allah teâlâ'nın bildirdiği gerçekleri yalanlayan veya onlara uymayan düşüncelerin ürünü olan fiillerin kutlama günlerini; müslümanların da bayram olarak kabul etmesi, küfre destek olmaktan başka bir manâ ifade etmez. islâm dışı tek ve çok ilahlı dinlerin törenlerine iştirak etmek, dinî merasimlerinden bir şeye muvafakat etmek, örf ve adetlerini güzel görmek kişinin iman dairesinden çıkıp, mürted olmasına sebep olur. binaenaleyh, noel gününde, hristiyanların diğer bayram günlerinde onlara uymak gayesi ile, onların yaptıklarını yapmak, o günlerde bayram niyetiyle çocuklara elbise almak ve pişirdikleri yemekleri yemek caiz değildir. bu hareketler küfrü gerektirir. ondan sakınmak gerekir... (ibn-i nüceym, el-bahru'r-raik, 5/133, el-fetâva el-hindiye 2/296)

    --spoiler--
    0 ...
  6. 48.
  7. yılbaşı kutlamayı savunanların allah * ve kitap (bkz: kur'an) hakkında kurmaya cesaret edebildikleri cümleleri gösterip apaçık bir delil haline gelen tespittir.

    ramazanda içki içmeyip yılbaşında içki içmek olayına hoşgörülülük olarak yaklaşmak hiç değilse cahilliktir.
    içki içmek islam dininde büyük günahlardandır. bunun günah olmadığını iddia eden kafir olur. içen ise günahkar olur. yılbaşında içki içilmesini tavsiye eden, ne var canım bunda diyen dinden çıkar. çıkmakla da kalmaz bunu okuyan kişi sayısı ile günah oranı da yükselir.

    benim türk halkının laik olan kesmine bir teklifim var. ya müslüman olun, ya da olmadığınızı önce kendinize sonra da normal insanlara söyleyin.
    daha fazla uğraştırmayın adamı 1430 lu yıllara geldiğimiz şu günlerde.
    1 ...
  8. 47.
  9. biz müslümanları geri kalmakla suçluyorduk ama bunun sebebi her sene kafadan yeniyılı yok saymakmış. yılbaşını yeniyılın gelişini isyan olarak saydıklarına göre yeni yıla bile karşılar demek ki.

    türk halkının güzelliği belki de ramazanlarda kesinlikle içki içmemek ama yılbaşlarında mutlaka içki içmek zorunda hissediyor olmaları da olabilir mi acaba? kültür bölünmüşlüğü değil de yüzyıllarca birden fazla kültüre hükmetmenin getirisi olan hoşgörü değil mi biraz da bizi hem doğu da hem batı da halklar arasında saygı duyulan yapmayı beceren. ve bunun getirisi hem hristiyanına hem yahudisine hem de vahşi çöl bedevisi kervan hırzısı arabına aynı davranmamız. sadece birinden değil hepsinden aynı anda nefret etmemiz ya da tam tersi hepsini aynı anda sevebilmemiz. bunlar varken neden islamın nefret dolu taraflarını kopyalamaya çalışalım. neden 1400 yıl önce yazılmış bir kitabı kafasına göre yorumlayan sapıkların söylediklerini ciddiye alalım.
    2 ...
  10. 46.
  11. türk halkının yapması gereken iki şey var.

    1- 1400 yıllık takvimlerini bir şekilde geri getirmek.

    2- hıristiyanlık dinindeki isa figürünün kur'an da bahsedilen meryem oğlu isa * olmadığını idrak etmek.

    bunların sonucunda henüz tamamen yoldan çıkmamış bir kısım müslüman daha kurtarılabilir belki.
    0 ...
  12. 45.
  13. yapılan kutlamaların altında "nasıl başlarsan öyle gider.gülümse, yeni yıl seni bekliyor." zihniyetinin olduğunu anlayamamış, bütün dinlerini kardeş olduğunu benimseyememiş kişi topluluğuna ait olan bir zihniyetdir.
    1 ...
  14. 44.
  15. 43.
  16. yılbaşı ve noel arasındaki farkı anlamayan zihniyetin kurmuş olduğu cümledir.
    0 ...
  17. 42.
  18. toplu isyanın cezası nedir acaba? toplu olunca daha mı fazla yakıcak nolucak yaw benim derdim seni niye gerdi.
    1 ...
  19. 41.
  20. hoca´nin yazisi yanlistir. yilbasi, sylvester gecesi´nin hristiyanlik diniyle uzaktan kindan bir iliskisi yoktur. xmas 1 gece ve iki tam gündür, ondan sonra isyerleri bankalar, fabrikalar acilir, 3-4 günlügüne normal düzene gecilir. sonra sylvester gecesi gelir, o gün de isyerleri yarim gün aciktir. 1 ocak tamamen tatildir.

    ...bu arada hristiyan toplumlarindan ortodox hristiyanlarinin xmas gecesi 24 aralik degil, 6 ocaktir, onlar hristiyan papasini da tanimazlar. papa sadece hristiyan katoliklerinin papasi olup, ne protestanlari ne de ortodoxlari temsil eder.

    bu yazida ortaya atilan iddia, hristiyanlik dinini tanimadan ortaya atilmis,a bir genelleme üzerine kuruldugu icin, yanlis bir iddiadir.

    yahudiler ne hristiyan ne müslümandirlar, protestanlar katolik degildirler, hatta protestanlar katolik kiliselerini "kilise" den saymazlar. ortodoxlar keza bu ikisini de kabul etmezler. ancak hem yahudiler, hem katolikler, hem protestanlar, hem de ortodoxlar yilbasini kutlarlar.

    sylvester gecesi, eski yilin bitip yeni yilin basladigi bir gecedir, ve din bir yana bütün insanlik icin bir sembolik degerdir.

    allah´a isyan konusu baskadir. allah´a isyan etmek demek, bilerek allah´in yasakladigi birseyi yasaga ragmen uygulamak demektir. allah kuran´in hicbir yerinde " yilbasini kutlamayin" dememistir.... haddizatinda hristiyanlari dost edinmeyin demis olmasina ragmen, onlarin icinde allah´in adi anildiginda kalpleri titreyenleri de vardir (bakara suresi) demistir.

    allah´in yasaklamadigi bir seyi yapmak yanlis degildir. "isyan" hic degildir. öyle bir iddia da bulunmak dinin icerisine yeni birseyler katmak olur ki, esas bu günahtir, hem de "allah´in sözünde saptirma yapmaya calismaktan" cehennemi boylayabilirsin.

    yukaridaki yazi da örneklendirilen ayetlerin hicbirisinde "yilbasi ni kutlamayin" demiyor. sadece hristiyanlari dost edinmeyin diyor. ama ayni kuran´da su sekil ifadeler de yer almaktadir.

    "8. Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

    9.Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.

    10.inkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar ise, onlar da, alevli ateşin halkıdırlar."

    burada "müslüman" degil "iman edenler" kelimesi gecmektedir. ve "inkar edenler" tabiri gecmektedir. ve "diger toplumlara olan kininiz sizi adaletten alikoymasin" denmektedir. yalniz buradaki tanimdaki "siz" "iman edenlerdir"... müslüman ya da hristiyan ayrimi kuran in burasinda yapilmamistir. bunun sebebi de onlarin icerisinde de ,daha önce bakara suresinde belirtildigi gibi, inanan insanlarin olmasi yüzündendir.

    kuran, bu kendini "hoca" sayan sahsin yaptigi gibi, "tüme varim" yapmaz.haddizatinda kuran pekcok konuda detaya iner ve bircok seyi tek tek aciklar. kuran´daki genellikle kullanilan "iman edenler" lafzi, cok düsündürücüdür. iman edenler... belki adam disariya karsi hristiyancilik oynuyordur, ama icinden " ya bu kuran dogru galiba hoca ya" diye geciriyordur. bunu sen disardan bilemezsin. bu bakimdan kuran´in ne kadar genelleme ve tüme varimlardan kacinan bir kitap oldugunun altini bu yazi vesilesiyle bir kez daha cizmis olalim.

    bu "hoca" genellemecidir, ne islam dinini ne de hristiyan dinini iyi tanimaktadir, ama nasil olmussa kendini "hoca" addetmektedir. isteyene, yukaridaki 1. entry´nin hristiyanlarla ve yilbasiyla ilgili iddialarinin "tamamen yanlis ve deli sacmasi" oldugunu kanitlarim.

    yilbasini kutlamanin "allah´a inkar" oldugunun nerede yazdigini göstersinler, ondan sonra konussunlar. yok öyle birsey.... tam tersi, allah´in söylemedigi bir seyi, sanki söylemis gibi yapip dine hurafe sokmaksa, gercekten büyük bir günahtir. dine hurafe sokup sokmadiklari ise cok kolay ortaya cikartilir- mesela kuran´da domuz eti yemek yasaklanmistir, ve bu aynen böyle yazilidir, müslümanlardan hicbir kimse tutup "domuz eti yenilebilir" diye tartismaz, cünkü bu gercekten yazilidir, ama kuran´da "yilbasi ni kutlamak allah´a toptan isyandir" seklinde bir ifade yoktur, varsa göstersinler, ya da bu ifadeye yakin bir ifade nerede varmis, onu göstersinler....gösteremezler, yok cünkü öyle birsey....

    iste dinde hurafe böyle üretiliyor. tekrar, sylvester´in hristiyanlikla bir ilgisi oldugu iddiasi yanlistir, ve bu iddia üzerine kurulmus yazi, ne uzunlukta olursa olsun, yanlis bir önermeden yola ciktigi icin, o yazi gecersiz bir yazidir.
    5 ...
  21. 40.
  22. Bize ait olmayan bir kutlama, insanların oluk oluk içtiği bir günde Allah'a yaklaşma fırsatı, yeni bir yılın başlangıcı için dua edilmesi gereken bir gün, hem neyine sevinirler anlamam, bir yıl daha geçti ömürden, yaşlanıyoruz, ölüme yaklaşıyoruz.Sevinmek yerine bu seferde düşünmeyi denenmesi daha uygun olabilir.
    1 ...
  23. 39.
  24. asıl o yazıyı yazan bilmemne efendi hazretleri varya, işte odur asil isyan eden. sen kendinde nasıl bir hak görüyorsun ki insanlar hakkında hüküm veriyorsun. allaha en büyük şirk koşmak bu değil midir? Eğlencenin aşırıya kaçmışına eleştiri getirsen eyvallah. oturur seninle tartışırım. kimbilir belki sen bile haklı çıkarsın.
    Fekaaat, evinde yıllar yılı ailece hatta sülalece oturmuş çekirdek çıtlayan adamı isyankar ilan etti mi orada dur derler adama. sen peygamber misin ulan? vahiy mi geldi, yoksa götünden element mi uyduruyorsun? neye göre, nasıl isyankar ilan edersin milleti?
    kaç türk kişisi evine almış noel babayı? kaç kişi çam süslemiş evinde? ha süslese ne yazar o da ayrı tabi de. güzel kardeşim; turk halkı noel kutlamaz, yeni bir yılın gelişini kutlar. yeni yıl isanın doğumu da olsa merak etme kimsenin aklına da isa için dua etmek gelmez. daha önemli uğraşları vardır o gece.

    babanne: birinci çinko...
    torun: babanne onu ben yapmıştım!!
    1 ...
  25. 38.
  26. yılbaşı kutlamaları bildiğimiz en eski medeniyetlerden (takvim kullanan) günümüze kadar olmuş bişeydir. gelmekte olan yeni yılı kutlamanın abes hiç bir tarafı olamaz. müslümanlıkta da o dönem arapların kullandığı ay takvimi olan hicri takvimin yılbaşısı kutlanmıştır. ancak toplumumuzda bazı kesimlerce anlaşılmayan bir husus vardır. miladi takvim kullandığımız gerçeği. bir takvimin dini olduğuna inanmıyorum. hicri takvime göre yılbaşı kutlamamız gerektini çünkü müslüman oldumuzu söleyen kesime mensup insanların çoğunun, hicri takvimde hangi yıldayız sorusuna bile cevap verememeleri içlerine düştükleri çelişkinin en bariz örneğidir. miladi takvime göre yaşıyoruz ve miladi yeniyıl girincede haliyle seviniyoruz, üzülüyoruz. bundan doğal hiç birşey yoktur. ancak avrupalıya özenerek çam ağıcı gibi yılbaşıyla bile alakasız noel simgesi nesnelerin, avrupayı taklit eder eylemlerin önce dine aykırı sonrada kültürel asimilasyona sebep olacağını belirtmek isterim.
    0 ...
  27. 37.
  28. 36.
  29. 35.
  30. islam dahilinde dogru bir onermedir. gelgelelim bu tespit "hem musluman takilalim, hem de yilbasini kutlayalim" derdinde olan turkiye ahalisinin pek de hosuna gitmez. Ayni anda hem demokrasi, hem de fasizm ile yonetilebilen bir ulkenin evlatlari acisindan anlasilir bir itirazdir.
    1 ...
  31. 34.
  32. 33.
  33. 32.
  34. demek ki isyanımız birikmiş. zekai katıl bize. havaya iki el isyan edelim.
    1 ...
  35. 31.
  36. o gece arkadaşlarla eğlenirken kimsenin iplemeyeceği fetva.
    0 ...
  37. 30.
  38. yılbaşını kutladıktan sonra cehenneme gidiş biletini kesin alacağımız önermedir.

    (bkz: çay falan da koyma yeter ki)
    0 ...
  39. 29.
  40. (bkz: 1 ocak günü yasaklansın kampanyası)
    dini kurtarmak adına yerinde bir girişim olacaktır.
    1 ...
  41. 28.
  42. Kocaman hoca efendinin tüm bunları bilmesi ve fakat "niyet" denen şeyi bilmemesi anlamına gelir lakırdıdır.

    1) islam da niyet vardır. Yaptığın işi ne niyetle yaptığını beyan edersin. Senin niyetin, girilen yeni yılın kutlanması ise, gavur istediği kadar noelini kutlasın, nema problema.

    2) Bu arada adamlar şükran günü, noel gibi günlerde ailecek bir araya gelinir, küs olanlar barıştırılmaya çalışılır. Uzaktaki akrabalar görülür hasret giderilir. Yani aynı bizim dini bayramlarımız gibi kutlanır onlarınki de. içerisinde sevgi vardır. Kardeşlik, barış huzur vardır. Hak dinlerinin birleştiği önemli noktalardır bayramlar. Onlar bayramlarında götlerini başlarını açıp çılgınlar gibi eğlenmezler. Onlarında bayramları bizim bayramlarımız gibi kutsaldır. Hoca efendi sanırım festivallerle (kıçın başın açıldığı) bayramları karıştırmış.

    3)Hoca efendinin dediği doğru olsa dahi (yani yeni yıl değil noel kutlanıyor) Hz. isa nın doğum gününün bir müslüman tarafından kutlanmasının nesi yanlış. O da Allah ın peygamberi değil mi? Allah ın kurallarını din olarak getirmemiş mi? Sonradan değiştirilmiş olması, onun değerini azaltır mı? Hocamız burada Allah ın peygamberine karşı bir harekette bulunmuyor mu? bu da direk allah a karşı isyan anlamına gelmez mi?

    4) Derlerki islamiyet sevgi ve hoşgörü dinidir. Eski din alimlerimiz bu konuda örnek olacak çokca davranışta bulunmuşlardır. Yavuz Sultan Selim Rumları istanbuldan çıkarmak istediğinde yine bir din alimi buna engel olmuştur. Hocamız biraz da bu konulara çalışsaymış. Açıkçası ben bu kadar bağnaz olanların diğer ülkelerin gizli servis elemanları olduklarını düşünürüm.
    3 ...
  43. 27.
  44. 'e bu sene de allah'ın senesi değil mi yaf?' şeklinde isyana yol açabilecek yazıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük