Çok az türkçe sanatçının müziklerini sevmeme rağmen, gerek sözleriyle gerek melodisiyle beni mutluluklara gark eden oğuzhan koç şarkısı. O nakarata girerken perküsyoncu abimizin coşturması, altyapıyı oluşturan funk rock akorları ve verse aralarında back vokal yapan eser ve ibrahim'in pozitif enerjisi şarkıyı tadından yenmez bir hale getirmiş.
"saçlarımıza beyaz düşmemişken, farklı hayatlar seçmemişken; durdurmadık, durduramadık zamanı" diye gerçekten can yakan bir sözün de içinde barındığı zakkum şarkısı.
evlenecek olan insanların çoğunun nedense hep tek taş denilen modelini aldıkları, taktıkları bir takıdır. düşünüyorum da gerçekten güzel olan beraber beğeneceğiniz belki de yaptıracağınız özel bir yüzük sonsuzluğunuza daha güzel bir anlam katar.
Bazen aklımıza unuttuğumuz anılar gelirde bizi kıvrandırır ya utançtan. Biraz önce bir tanesi geldi aklıma. Bir butiğe girdik ablamla. Yüzük felan bakıyoruz. Bir tane yüzük hoşuma gitti. Taktım parmağıma. ablama gösteriyorum. Sonra hadi gidelim diyor. Bulamamış artık ne arıyorduysa. Yüzüğü çıkartmaya çalışıyorum, çıkmıyor. Hareket bile yok. Ablam çekiyo, ben çekiyorum. Sonra pes ediyorum. Tam parmağımı ağzıma sokucam. Elimi çalışanlardan birisi tutuyor. Çıkartıyor. Hiç akla gelmiyor. O yüzüğü kimler takmıştır. Hadi onu geçtim, davar gibi ağza almak nedir. Tek savunmam küçüktüm.
Ayrılıkların iki yanındaki bedenlerin tam ortasında dikine...dursa.
Ve geçmese parmaklara bir örgü gibi
Ve anarşist bir hüzün yığınak olsa.
Ve sonu dipsiz o madenin...
Neydi bu bağın adı kimyada?