eskiyen bir yüz var, yuvarlak beyaz biraz inşirah, hüzünle solup giden...yanaklarında bir avuç gölge, kirpikleri yalvararak sönen kısık ateş, ötesi hicran döktürdüğü gecelerde unutulmuş çerçeve. her şeyi solup gitti. çocuksu, sıcak müstesna bakışları kaldı bakışlarımda. unuturum diye çok korkuyorum, kirpikleriyle çizdiği sevinçleri, hem ileri hem geri biraz da mahremi. nazarında avunuyorum, onlara saklanıyorum gelmeyecek olsa da. o sıcak bakışları kaldı,yatağımın badanasız duvarında. göz bebeklerim eriyor baktıkça, o bakışlar var ya yeni yıkanmış toprak gibi kokan burnumda...