yapılmış gelmiş geçmiş en güzel telefon şakasıdır. hatta yapılmış en güzel şakadır.
sene 2005 bir garip lise öğrencisiyim. herkes kadar liseliyim o dönemlerde. saflığımsa bir liseliden çok daha fazla. üniversitede kızlar teklif ediyormuş yalanına inanacak kadar masum duygular içerisinde olduğum bu yıllarda bir sevgilim vardı. ailemiz görmesin diye karşı kaldırımdan yürüdüğümüz, buluşma yeri olarak yeni açılan mcdonaldsı ı falan tercih ettiğimiz amele yıllardaydık. sevgilim gülşah; babasının korkusundan telefonu bir süreliğine kapatmıştı. faturalı hattından ise arayamıyordu arama detay babasına gidecek diye.(eskiyiz ama fatura detayı da var aminör)
Bir yandan da üniversite sınavı bastırıyor ama 3 yıl boyunca tek aktivitesi futbol oynamak olan bir fen lisesi öğrencisi nasıl kazansın demeden, son düzlükte yapacağım atağa güveniyordum. Bir cemaat dersanesine gittiğimden, beni bir yurta çağırıp sabahtan akşama ders çalıştırıyorlardı. Yine bir etütün daha sonuna geldik derken, özel numaradan arandığımı farkettim. gülşah arıyor zannedip açtım. karşımda boru gibi bir ses. özetle şöyle bir konuşma geçti:
-alo
+alo buyrun?
-gardaş, selamın aleyküm.
+aleyküm selam, kimsiniz.
-bak canım kardeşim, bu konuşmayı yapacaz, ve daha sonra bu konu bir daha açılmayacak.
+ne?
-ben adanadan arıyorum. adım mahmut. senin bir sevgilin mi varmış gülşah diye?
+ııı şey, evet?
-bak güzel kardeşim, ben gülşah ın uzaktan akrabasıyım. on yıldır da ona aşığım, babasıyla da konuştum, anlaştım, bana verecek gülşah'ı.
+iyi de sen kimsin numaramı nerden buldun?
-gülşah'ın telefon faturasından aldım. bak olay çıksın istemiyorum, gülşah mutsuz olsun da istemiyorum, ben canımı veririm onun saçının bir teline. o kadar çok seviyorum.
+biz sevmiyoruz sanki
-ulan artist artist konuşma bak, tepemin tasımı attırma. gülşah ı bırakacaksın, bugünden sonra daha aramayacaksın. Ama onun üzülmesini de istemediğim için, kendiliğinden ayrılmış gibi yapacaksın. Karşılığında paraya boğarım seni. çok zenginim, paraya boğarım seni. para sıçıyorum resmen
burada bir artistlendim nedense. müthiş bir özgüven, e tabi amk, tüm dersaneler beleşe alıyor, mükemmeliyetin ölçütü bu idi o vakitler. nasılsa ya doktor ya eczacı bir şey olup paranın amına koyacaktım ya hani, diklendim.
+para nedir yaa, bizim aşkımızın satılık olduğunu düşündüren ne oldu sana? hem ben yarın öbür gün doktor mühendis vb bişi olup, o paranın kat kat fazlasını kazanırım ben. hem param olmasa ne olur yani? ülşah yanımda olsa yeter bana.
önce biraz öğüt vermeye çalıştı.
-bak koçum, daha çok gençsin, ben 27 yaşındayım, daha çok insan çıkacak karşına.
+başka insanın çıkmasını istemiyorum.
bi anlık sessizlik.
-elli milyar.
+bi git; ne diyon sen ya, beni satın mı alacağını sandın?
-yüz milyar.
+benim aşkımın bir pahası mı var sanıyorsun, ne ile uğraşıyorsun.
-iki yüz milyar.
+ya bak!!!!
-üç yüz milyar.
+(sessizlik)
oha amk. fakir yüreğimin can damarı para değildi ama, hayatında bu meblağın binde birini bile bir arada görmeyen bir çocuk için, hayret verici bir durumdu. alnımdan süzülen terler, götümden süzülenlerin yanında okyanusta damla gibiydi. üç yüz milyar lan, bir doktor olsam, kıçımı yırtsam falan, ki en erken on sene var buna. adam trink veriyo parayı.
-üç yüz milyar bak, üç yüz milyar, hayatında bu kadar parayı bi arada gördün mü sen ya? mal mısın? üç yüz milyarı al, terket ve git, gülşah benim olsun yeter ki.
+yaa böyle şeyler telefonla mı konuşulur?
işte yavaş yavaş çözülmüşüm burada arkadaşlar. kendi hayatımı kurtarmak, sevgilimden ağır bastı. kendisi bugünkü mana ile ilk sevgilim olmasından mütevellid çok körü körüne bağlandığım, ancak bana da yapmadığını bırakmayan huysuz bir kız olduğu için, bu teklife sıcak bakmaya başlamıştım ki bu "ama yardımcı olun mehmet ali bey" moduna girmemden anlaşılıyordu.
+bunu yüz yüze konuşmalıyız, off ne diyorum ben yaa.
/ (evet burada başka bir ses duydum)
/"kes ulan teres" de
-kes, ... kes kereste.
dııt dııt dııt dıııttt.
oha bu ne derken, o anda anladım bütün bunların bir telefon şakası olduğunu. insan sağlam dabreleri en yakınından yer sözünü haklı çıkarırcasına en sevdiğim birkaç arkadaşımdan birinin ön çalışma yaparak bana yaptırdığı (yeni okulunda bir arkadaşına aratmış) muazzam şaka orada son bulmuştu.
Burada çok özet geçtim, konuşma nerden baksanız yarım saat sürdü.
gülşah: 23 yaşında. bu olaydan iki ay sonra gülşahıin beni aldattığını öğrendim ve hayatımda büyük bir yıkım oldu. sonradan it gibi pişman olan gülşah defalarca yeniden benimle olmak istemesine rağmen reddettim. şimdi güzide bir tıp fakültesinde 5. sınıfta okuyor.
şakayı yapan arkadaş: odtü de siyasi bilimler okudu. bence tam mesleğini buldu. çok mutlu
soğuk düş etkisi: gülşah ve sonradan gördüğü pek çok düşünden üşüyerek uyanmaya devam ediyor.
edit1: keşke gerçek olsaydı amk. şaka çıktı.
edit2: yine olsa yine satarım o kevaşeyi.
kime göre neye göre diye giriş yapıp uyuzluk yapmadan önce yazarına "iyi keklemişler" demek istediğim şakadır. (bkz tanım yapacaz diye çektiğimiz çileye bak arkadaş)
yüzyılın telefon şakacısına yapılan şakadır.
+Alo?
- Alo ben yüzyılın telefon şakacısı.
+Alo?
-Ben yüzyılın telefon şakacısı.
+ Alo?
-Lan ben yüzyılın telefon şakacısı.
+Alo?
-Amk sesim gelmiyor mu? ben yüzyılın telefon şakacısı.
+Alo?
- Lan oç. Ben diyorum ben. Yüzyılın telefon şakacısı.
+ahahaha