örneklemek gerekirse: az sonra evine misafir geleceği halde kalkıpta evi derleyip toplamamaktır. zaten yemek falan da hazırlamamışken yüzsüzlükteke level atlanarak gelen misafire 'misafir umduğunu değil bulduğunu yer' demek vaciptir
fenerbahçelilerin yaptığıdır. arkadaş, kendi evinizdeki maçta pozisyonunuz yok, yenilmekten kurtulmuşsunuz. gelmiş, beraberliğe seviniyorlar diye laf atıyorsunuz. kimin sevindiğini tahmin edebilmek güç değil.*
bilindiğinin aksine, kimi zaman çok büyük bir fırsat kazanmanıza olanak sağlayacak durumdur. Özellikle iş ile ilgili yapıldığında "yüzsüzlük" artık hayat felsefeniz bile olabilir. Ben çok kazandım arkadaş.
bir hadise ile anlatmak istiyorum, aile apartmanında yaşıyan bir ögrenci iseniz ortama adapte olmak için komşularınızla gereksiz bağlar kurmak zorundasınız. * çok uzattım yine hadiseye gelelim, karşı dairede yaşlı bir teyze var okadar tatlı okadar iyidir ki bize her gün yemek verir, yine bir gün yemek vermek için kapıyı çaldıktan sonra biraz zorlanarak kendi tabaklarını sordu - evladım 1 kaç tabagım sizde kalmış onları alım dedikten sonra ben tabiki teyzeciğim bulaşığı yıkayım ben getirecem zaten boş vermek istemiyoruz * ertesi gün kadın yine kapıyı çalar bu sefer - evladım yemek yaptım ama size getirecek tabak kalmadı varsa 1 temiz tabak ver yemek koyim der ve siz yerin dibine girersiniz ama utanmadan yine tabağı verir, afiyetle yemeği yersiniz. ***
Genellikle tercihini bizim yapmadığımız iş hayatında karşılaştımız insan türlerinden. Bunlara biraz yüz verirsin astar isterler. Astar verirsin diktirme parası isterler. Bu insanlara elini verirsen kolunu kaptırırsın. Sulu, cıvık insanlardır. Uzak durmak gerekir.
yaptığı hatalardan utanmayan insanların; bir özür bile dilemeden, yaptıklarını düzeltmeden af bekleyecek kadar karşısındakini hiçe sayma aşağılıklığıdır. düzeltilmeyecek hata yaptıkları halde af bekleyenlerse, aptal ve megaloman yüzsüz sınıfına girmekte olup, icra ettikleri yüzsüzlük isimlendirilemeyecek boyutlardadır. karşısındakini hayvan yerine koymaktan başka bir şey değildir yaptıkları.
karşındaki insanın sabrını ölçmektir adeta. bir yüzsüz şöyle der; "evet biliyorum yaptığım hareket hoşuna gitmiyor ama bunu bile bile yine yapıyorum ve beni her seferinde hoş görmeni bekliyorum". ha hoşuna gitmiyorsa eyvallah der çeker gider bi de, tsunami gibidir. sizde ağzınız bir karış açık bakakalırsınız.
insanların yüzüne nasıl bakarım düşüncesinin bir kere bile aklından geçmeyen insanların yaptıkları şeylerin tümüne verilebilecek addır. utanma ve arlanmayı bünyelerinde zaten taşımayan; terbiye ve haysiyetin de zaman zaman yok olduğu insanların yaptığı eylemlere verilen addır.
ayrıca (bkz: yaran yüzsüzlükler)
bazen yapılmalıdır.gurura yenik düşmektense yüzsüzlük yapıp kazanmak daha iyidir.hayatın kurallarından biridir bu.*
biraz şuna benzetebiliriz aslında isteyenin bir vermeyenin iki yüzü kara.ya da ağlamayan çocuğa mama vermezler.yüzsüz olup bir şey istemezseniz alma ihtimaliniz hiç yoktur.ama isterseniz her zaman bir şansınız olacaktır.