kötü bir durum. başınıza ne geleceği belli olmaz hiçbir zaman, o nedenle öğrenmek gerekir. yüzmek tamamen sakin olmakla alakalı bir durumdur. suda sakin kaldığınız müddetçe boğulmazsınız.
Hocam ;
- 1 ayda öğrenebilir miyim?
- Bir kur yeter mi?
- Ben aslında suda kalabiliyorum ama işte nefesim tıkanıyor batıyorum sonra,
- Kalabalık çok,
- Havuz boşken gelsem?
Son tepki ; " Su Soğukmuş "
O sırada ben içimden dertler derya olmuş...
şimdi bir de bunların boy ver modelleri vardır.
yüzme bilen birine bir boy ver bakalım nerene geliyor derler.
yazık la biraz çabalasa yarım saate öğrenecek oysa.
çoğu kişiye yüzme öğretmişimdir. ha ben çok mu biliyorum? öyle artistik falan atlayamam suya. kazma gibi atlarım. ama iyi yüzme öğretirim. bi kere o iş derin suya atlamayla falan olmaz. insanların korkusunu tetikler.
sığ yerde (bahsettiğim belini bile geçmesine gerek yok.) kafanı sok suya ayakları cuppala cuppala bilekten oynatarak yüz gitsin. boğulma korkusu yok bir şey yok. bunu sağladıktan sonra kulaç atma işlerine gir. denizde işin daha kolay. tuzlu suda istesen de batamazsın. suda batmak da meziyet ister.
ilk aşamada sığ suda vücudunu suya bırak yeter.
sikintili durum. sikintili diyorum cunku bu hayati bir sey, yarin bir gun sahil kenarinda gezerken suya duserseniz bu yuzden hayatinizi kaybetmek ne kadar kotu olur dusunsenize.
bir sey daha var, yuzmeyi bilmekten cok daha onemlisi suda durabilmektir (water treading). asil ogrenilmesi gereken de budur. yoksa kafa disarida, rastgele kulac atmak ve ayak cirpmakta bir sey yok. ama bunlari yapmak sizi 15 metre sonra cok yoracak, ve siz eger yuzmeden su ustunde nasil kalinacagini bilmiyorsaniz basiniz belaya girecek. en az efor harcatan ancak ogrenmesi en zor su ustunde durma yontemi eggbeater, sirali kurbaga vurusudur. ellerinizi kullanmadan suda kalmanizi rahatca saglarsiniz.
son olarak yuzme biliyor olsam da asla acilmam. ara sira da yoklarim hala yere yakin miyim diye, degilsem de usulca kiyiya yaklasirim. her ne kadar bogulanlarin hepsini yuzme bilmeyenler saniyorsak, aslinda bir cogu da yuzme bilip kendine cok guvenenler. cok derin yerde yuzmek istiyorsan buyur havuza git. sonunu bilmedigin, akintisini hesapyalamadigin bir yerde acilmak gereksiz risk.
Acikca da soylerim denizden korktugumu. Daha bu tatilde kiz arkadasimin da acilmasina engel oldum bu sebeple. Bunda utanilacak bir sey yok. Acilmakla ovunulecek bir sey de yok.
denize girdiğinizde belinizin civarına gelen yere kadar gidip kafanızı sokup çıkarmanızla sonuçlanacak eylemdir. denizde sağa sola yürüyüş yapmakla da sonuçlanabilir.
Biz küçükken bizden büyük abiler bizi tokatlaya tokatlaya Çoruh nehrine atardı. Çoruh nehri Türkiye’nin debisi en yüksek nehridir. Suya düşer düşmez bir tokatta sudan yer yetmezmiş gibi bir de o ivmeyle son sürat bir kayaya yapışırdık. Bayılacak derecede boğulur gibi olunca atlayıp çıkartırlardı. Bol Alüvyollü çamurlu bi su kusardık.
Bu tekrar tekrar devam ederdi. Ta ki karşı kıyıya geçmeyi öğrenene kadar! Kimse nefesini tut kolunu böyle çırp bacağını şöyle salla diye öğretmezdi de!
Sonra suyun içinde gözümüzü açmayı öğrendik, sonra alabalık yuvalarını, çıplak elle tuttuğumuz alabalıklar en lezzetlileriydi!
Şimdi iyi yüzüyorum, denizin ortasına at boğulmam bacak bacak üstüne atar güneşlenirim ama yüzmeyi kendim öğrendiğimden biraz lambur lumbur yüzüyorum, he bazıları şiir gibi yüzüyor ama olsun! Şavşat’ta yüzme kursu vardı da biz mi gitmedik!