ilginc bir eyleme imza atmı$ gruptur..
eylemde goruldugu gibi eylemci genclerimiz koc holding'ten bogazici universitesine konferans vermek icin gelen yetkili bayana "koc ta$$agı" fırlatmak suretiyle bir araba dolusuda laf soylemi$lerdir..burada akla gelen soru,universitedeki guvenlik zaafiyetidir.acaba o bayanın yerinde mustafa koc yada rahmi koc gibi isimler olsaydı,o gencin akıbeti tahayyul dahi edilebilir miydi..ote yandan bu $ekilde bir eylemi seviyesiz bulmuyorum fakat daha seviyeli bir platformda daha etkili olabilecegine inanıyorum..evet yaptıkları bu eylem bir ses getirdi fakat bu ses pof diye kaybolan cinsten..bu $ekilde,aniden parlayıp sonen sese dayalı gruplar,yıkılmaya mahkum bir agac gibidirler..
25'ine kadar dünyaya kafa tutmuyorsan ahmaksındır, 25'inden sonra hala kafa tutuyorsan daha da ahmaksındır cümlesini hatırlatan, anarşizme dair öğeler de içeren, desteklenmesi gereken oluşumdur.
pek çok duvarda, merdiven basamaklarında gördük yüzde52 yazısını ama neymiş bu yüzde52. kendilerinin deyişiyle '%52 öfkenin manifestosudur. %52 hayatımızı gasp eden iktidarlara ve iktidar ilişkilerine karşı mücadele çağrısıdır.'neden 52 derseniz türkiye deki 26 yaşaltı nüfusun toplam nüfusa oranıymış.
Bırakın Ulusal Polat Alemdar kırmalarının ardına saklanmayı, kendiniz gelin, üniversite kralları!
Yaşadığımız topraklardaki pek çok üniversitede sivil faşist saldırılar artıyor. Bunun bir yansıması da Çarşamba günü istanbul Üniversitesi'nde gerçekleşti. BMGD, iÜ'deki saldırının ertesi günü bu saldırıların niye arttığına dair üniversitenin krallarını çıplak bırakan bildirisini Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde dağıttı. Üniversitenin krallıkları, yine genç olan Ulusal Polat Alemdar kırmalarını gençlerin üzerine saldırtıp sonra da "sağ-sol çatışması" yalanıyla gençlere saldırmayı artık bıraksınlar da, kendileri kalkıp gelsinler... Yakışıyor mu hiç koca koca "adam"lara?!
--spoiler-- https://galeri.uludagsozluk.com/r/21610/+
--spoiler--
iktidar ilişkilerinin hayatımızı esir alan ağlarına karşı kurulan oluşum... kendi sözleriyle anlatmak gerekirse:
" %52 hayatımızı gasp eden iktidarlara ve iktidar ilişkilerine karşı mücadele çağrısıdır. Zalimlerin gücüne karşı özgürlük ve hayal gücüne inananların hayat dolu öfkesidir. Bu topraklarda birçok ayrıntıda kılcallaştırılarak yürütülen saldırılara maruz kalan çocukların ve gençlerin genel nüfusa oranıdır. Hayalleri ve kalpleri kırılmış, kısa ömürlerinde acımasızca ölümlere zorlanan yaklaşık 37,5 milyon insandır. Kayıt altına alınmış 72 milyon nüfusun 26 yaş altındakilerinin %52’lik olmuş acılı hikayeleridir. Küreselleşen zulmün bu topraklara düşen kanlı payıdır.
Matematiksel-iktisadi aklın sosyal olanı yorumlama biçimiyle %52’yi anlayabilmek pek mümkün olmaz. Bu manifesto da zaten araştırmalara, bilimsel verilere dayanan bir perspektif sunma iddiasını benimsemiyor. Bilinmeli ki özgürlük asla rakamlarla ifade edilemez. Bu toprakların patolojik politik-ideolojik “geleneği”, kendine %52 diyen bir özgürlük iddiasına “söyledikleri şeyler tamam da kendilerine niye böyle rakamlı bir isim koymuşlar” diyerek meselenin ciddiyetini sorgulayabilir.
iktidarlar ve iktidar ilişkileri rakamlarla konuşmayı sever. Rakamlarla pek arası olmayan toprağımızın insanları da, rakamlarla konuşan politikacıları “biz anlamadık, herhalde doğru bir şey söylüyor” diye bağrına basar. Seçimlerde değişik oranlarda oylara boğar. Oysa ki paranın matematiği, özgürlüğü hesaplayamaz. %52 disipline edilmesi, kontrol altında tutulması, o da yetmezse öldürülmesi gereken bir topluluktur. iktidarlar, kendi sürekliliklerini sağlamak, güçlerini artırmak için istatistiklerden medet umar ve yararlanırlar. insanlığa ve hayata saldırmak için araştırmalar yaptırır, çıkan veriler de strateji uzmanı alçaklar tarafından iktidar politikalarına dönüştürülür. iktidar ve iktidar ilişkileri de bu politikaları hayatlarımıza saldırarak gerçekleştirirler. "
"%52 nedir? Sensin, benim, onlar, bunlar, ötekiler, berikilerdir. Bu topraklarda ayrı ayrı birbirinden habersiz saldırılara maruz kalarak yaşayan milyonlarca insanın sadece bir bölümü, çocuk olanı, genç olanıdır. Onlar için açılmış mezarlara bir bir atılıyorlar. Üstelik hızlı yaşadıkları için değil, katledildikleri için. Yalan denizlerinde boğulurlarken kimse seslerini duymuyor. Kimse onları duymadığı gibi, birbirlerini de duyamayacakları biçimde iktidarlar ve onun ilişkileri tarafından sürekli kontrol altında tutulup yalan denizinin diplerine çekiliyorlar. Yalan söylüyorlar! Gençlik gelecekmiş! iktidarlar kendi geleceklerinden başka bir şey düşünmüyor.
Ölüyoruz, öldürülüyoruz, birbirimize kırdırılıyoruz. Farkına varmak için sadece başımızı kaldırıp bir adım atmamız yeter.
Şimdi değilse ne zaman?
Biz değilsek kim?
Yeter artık yeter, haykırıyoruz,
HEM DE TÜM ÖFKEMiZLE HAYKIRIYORUZ: