oksimoronların en güzeli, tam karşılığı.
ah kankulilerim, zaten halkın tamamına yakını müslüman, ama yapılan işlere bakın.
%99 u müslüman olan halka;
devletin dini yok diyorsun.
dini devletten uzak tutan sistemi dayatıyorsun.
türbanlı olan öğrencileri okula almıyorsun.
örtünen kadınları meclise sokmuyorsun.
adam sakallı diye işe almıyorsun.
işte namaz kılmasına izin vermiyorsun.
cumaya gitmesine müsade etmiyorsun.
performans gereken bir işte, işçine oruç tutmasına müsade etmiyorsun.(zorla su içiren patron görmüşlüğüm var)
yahu bunlar halkın kutsalı, uğruna canlarını verecekleri değerler. ama sen bunları laiklik kılıfına uydurarak yok sayıyorsun.
sonra muhafazakarlar laikliği niye sevmiyor. aha saydım yukarda ondan sevmiyor.
%99'un çok çok abartı bir oran olduğunu varsayarsak(oruç tutanların oranı %30, 5 vakit namaz kılanlarınki %15) yerinde bir karardır. uluslar din denen örtüyü kaldırmadıkça teknolojik, bilimsel, siyasal gelişimi yakalayamazlar. (bkz: fransız ihtilali)
--spoiler--
The Turkish Government states that between 90% - 95% of the population belong to the Islamic Majority, but recent polls can concur. In the most recent poll conducted by Sabanci University, 83% of Turks revealed they were Muslim. Of that, 16% said they were "extremely religious", 39% saying they were "somewhat religious", and 32% saying they were "not religious". Roughly 13% of the population is Orthodox Christian, Jewish, and Bahá'í. 3% of Turks declare themselves with no religious beliefs.
--spoiler--
laikliğin anlamını dinin elden gitmesi olarak tanımlayan gerzeklere ters gelen durumdur. ancak laikliğin anlamını tam anlamıyla kavramış ve aydınlık beyinlere göre olması gerekendir... ulu önderin de dediği gibi.
gerekli olandır. laik düzenden memnun olmayanları tatil niyetine laiklikten bi'haber arap ülkelerine göndermek isteyeceğim başlıktır. laik devletin değerini anca yokluğunda anlayacaklardır bu zihniyette olanlar.
benim dindoş tanımım ; dini kendi çıkarları için kullanan ,insanların vicdan özgürlüğüne saldırıken yüce dinimizi acımısıca sömüren kişi
dindoşların sıkça kullandığı bu ''%99'ı müslüman olan bir ülkede... '' diye başlayan bu cümleye giydirme vakti çoktan geldide geçiyor diye düşündüm.
Şimdi efenim bu ülkede laikler en kötü %40 olsun, daha fazlada mantıksal görüşümü önermek için bir oran bu , günah kötülük hertürlü pislikte ne diyor bu dindoş , diyorki ; ''bu pis laiklerin bok yemesidir efenim'' hoooop kendince müslüman tayfadan laik %40 ı gizlice çıkarıveriyor , sonra aklına bir fikir geliyor bu dindoşumuzun mesela şeriat isteyecek bu seferde başlıyor, ''%99'u müslüman olan ülkede ...'' bu seferde %40'ıda olaya dahil ediyor , anlayacağız bu dindoşlar çok ikiyüzlüdürler , dünya görüşleride çok kıttır bu zavallıların...
kendilerine bir sorum var! madem %99'u müslümansa ülkenin , bu kadar pislik , talan yağma insana düşmanlık niye ve nereden geliyor ?
%99 u müsümanlardan oluşan bir ülkenin insanları bu kadar pisliği nasıl yapabilir ?
ama biz mantıksever insanlar diyoruzki ; insanların ettikleri , onların dünyasal görüşlerinden değil , kişilik görüşlerindendir, buradaki benlik kavramını iyi analiz edebiliyoruz anlayacağınız , çok iyi müslümanım diyen çok şeytani günahlara girebilirken , herhangi bir ataist herhangi bir suç işlemeden topluma faydalı olabilir buradaki nokta kavramları anlamaktan geçer...
Mantıksal çerçevede düşünen ve dünyayı daha geniş açıyla görebilen yazarlarında bana katılacağına sonuna kadar inancımda tamdır.
diğer toplumlarda olduğu gibi mantıklı ve normal harekettir. bu hareketle herkes inancını belli kurallar çerçevesinde özgürcen yaşayabilir.
%99 u müslüman olan halka diye bir cümle kullanamazsınız. yok öyle bir şey çünkü. afaki rakam verdik salladığımız belli olmasın mantığının dik alası.
hangi istatistiğe, hangi belgeye dayanarak sen azınlıkların, farklı inançları olanların %1 olduğunu iddia edebiliyorsun?
ayrıca iddiaların var ki evlere şenlik:
devletin dini yok deniyormuş;
evet, devletin dini olmaz. devlet her vatandaşa eşit mesafede olacak ki herkesin hakkı korunacak, herkes huzur bulacak. din ve vicdan hürriyeti kişiye özeldir ve devletin işi de bunu korumaktır. millete din pazarlamak değildir, çünkü millet başka şey ümmet başka şeydir.
dini devletten uzak tutan sistem dayatılıyormuş;
dayatılmasına gerek yok, devletle dinin işi olmaz zaten. devlet gerçek hayatta işine bakar, sen de gider duanı edersin, abdestini alırsın vs. senin dininden ibadetinden bunları yaşayabilme özgürlüğün haricinde devlete ne? devlet kendi işine baksın. sıkıntın olursa diye al diyanet işleri de var, bundan fazlası saçmalığın dik âlâsı.
türbanlı olan öğrenci okula alınmıyormuş;
külliyen yalan. türban tartışılırlığı olan bir şey. ama okullara alınmadığı yalan ve saçmalık. zaten ne kadar alınmasalar gene de takıyorlar, farkeden bir şey olmuyor. bunda kötü bir durum yok da ayrıca. kampüste türban takan kızların ulemalık taslamasını saymazsak tabi.
örtünen kadınları meclise sokulmuyormuş;
bir merve kavakçı olayıyla patlamıştı bu. şimdi aşıldı mı bilmiyorum ama haklı olunabilecek bir taraf bu. yani alınıp alınmaması fazla bir şey ifade etmiyor. önemli olan insanların kafalarındaki düşüncelerdir. nazlı ılıcak türban mı takıyor? hayır. ama anlattıklarıyla karaçarşaflı olduğunu hissettiriyor. o yüzden şekilci olmak saçma. gereksiz.
atatürk'ün yeraldığı mebusan meclisinde de sofu kişilikler sakallarıyla arz-ı endam ediyorlardı ama fikir çeşitliliği nedeniyle atatürk bunun karşısında olmamıştı. belki bugün olsa bugün de olmayabilirdi veya olabilirdi. önemli olan düşüncedir.
yalnız şöyle bir durum var. bir ülkenin bir devleti olur, bir devlet bir yasa koyar, bir yasaya da herkes uyar. uymazsa orada anarşi olur ve düzen bozulur. meclis yönetmeliğinde olmayan bir şeyse türban bunun bir mantığı vardır ve buna uyulması gerekir. ki bunlar öğrenci değil, koskoca insanlar ve milletvekilleri. türban takıcam diye tutturan birilerinin olması ancak ve ancak çocuklukla açıklanabilir. milletvekili olan insanda da biraz özgüven oluversin.
adam sakallı diye işe almıyorlarmış;
gayet basit toplum kuralları bunlar. devletde ve özel sektörde değişiklikler olabilmekle beraber normal olandır. bunu koç'da çalışan adam da yapar, bakanlıkda çalışan adam da yapar, lisedeki çocuk da yapar. tartışılıp acındırılacak bir konu da değil. hayır kılda keramet olsa götte ne işi var?
işte namaz kılmasına izin vermiyorlarmış;
namaz kılınacak zaman vardır kılınmayacak zaman vardır. ayrıca iş zamanında namaz kılman da başka insanların işlerinin gecikmesine, başka ekmeklerin yerine ulaşamamasına sebep olabilir. hiç o açıdan baktın mı? çalışmaktan güzel ibadet mi var? herkes çalışırsa herkes ekmek yer.
veya çalışmazsın, bütün gün kendini allah yoluna adarsın, o da bir tercih. ama bunun kurallarla da alakası yok.
mesela bir ofiste herkes toplanmış, iş yapılıyor. durduk yerde namaz vakti ben gidiyorum diye kaçıyorsun, sana ihtiyaç da var. ne olacak peki orda? o kadar insan seni mi bekleyecek, o kadar iş sen sevap kazan diye yarıda mı kalacak?
buna allah da razı olmaz zaten, adalet mi bu?
cumaya gitmesine müsade etmiyorlarmış;
arkadaşım bak bu işin bir özeti var. senin manevî dünyan senden başka kimseyi ilgilendirmez, buna kimse karışamaz, kimse de engel olamaz. ama bir işyerinin kuralı vardır. ordaki patron veya amir de sana otur çalış diyorsa senin de onu yargılamaya hakkın yok, yetkin de yok zaten.
sen bunu bu haliyle yapmaya çalıştığın vakit ortaya sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa sorunu çıkar ki o zaman işler yürümez, herkes mutsuz olur.
aç karnına namaz kılmak istiyorsan sen bilirsin.
o zaman duaya elhama maaş veren biriyle çalışacaksın sorun çözülecek ama normal insanların öyle bir dünyası yok. millet ekmek kazanıcam diye birbirini parçalıyor.
önce bu dünyanın işi var, öbür dünyayı bu dünyadaki işini yoluna koyduğunda hallet.
kaldı ki allah bize sadece namaz kılmamız, ibadet etmemiz için can verseydi ne etrafında gördüğün bu arabalar, ne fabrikalar, ne şirketler olurdu.
gökten zembille çeşit çeşit yemek inerdi biz de bütün gün ibadet ederdik.
performans gereken bir işte, işçinin oruç tutmasına müsade etmiyorlarmış;
anlatmaktan yoruldum ama tekrar söyleyeyim. bütün bu sızlanmanın, şikayetin laiklikle alakası yok.
sekülerizmle kapitalizm apayrı bir şey. seninki elmayla armudu karıştırmak.
bu şikayetlerini müslüman patrona da söylesen, yahudi'ye de söylesen, ateiste de söylesen alacağın cevap ''beğenmiyorsan yaz istifa mektubunu, senin gibi adam çok dışarda'' olur. acı ama gerçek.
he sen çok önemli bir parçasısındır şirketin adam da sana müsamaha gösterir. çatır çatır namaz da kılarsın, oruç da tutarsın. o zaman şeriat mı gelmiş olacak? hayır.
milyonlarca aleviye gayrimüslim muamelesi yapıp, ermenileri tehcir edip, rumları kovup, süryanileri adam yerine koymayıp, hüviyetinde her islam yazanı bu kategoriye dahil edip ulaşılan bir oranla laikliğin gelmesinden rahatsız olan bir grup var. bunlar yüzde 99 mudur bilemem ama laikliğin tam da bu sebepten gelmiş olması şaşırtıcı mantıklı ve insani olandır. laiklik konusunda pek başarılı olamadığımız yakın tarihimize bakınca ayyuka çıkmaktadır o da ayrı mesele.
devletin "belirli bir" dini yok diyorsun.
dini devletten "ayıran" sistemi savunuyorsun
,,,
,,,
,,,,
diye düzeltilmesi gereken entryler içeren başlık.
milliyetçiyim ama laiklikte atatürkün ilkesidir her zaman savunurum...
bi avuç eşşeği adam etmeye çalışmaktır. ama o bi avuç eşşek günü geldiğinde kendisini adam etmeye çalışan o kişiye "acıma yetime döner koyar götüne" misali nankörlükle yaklaşacaktır.
ek: kemalist değilim mustafa kemal'in eleştirilebilecek pek çok düşüncesi (kişisel değil) olabileceğinin farkındayım hele ki kemalist zihniyetin mustafa kemal'i nasıl putlaştırma yoluna girdiğine değinmeyeceğim bile. ancak vaki olan mesele düpedüz nankörlüktür. bunun ne ılımlı islamla ne kemalizmle ne de başka bir yaklaşımla tarif edilebilecek yanı yoktur.