litresi 4 liralık benzin iç hissedersin. hala mı hissetmiyorsun? idrak yollarında taş varsa ben ne yapayım arkadaşım ..boğazında hissetmezsen kıçında mutlaka bir karıncalanma hissediyor olmalısın.. allah allah hala mı hissetmiyorsun? yırtarım arkadaş ben bu ekonomi diplomasını (hay allah geçen gün il başkanından torpille belediyede çöpçü kadrosu için evrak teslim ederken arada onu da vermişim yok yırtacak bişi kalmamış yeşil kart versek??)
it gibi çalıştığımız halde hakkımızı alamadığımızı söyleyince gocunanlara yansır,
sistemin kıç yalayıcılığını yapanlara yansır,
artık ne çıkarı varsa, inatla konuyu sündürene yansır,
toplumunun gerçeklerinden uzak olanlara yansır,
açlıktan ölmemek için sürekli borçlanan, borcu olduğu için intihar eden, evine yemek götüremediği için kendi asan adamları canı istemediği için çalışmıyor zannedenlere yansır,
köle gibi çalıştırıldığı halde, zaten kuş kadar olan maaşından kesilen vergilerin artırılmasından bihaber olanlara yansır,
işsizliğin olmadığını savunan, milleti tembellikten aç zannedenlere yansır,
kapitalist ekonomiyi inadına inadına savunanlara yansır,
eşitlik kavramını adaletli gelir dağılımı maskesiyle kapatanlara yansır,
hala bazı beyinsizler ki bu şerefsizler hakaret etmek durumu hakaret sıfatında olmamalı artık sırf akp'yi yalamak için vesanki cebine bu büyümeden 24234232 lira girmiş gibi savunduğu durumdur.
ya a.koyim rekor işsizlik falan var, millet aç hala ne zikimi savunuyorsunuz.
illa gelip bizi zikin mi diyorsunuz.
lan sonra küfür ettin mi küfür ettik oluyoruz.
işçiye sansımayacaktır normaldir. çünkü işçi maaşları gene aynıdır. değişmemiş hatta indirilmek için çaba harcanmaktadır. ama kapital sahiplerinin önleri açılmaktadır.
türk halkının çoğunun dile getirdiği cümledir.
ekonomik büyüme bir ülkede mal ve hizmet üretiminde artış olmasıdır. işsizliğin yükseldiği bir ülkede mal ve hizmet üretimini kim yapmaktadır ayrıca merak konusudur.
eğer;
eldeki altın yumurtlayan tesisler birilerine peşkeş çekilmişse,
yüksek faiz düşük kur varsa,
ihracatçı cezalandırılıyor, ithalat daha cazip hale geliyorsa,
rakamlar üzerinden aldatmacalarla büyür, üretimle değil. ekonomik büyüme ile kalkınma aynı şey değildir. ekonomik büyüme ülke ekonomisinde sayısal değişimleri ifade ederken, ekonomik kalkınma nicel gelişmelerin yanında yaşam standardının yükselmesi gibi sayıyla ölçülemeyen nitel gelişmeleri de ifader eder. ama başlık büyüme ve bunu hissetme ise ikisi arsında ilişki tabiki kurulacaktır. vatandaş cebine bakar, cebindekilerle aldığı şeylere bakar. sofradakiler eriyorsa her geçen gün bu rakamların onun açısından önemi yoktur.
üniversite mezunları kasiyerlik yapıyorsa bu onların hepsinin kendini geliştirmediği anlamına gelmez. eğitimde eksiklikler, torpil müessesi ele alınmaksızın suçu tek kişiye yüklemek kolaycılıktan öte bir şey değildir. bu insanlar bir sınavla seçilerek okumuşlardır o sıralarda. hatalı olan, kendini geliştirmeyen kişiler de vardır. ama mecburiyettten bu işlerde çalışanları bu şekilde yaftalamak vicdansızlıktan öte bir şey değildir. ataması az olan edebiyat öğretmeninin temizlik ürünü satması,fizik öğretmenliği mezunu arkadaşın kpss'den 80 küsür aldığı halde polis olması, tekstil mühendisi arkadaşın panjurculuk yapması gibi. bu herkesin ayıbıdır.
40 kişinin alınacağı pozisyona binlerce kişi başvuruyorsa,
kapanan işyeri sayısı artmışsa,
yıllardır çalışan işletmeler darboğza girip kapanmışsa*** ihracatın büyük çoğunluğunun yapıldığı avrupa birliği ülkeleri krizdeyken * büyümeye şüpheli yaklaşılır tabi. hissedilen şey bu ülkede yoksulluktur. seçim propagandası olarak dağıtılan kömür, nohut ise bunu kanıtlar niteliktedir.