hüsnü mübarek, 7 Eylül 2005 'te başkanlık seçimleri yapılmış:
Geçerli oyların %88.6'sını almış başkan seçilirken.
Başkanlık yarışı Hüsnü Mübarek'in tek başına katıldığı bir seçim falan da değildi hani. En ciddi rakibi ''YARIN PARTiSi'' adayı AYMAN NUR oyların %7.3'ünü alırken WAFD PARTiSi adayı NUMAN GOMAA da oyların %2.8'ini alıvermiş.
recep tayyip erdoğandır. ben demiyorum kendisi söylüyür.
esad suriye'deki seçimlere %90'a yakın bir oy alırken sayın reco kendisine diktatör demiştir.
çoğu akp milletvekilleri de aynı söylemlerde bulunmuştur. başlıkta hakaret var o zaman sen hükümetin bakanlarına ve başbakanına amip demiş olursun. beyin bedava.
Günde iki paket sigara içerdi.
Birini söndürür, birini yakardı.
Martiniye bayılırdı.
Neredeyse elinde içki bardağı olmayan fotoğrafı bile yok.
Bu iş yasaklayarak olmaz dedi...
Kanunla yasaklanmış olan içki satışını, kanunla serbest bıraktı.
Eşi de içerdi.
Hem içki, hem sigara.
Hatta, gizlemeden, ahalinin önünde sigara içen ilk first ladyydi.
*
Amerikalılar seçti onu.
Hem de 4 defa seçti.
Ülkesinin ekonomisi krizdeydi...
Uçuşa geçirdi.
Rooseveltdi.
*
Sigara kesmiyor...
Puro tüttürüyordu.
Emzik gibi, hep ağzındaydı.
Her gün bi şişe viski deviriyordu.
Biyografisini anlatan kitapta var; sabah kahvaltısında çay ikram etmişler, beyaz şarap istemiş.
içki yasağı varken ABDye gitmek zorunda kalınca, tedavisi gereği, özellikle yemek esnasında mutlaka içki içmek zorundadır diye doktor raporu bile almış iyi mi.
*
ingilizler seçti onu.
Sadece ülkesinin değil, dünyanın en saygın siyasetçilerinden biri oldu.
Churchilldi.
*
iki ayyaş yani!
*
içki asla içmezdi.
Sigarayı ağzına sürmezdi.
içenden de nefret ederdi.
Reklamını yasakladı.
Fiyatına zam yaptı.
Vergisini arttırdı.
içkiden sigaradan topladığı fahiş vergilerle ahaliye avanta kömür dağıttı, Mısır piramitlerinin 4 katı büyüklüğünde kömür dağıttık diye afiş bastırdı, oy topladı.
*
Almanlar seçti onu.
Hitlerdi.
yanlış yapan amiptir. doğru! şu anda tam olarak diktatör değildir. %50 diktatördür. gerçek yüzünün tamamını açığa vurmamıştır. ve bu şekilde alıştıra alıştıra göstermeye devam ederse 3-4 seneye kalmaz %100 saf ve doğal bir diktatöre sahip olabiliriz. politika uyutma politikası zaten. siz uyuyun. bu kadar uzatmaya gerek de yoktu aslında en iyisi ben susayım da thomas paine konuşsun; (bkz: #19945331)
Bu halkın oyu ile seçilmiş bir insanın diktatör havasına girmesi farklı şeydir, yüzde 50 oy alana diktatör demek farklı şey.
diktatörlerin hükmettiği coğrafyalarda da seçimler yapılır ama seçimlere giren parti sayısı ve bu partilerin temsil etmesi gereken farklı düşünce olgusu demokrasi ile bağdaşmaz. beşar esad seçimle geldi diyenlere sormak gerekir seçimlerde ihvan ı müslim temsil edilmiş mi ?
bu ülkede BDP gibi bir oluşum bile parlementoya girebiliyorsa durum esadın durumundan farklıdır.
Tayyibin yaptığı ise kendini seçen halka rağmen kendini diktatör gibi görme alışkanlığını kazanmış olmasıdır. Bunun yegane ilacı da seçim sandığıdır. kaldırım taşları değil.
%91.37 oy alan 7 kasım 1982 anayasasında halk iradesini hiçe sayarak, 12 eylül 1980 anayasasını darbe gerekçesiyle değiştirmeye kalkan zihniyet ile aynı bakış açısındadır.
her ikisi de ne kadar haklı ise, o kadar haksızdır.
çünkü; ülkemizde "halk beni seçti. istediğimi yaparım" anlayışı ile tarif edilen bir özürlü demokrasi var.
hitlerin de seçimle geldiğini bilmeyen yavşak(bit yavrusu) akp'li beyanıdır.
aslında bugün cumhurbaşkanı bile gereken kapağı taktı bunlara ama hala anlamak istemiyorlar.
demokrasi en fazla kelle kimdeyse onun dilediğini yapabileceği bir rejim değildir.
çünkü gün olur devran döner karşı taraf iktidara gelirse bu kez o da dilediğini yapmaya kalkar son tahlilde bu işten herkes zararlı çıkar.
demokarsi asgari müşterekler rejimidir.
ve bu ülkenin tamamına yakını pek çok akp seçmeni dahi taksim gezi parkındaki ağaçların kesilip yerine avm yada herhangi bir yapı yapılmasını istemiyor ve pek çok akp'li vekil,bakan ve hatta istanbul belediye başkanı da tayyip erdoğan'a rağmen bu avm meselesinin doğru olmadığını yarım ağızla da olsa dile getiriyorlar.
özetle erdoğan yalnız kalmıştır. yapmayı istediği şey insanlık dışı bir istektir.eğer bu kabul edilmez ağaç katliamı arzusunda ısrarcı olursa kendi sonunu hazırlamış olur.
yüzde 50 bile değilken birden bir haller olduğundandır. kendi kendini diktatör sanmaya başlamıştır.
ne yani yüzde 50 oy ülkenin onun olduğu anlamına mı geliyor?
amipin cevaplaması gereken şey o zaman bu ülkede herkesi memnun edecek bir lider varmıdır ? sorusudur, insanların tercihleri bu yöndeyse herkese saygı duymak düşer.
siyasetçinin sandıkta durduğu gibi durmaması ile ortaya çıkan durum. tabi ki bunda fazla sek ayran içmeleri ile alakalı olup, millet iradesine yaklaşımı "nerede lan o kedi" diye rest çeken fare gibi yaklaşmaktalar.
anayasadan almış olduğu protesto hakkını kullanan halkının üzerine saldığı polisi ile yetinmeyerek oy almış olduğu insanları da sokağa dökeceği şeklinde yaptığı tehdit bu amipleri(!) haklı çıkarmaktadır.
üstelik anayasaya aykırı olarak halkın tepkisi yasadışı ilan edilemez.
çapulcular denemez.
not: eşim akp ye oy atmıştır. fakat; evvelki gün akşam saat 21*30 sularında sokağa çıkarak çeyizinin nadide tencere takımlarından birisinin tabanını kepçe ile vura vura yaralamıştır. en güzel tencere tava sesleri arasında sn. başbakanımıza bahsetmiş olduğu %50 den 1 kişi eksik olacağını hatırlatmak isterim.
yüzde 99 la bile gelse geriye kalan yüzde 1 in yaşam hakkına, tercihlerine saygı duymayıp dönüştürmeye çalışıyorsa bunun tanımı dünyanın heryerinde diktatörlüktür arkadaş. zorunuza gitmesin. yüzde 50 oy aldım diye atıp tutuyorsan eğer unutma ki sana oy vermeyen bir yüzde 50 daha var ve canlarını sıkarsan onlarda senin canını sıkar.