türkiye cumhuriyeti için artık hiçbir şeyin eskisi gibi ol(a)mayacağının göstergesi olan oran...
türk siyaset hayatında iki kutup vardır esas olan.
sağ ve sol.
dünya'nın pekçok ülkesinde de durum aynıdır aslında.
sağ ve sol.
cumhuriyetçi-demokrat,
muhafazakar-liberal,
güvercin-şahin... vesaire, vesaire.
gerçi türkiye'deki kutuplaşmada durumlar biraz farklıdır.
kim daha çok ulufe dağıttı ise onun kutbu daha üstün olur her zaman.
bu yüzyıllardan beri süre gelen bir gelenektir adeta.
bu yüzden çok rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki türkiye'de kutup mutup yoktur. zaten bu yüzde kırkyedi de bunun göstergesidir.
türkiye siyasetinde sağ sol kutbundan ziyade kemikleşmiş oy tabir edilen oy oranları vardır.
örneğin mhp'nin kemikleşmiş oyu yüzde 8 ila yüzde 10 arasındadır, keza milli görüş'ün kemikleşmiş oy oranı da yüzde 12 ila 15 arasında seyreder.
kemikleşmiş sol kesim oyu da yüzde 20 civarındadır.
bu kemikleşmiş oylar türkiye siyasi hayatının rüzgarına göre üzerine ilave eder ya da etmez sabit seyreder.
akepe herkesin bildiği üzre tabanı milli görüş teşkilatına dayanan bir partidir. yani buradan yola çıkacak olursak akepe'nin kemik oyu yüzde 15 diyebiliriz.
lakin 2007 genel seçim sonuçlarını baz alarak saadet partisinin aldığı yüzde 2.5 oyu bu rakamdan çıkardığımızda milli görüş tabanından akepe'ye giden oyun yüzde 12.5 olduğu aşikardır.
peki ya geri kalan? (47-12.5=34.5)
işte asıl mesele burada yani geri kalan yüzde 34.5 te.
işte bu kesim ne idüğü belli olmayan, ulufeye boyun eğen, kendini her rüzgara bırakan kesimdir.
bu kesimin temsil ettiği oylar kaypak ya da kaygan oy olarak adlandırılır ki türkiye'de siyaset sistemi tam olarak bu oyları kapma üzerine kurulmuştur.
bu yüzde otuzdört aslında tam da aziz nesin'in betimlediği türk halkı profilidir.
yarın bir gün akepe değil de abd'nin destekleyeceği bir komunist partiye bile oy verebilme yetisine sahiptir bunlar.
ve ne yazık ki türkiye'de iktidarları, yöneticileri belirleyen kesimdir.
içi boş, ulufe seven, bir torba kömüre geleceğini satabilecek, dizi tutkunu, sabah kuşağındaki kadın programlarını seyreden, ibrahim tatlıses tarzı türkiye milliyetçiliği yapan ziyan ürünü bir kesim.
populasyonlarına bakacak olursak dünyanın pek çok ülkesinden fazla nüfusa sahiptirler.
pahalı olduğu için et tüketemez lakin et ithalatına sevinirler.
gariplerdir.
şehit cenazelerine katılırlar, "şehitler ölmez vatan bölünmez", "kahrolsun pkk" şeklinde slogan atarlar, lakin pkk'nın meşrulaştırılma süreci olan kürt açılımının en büyük destekçileridir bunlar.
iddia ediyorum.
yarın birgün anayasa değişikliği için referandum yapılacak. bunlar anayasa'da ne değiştiğini dahi bilmeden, içeriğini merak dahi etmeden "evet" oyu kullanacaklar.
belki 1 ton kömür, belki biraz erzak yetecektir şüphesiz.
ağır oldu diyenler için mutlu son; inönü'nün bıyıkları hitler'i andırıyormuş...
ülkemizi ateist ve faşist iktidar sahiplerine bırakmadıkları için ne kadar teşekkür edilse azdır. artık ülkemizde ezilenler söz sahibidir. ülkemiz kadın erkek çoluk çocuk geleceğe güvenle ve emin adımlarla yürümektedir.
her şeyden evvel hiçbir şeyin farkında olmamaları ve sanrıları sebebiyle yapmış oldukları parti fanatikliği bu aymaz kitlenin bağnazlığını ortaya koyuyor.
istikrar sevdalısı bu kitlenin ne kadar basiretsiz bir topluluk olduğunu her gün çarşaf çarşaf izlediğimiz trajik olaylardan toplum psikolojisinin ne halde olduğunu görerek ve bu şahısların yaşam seviyelerine bakarak rahatça idrak edebilirsiniz.
akp ye oy veren %47 mevzu ise, türkiyenin bir partiye oy veren seçmenlerinin en heterojenik olanıdır. niye böyle diye sormak lazım tabi. vay yobazlar, fetocular, keresteler,kömürcüler, çamaşır makinacıları, vampirler, sorosçular, emperyalist uşakları, gomünüst bozmaları,liboşlar, bakkal çırakları, karpuzzun olmamışını sevenler, heydedö höydüdü demekle olmuyor efendim.
kömürlerle, beyaz eşyalarla alınan analarının ak sütü gibi helal olacak oy oranıdır. lakin acı olan taraf kurunun yanında maalesef % 53'lük kesimde yanacaktır.
ileride kimse çıkıpta "benim oğlum şehit oldu, senin oğlun gemicik sahibi oldu" diyemiyecektir. ileride kimse çıkıp "ben köpek gibi çalıştım, en iyi okulları bitirdim, bütün sınavları geçtim ama düz memur oldum, senin oğlun merkez bankasında danışman oldu" diyemiyecektir. ileride kimse "biz açız" diyemeyecektir.
ama bazı şeyler söylenecektir "ilk kürt cumhurbaşkanı", "abdullah öcalan siyasete atıldı", "fetullah gülen atatürk havaalanında karşılandı", "avrupa birliği'ne yine giremedik", "amerika'dan trilyonlara yine tank aldık, uçak aldık"...
ama şunuda çok iyi biliyorum ki. buralara gelmek için kullanılan "din". akıllı toplumlarda birleştiricilik yaratan din, cahil toplumlarda kitlelerin afyonu olan din. cezalarını öbür tarafta verecek. çünkü şu asla unutulmasın. 40 milyon kandırılır, 70 milyon kandırılır, Allah kandırılamaz.
Türkiye'nin belki de uzun yıllar boyunca göremeyeceği şekilde bir partinin kazandığı oyların ülke genelindeki oranıdır. türkiye cumhuriyeti tarihinin en önemli toplumsal birliktelik ve tepkilerinden biridir. bunun içinde olduğum için de ayrıca seviniyorum.
söylenenlere göre bunlar hem bir kömüre bir buzdolabına oy satarlar hem de bir allah demekle paraları bulmuşlardır. bu iddiaların ikisini de aynı güruh yapar. esas bu %47 halktır, geri kalanların çoğunluğu ise at gözlüklüler topluluğundan daha gelişmiş bir imaj verememektedirler.
