vergi dairesi girişinde başıma gelen olay. yüzüme düşse gene iyi hadi neyse olur böyle şeyler diyecektim. gel gelelim tamda montumla şapkam arasındaki o incecik aralıktan enseme oradan da sırtıma, hatta hatta belime kadar ulaşan azimli damladır. sen nasıl bir damlasın ya. hayattan soğuttun. ama baktığın zaman damla iyidir yani. damlayı severim. candır. hep düşsündür damla.
en üst düğmesine kadar iliklenmiş gömleğin yakasından içeri girmeye kenetlenmiş damladır.
bir nevi güdümlü füzedir yani.
hala anlayamadım nasıl girdi oradan içeri.
yağmur damlasının vurduğu balyozdur.şöyle kafayı eğip boyun açıldığı zaman yukardan düşen damla adamı çıldırtır, hele atleti felan aşıp aşağılara kayarsa aman allahım off off.
uyandırma şoku yapar insanda. o derece bir damladır.
yürürsünüz, dalmışsınızdır. çeşitli hayallere gark olmuşunuzdur. hava da soğuktur. aldırış etmezsiniz ta ki bir damla sizin hayallerinizi bertaraf edene kadar. biraz sinirli olabilirsiniz. tekrar o keşmekeşliğe dönmüşsünüzdür. yıkık bir hayat ve yangın artığı bir şehir karşınızdadır...
yağmurlu havaların en soğuk şoklarındandır.yağmur bardaktan boşalırcasına yağar yağar...her taraf sırılksıklamdır; hani insan biraz mahzunlaşır, biraz duygusallaşır, biraz dalgınlaşır...doğanın soğuk sihirbazı yağmur, damlalar halinde kıpkırmızı çatılardan akıp binaların cephesinden aşağıya düşer öyle gözlerimizi ısırarak,bizi sessizleştirerek...işte o an, koyu kapalı havanın getirdiği duygusal sendroma teslim olan bay e, cebindeki sigaraya kadar ıslanmış deniz gezmiş parkasının kapşonunu başındaki dumanı dağıtmak için çıkardığı anda kahrolası hangi binaysa oradan yuvarlana yuvarlana bir damla tam yüzünün ortasına düşer.olacak iş mi! bay e, yüzüne düşen damlayı parmaklarıyla siler, sanki yağmur onu ağlatmak için yağmıştır.''az evvel yanımdan geçen pişkin adamı neden avlamazsın be yağmur damlası.'' diyerekten sitemle sağ elini saçlarının arasında dolaştırır, sol elini parkasının cebine sokar ağır ağır sigarasına uzanır.başını kaldırdığında, uzaklardan ona yaklaşan siyahlara bürünmüş bir kadın sülyeti görür, sebepsiz bir cesaretle sigarasını yakar:''yüzüme vuran yağmur damlasıyla beni terk eden kadın arasında bir fark yok, ikisi de ansızın şoklayıp geçtiler!'' diyerek dokularına kadar ıslanmış montunu çıkarıp suyun içine atar, öyle kırgın öyle sarhoş öyle delicesine koşmaya başlar...