Kıymetini bilmediğimiz çok basit ama bir o kadar muazzam eylem. Bir ay yatağa bağlı kaldıktan sonraki ilk adımımı atarken yürümeyi yeni öğrenmişim hissini yaşadım. Basit eylemlerin kıymetini keşke yitirmeden anlasak.
ingiltere'de yapılan bir araştırma, kilo vermek için haftada beş kez, yarım saat süreyle tempolu yürümenin, koşma ve yüzme dahil diğer egzersizlerden daha iyi olduğuna işaret ediyor.
istisnasız hangi kızla konuştuysam konu buraya geliyor. ulan aseksüelim diyorum yine anlamıyorlar. napıyım yani kopartıp atıyım mı illa sizi inandırmak için. he sikcem he..
Yürüyüş dünyaya açılmadır. insanı mutlu yaşam duyguları içinde yeniden oluşturur. Tam bir duyumsallık isteyen derin düşünmenin etkin bir biçimine sokar insanı. insan bazen yürüyüşten değişmiş olarak döner ve çağdaş yaşamlarımızda ağır basan ivediliğe boyun eğmekten çok zamanın keyfini çıkarmaya eğilimli hisseder. Yürümek geçici ya da kalıcı olarak bedenle yaşamaktır. Ormanlarda, yollarda ya da patikalarda yürümek dünyanın düzensizlikleri karşısında gittikçe artan sorumluluklarımızdan uzaklaştırmaz bizi, soluklanmamızı, duyularımızı keskinleştirmemizi, meraklarımızı yenilememizi sağlar. Yürüyüş çoğu zaman insanın kendi içinde yoğunlaşmasını sağlayan bir dönemeçtir.
Unutmam bir gece üniversiteme yürümüştüm. Tam 10. 30 saat sürdü eve gelmem. Ertesi gün yürüyememiştim. Yanımdan otobüsler geçiyor, karanlık. Bazen geçmiyor. Koştum, hiç bağırmadığım kadar bağırdım. Koştum, otoban zaten. Boyuna koş. Nasıl zoruma gitmişti o gün.
Ustumde sehirde gorunmedigi kadar parlak yildizlar, solumda aliaga'nin denize yansiyan isiklari, kulagimda dans etme gudusunu ortaya cikaran bubituzagi ve boynumu yalayip gecen ruzgarla en eglencelisini gerceklestiedigim eylem. Yaninda huzur da getiriyor.