Genlerdeki yörüklükten olsa gerek çok sevdiğim aktivite. Yani bıraksalar böyle iZmir’e falan ben yürüyerek giderim geze geze. Hatta çoğu zaman hayıflanırım bok mu vardı teknoloji çağında geldim dünyaya diye. Eskiden ne güzelmiş geze geze konaklaya konaklaya gidiyormuş insanlar. Şimdilerde gereksiz bir telaş.
Öte türlü yürüme konusunda iyi değilim ama. Genlerde o yok sanırım!
Friedrich nietzsche tam bir yürüme tutkunuymuş.öyle ki sağlığı iyi olduğu dönemlerde saatlerce yürür ve sadece o zamanlarda yazacak bir şeyler bulabilirmiş.
Sadece yürüyerek kilo verebilirsiniz! Araştırmalar, haftada minimum dört saat yürüyen insanların yaşları ilerledikçe hareket etmeyenlere göre ortalama 4,5 kilo daha az kilo aldığını ortaya koydu.
Yeryüzünde hiçbir şeyin yeri yok. Oradan oraya yürümelerim, gezinmeler, bir yerde ayakta dikilerek sonsuza kadar durma kalma, kendini sabitleme ve artık oraya ait olma, oranın olma, oranın ayrılmaz parçası olma denemelerimin hepsi boşa çıktı.
Yürümek sanıldığı gibi bir hedefe ulaşmaya yaramıyor. Nitekim bunun için bir hedefinin olması, senin kendine bir hedef oluşturman ve artık orayı varılacak bir hedef haline getirmen değil, bu hedefin, hedef olarak adlandırılan yerin seni çağırması, istemesi, kendine çekmesi ve eğer ulaşılabilirse artık bir hedef olmaktan çıkması ve seni kendi parçası kılarak yerleşeceğin yer olması, yerin olması, senin yerinin orası olması gerekiyor.
Fakat bütün yürümelerimin sonucu olarak ortaya çıktı ki, yürümeye başladığım nokta ya da yer bir anlam içeriyor değil. Değil mi ki bir adım geriden de başlanabilirdi ve orası bambaşka bir başlama noktası olurdu, bir adım ileriden de başlanabilirdi ve orası bambaşka bir başlama noktası olurdu. Ve yürürken her adımla geçilen yerler seninle kesinlikle ilgilenmiyor; sen de orasıyla, o yerle, her an değişen ve farklılaşan bu alanlarla, zeminle, toprakla, çamurla, taşlık ya da otlak olan, ilgilenmezsin çünkü bu yerde bulunma amacın orayı geçmektir, seni oraya dahil eden tek şey bu geçici geçme eylemidir, geçerek sürekli bir eylem içindesindir, bu eylem süreklilik içerir ama geçilen her bir yer için tamamen geçicisindir, geçerek gerçekten geçersin ve bu kadar; geçme eyleminin sürekli geçiciliği, seni geçtiğin herhangi bir yerle ilişkilenme konusunda tamamen engelleyen bir niteliğe sahiptir.
Yürümenin her anında içinde bulunduğun yer yenileniyor, bir anlama gelmiyor çünkü sen orayı, o yeri, o küçük bulunma yerini, koyağı konaklamak için seçsen bile bu yeterli sonuca yol açmıyor, yani koyağı kolayca terk edebiliyorsun, kolaylıkla terk edilemez olmalı değil, kolaylıkla ya da zorlukla asla terk edilebilir olmamalı çünkü bu karar sana ait olmamalı, artık koyak seni kendine ait kılmalı, başka herhangi bir yerde bulunmak mümkün olmamalı ve bunu hissederdim, kendimi tam ve ait bilirdim, orası olduğunu eksikliğini hissettiğim yerin ve o yerin benim eksikliğimi hissettiğini elbette, koyak bensiz yeterince koyak olamamış olurdu, benim şu an eksik ve yetersiz ve boşuna ve ne yapacağını bilmezlik içinde oluşum gibi olurdu koyak, böyle olmasa ve ben tam o koyağın eksikliğini hissettiği varlık olsam ve onun serinletici varlığına katılsam koyak esneyerek beni bedenine alır, kendini açar ve bedenine yerleştirirdi, bensizliği mümkün bulmazdı, böylece tam bir tamamlanış gerçekleşirdi ve bu konu hakkında konuşulamazdı; tam şeyler hakkında konuşmak esasen mümkün değildir, konuşma bir tamamlama çabasıdır, çabanın kendisidir, yürümek çabasının kendine yer bulmak çabası olması gibi böyledir, yeryüzünde her şey tam ve yerinde olsa etrafındaki her şeyle tam ve sonsuz bir uyum ve aitlik içinde olsa ve tek bir adım bile atılmasına ihtiyaç kalmazdı, düşünülmez olurdu fakat düşünülüyor çünkü yeryüzünde hiçbir şey tam ve tamam değil, yerinde değil olanları yürümekte bulunmalarından, bu hallerinden anlayabiliriz, tam da bu yüzden zaten sürüyor; yürümek.**
Sizi bilmem ama disko yıllarını geçtiğimize göre hoşlandığımız kişiye yazma ima etme vs gibi tanışmaya çalışma durumu olmadı mı çamur atmadan kibarca yaklaşıp dış kabuğunuzun altındaki o Harika insanı ürkütmeden tanıtın.
fiillerin en güzelidir belki, benim için hayal kurma mekanıdır, bir fiil değildir, isim fiil olmuştur nazarımda. bazen eve giden yolumu uzatırım hayalim yarıda kesilmesin diye.
düşüncelerim şekilleniyor yürürken. güzeldir yürümek, kulaklık ve hafif rüzgar, mekanın objeleri oluverir. güzeldir çok güzeldir yürümek.