az önce içerden gelen sesle şöyle bir kalktım, sorumsuzluğun defterini dürmüş kadın, sen tut ufacık çocuğu evde yalnız bırak dışarı çık küçücük kız evde kimseyi göremeyince korkmuş pencereye çıkmış 5. kat ağlıyor, tevaffuğun iğne deliği tam da tüm sokakta elektrikler kesilmesin mi?
kızcağız 2 kat korkmaya başladı, yavrum içeri gir geliyor annen diye telkin veriyorum yok anlamıyor ufacık ya daha minicik, yüreğim hopluyor ama bir şey olacak diye kendi çocuğum olsa o kadar korkamazdım yani, o an kafa ışığım vardı onu tuttuk korkmasın diye ışığı görsün hala ağlıyor aşağı eğiliyor anne anne diye.
neyse ki kadın sonunda geldi çocukta kapı sesini duyup içeri koştu.
Farklı bir açıdan bakmak gerekirse biri sırtına tüm kuvvetiyle 'helal' diyerek vuruyorsa bırak yüreğinin ağzına gelmesini , ciğerlerini bile dökülür dediğim durumdur .
1) iki aracın çarpışacağını hissetmek.
2) burak yılmazın ceza sahası içinde topla buluşması
3) hoşlanılan kızın face profilinde gezerken yanlışlıkla eski fotolarından birini beğenmek.
4) tinercilerin arasından geçmek.
5) otobanda yakıt lambası yanması
6) radarı geç fark etmek.
7) serçe parmağını sehpaya vurmak
Hiç unutmam 8 yaşındayım kardeşimle bakkaldan geldik, apartmana girdik. Üst katta komsunun köpeği vardı merdivelerden indiriyodu, o anda köpek merdivenlerden düştü ve kapıya çarptı, ben korkudan bodruma indim, kardeşime bakmaya hemen çıktım baktıgımda kardeşim duvara yapışmış köpek de önünde hırlıyodu ona, bembeyaz olmuştuk, ondan sonra köpeği uzaklaştırdık apartmandan, çok da iyi oldu.
anne işten dönmüştür ve pek keyiflidir. öper sizi ve kardeşlerinizi yanaklarınızdan, üzerini çıkarıp mutfağa geçer. o an hıçkırıklarını duyarsınız. anne zaten prozac vb. ilaçları kullanan dengesiz bir kadındır; ağlarken yanına giderseniz demirle girişebilir. bu yüzden rahat bırakırsınız. fakat bu sefer farklı ağlamaktadır, bir dakika geçer, iki dakika geçer. susacağı yerde dövünmeye başlar anne. lan ne oldu acaba diye gidersiniz yanına. yere oturmuş ağlamaktadır saçı başı yolunmuş halde; önünde telefon vardır. ne oldu diye sorarsınız, boğuk bir sesle birşey olmadığını söyler. telefon niye orada diye merak eder, son aramalara bakarsınız. son gelen aramalarda babanın numarası vardır, arama saati 19:37'dir ve o an saat 19:40'tır.
baba ağır yaralı olarak kurtulmuştur; ama siz bunu yıllar sonra öğrenmişsinizdir.