eskiden daha çok medya üzerine her türlü şeyi eleştiren kişi, şimdilerde siyasete girmiş olsa gerek sürekli yandaşları övüyor.
uzun süredir sabah gazetesini bırakmış biri olarak haliyle kendisini de okumadım.
internetten bugün ki yazısına denk geldim ve ne olmuş lan dedim.
star, kanal d, fox yere vuruyor atv ve programlarını öve öve bitiremiyor.
--spoiler--
Bu sezon izdivaç pistinde üç program yarışıyor. ilk iki gün reytinglerine baktığımda atv'deki 'Esra Erol'da' açık ara önde. Onu çok gerilerden Star'da Seda Sayan ve Uğur Arslan'ın sunduğu 'Evleneceksen Gel' ve birkaç basamak altında da FOX'taki Zuhal Topal'ın programı izliyor.
Yani açık bir 'Şampiyon belli, ikinci kim?' durumu...
Her program ve sunucusunun kendine has bir karakteristik özelliği var. Esra Erol'da yılların tecrübesi konuşuyor.
--spoiler--
birkaç sene önce yazılarından örnek alarak televizyon yazıları yazmaya başladığım, haftanın altı günü okuduğum, yılık izne çıktığında dönüşüne kadar sabah'ın internet sitesini açmadığım ama git gide daha az televizyon daha fazla magazin yazmaya başlamasından dolayı aynı tadı vermeyen köşe yazarı.
halterci kadınların göğüslerini beğenmiyor ancak tenisçilerin sesinden tahrik oluyor bu arkadaş. yahu yükselcim biz ergenlik döneminde bu amaçlarla izliyorduk televizyonu sen hala o kafadasın belli ki;
--spoiler--
pornografik yayın(!)
amerika açık tenis turnuvası'nda sharapova ile azarenka arasındaki maçı izlemek için eurosport kanalını açtım ama 10 dakika sonra kapatmak zorunda kaldım.
iki kadın tenisçi de topa her vurduklarında son derece rahatsız edici sesler çıkarıyorlardı. daha önce de benzer tartışmalar yaşanmış, uluslararası tenis federasyonu atp bazı tenisçileri 'desibel kirliliği yaratmamaları' konusunda uyarmıştı ama gördüm ki, aldıran yok! hatta işi iyice abartmışlar. bağırmıyorlar da böğürüyorlar sanki...
tenis maçlarında korta derin bir sessizliğin hakim olması gerekir. tribündekiler maç sırasında çıt çıkarmaz.
eğer sessizlik bozulursa maçın hakemi, anonsla izleyicileri uyarır. bu kadar derin bir 'tiyatro sessizliğinin' yaşandığı ortamda iki tenisçinin tüyleri diken diken eden vahşi çığlıkları, daha bir kulak tırmalayıcı hal alıyor doğal olarak. ben de komşular porno film seyrettiğimi filan sanmasınlar diye, başka kanala geçtim mecburen...
--spoiler--
beyin yoksunu yazarlarımızın okumasını tavsiye ederim.
o mankafalarınız almaz elbette biliyorum. ama hani olur ya kıyısından köşesinden bir şeyler tutturursunuz.
eleştirmeye gelince ölümüne sallarsınız ama adam savunmasını yapınca ortalıkta gözükmezsiniz.
kadınlar 1500 metrede ilk iki sırayı alan sporcularımız aslı çakır alptekin ve gamze bulut'un başarılarını duyunca yüz ifadesi merak edilen yabancı kızlardan ayar yiyen insan.
yazılarını daha önce okumayıp tarzını anlayamayan mallar tarafından eleştirilen tv eleştirmeni. o kadar kibar bir insan ki haklı olduğu bu konuda sırf insanlar kırıldı diye özür dileyebilir.
bu adama atıp tutanları anlamıyorum, adamın belirtmek istediği şey " ben am göt meme görmek istiyorum " değil , demek istediği halter gibi yüzme gibi ya da gülle gibi bazı sporlarda kadınların madalya uğruna erkekleşmesi ve o naif kadınlık görüntüsünden gitgide uzaklaşmasıdır. bence haklı da o tür ağır sporlar kadının kadınlık görüntüsünü alıyor , burda adama abaza demek yerine oturup 1-2 dakika düşünüp öyle vurun klavyenin tuşuna.
muhtemelen olimpiyatlarda kadın sporcuları seyrederek hani şu mayo filan giyenleri otuzbir çekmek istemiş. zavallım kızlara bakmış bakmış ne kalça görmüş ne meme. şalteri atmış tabi e yaş da ilerlemiş öyle kolay tahrik olamıyor. ramazan dan dolayı sanırım diğer kanallar da da göt dü meme idi bir bok yok. kızmış tabi. sonra veryansın. evde internetinde mi yok abaza herif?
çok isabetli bir tespit yaparak şaşırtmış yazar. kadınlarımız malesef özgürlüklerini özgür olan karşı cinslerini kopya ederek kazanmaya çalışıyorlar. ekonomik özgürlükte kadınların kendilerini bir erkek kadar güçlü hissedebilmek için kutsadıkları şeydir. erkeklerin feminen davranışlar sergileyerek kadınlar gibi nazik, alımlı ve çekici olmak istemeleri sonucunda evrilebilecekleri homoseksüel davranış tarzı ne kadar iğrençse, kadınlarında maskulen davranışlarla güçlü kuvvetli otoriter erkek alt kimliğine sahip olması bir o kadar iğrenç olasıdır.
dün yediği naneyi bugün sıvamaya çalışmış tv yazarı.
--spoiler--
Hayatta hiç bu kadar yanlış anlaşılmamıştım.
Dün bu köşede yazdığım "Kadınlık olimpiyatlarda ölüyor" başlıklı yazı bazı kesimlerce tam tersinden okunmuş.
En başından söyleyeyim, benim amacım olimpiyatlarda güzel kadın vücudu izlemek değil.
Beni birazcık tanıyan, arşivlerde duran yazılarımı hatırlayanlar bilirler ki; kadın haklarına, kadın ruhuna en fazla özen gösteren erkek yazarlardan biriyim. Her fırsatta kadına şiddeti, kadınların aşağılanmasını kıyasıya eleştirir, elimden geldiğince kadınların sesi olmaya gayret ederim.
Olimpiyatlarda sırf başarıya odaklı olarak, fiziksel görünümleri erkeklere benzetilmeye çalışılan kadınlara öncelikle kadınların karşı çıkmaları gerektiğini düşünerek o yazıyı kaleme aldım. Çünkü bunun, kadınlar üzerinde yeni bir baskı ve aşağılama yöntemi oluşturduğunu düşünüyorum. Tekrar yazıyorum: Kadın sporcuların olimpik başarıları 'erkeğe benzemeye' odaklı olmamalı. Söylediğim işte bu kadar net. Ben kadın ruhunu, kadın zarafetini, analığı müdafaa etmeye çalıştım, hepsi bu.
BEĞENi REKORU KIRDI
Neyse ki, beni doğru anlayan çok sayıda okurum var. Gazetemizin internet sitesinde ve Facebook sayfasında söz konusu yazıyla ilgili rekor 'beğeni' oranı da bunu belgeliyor.
Tüm bunlara rağmen, istemeden de olsa, yanlış anlaşılmadan kaynaklı olarak da gelişse, üzmüş ya da kırmış olabileceğim tüm kadınlar ve kadın sporcularla birlikte, dünyada benim gibi kadınlığı önemseyen herkesten özür dilerim.
--spoiler--
tamamen iyi niyetle yazdığı yazısının nasıl suistimal edildiğini gördük bugün twitter alemi olarak. aksine, yer yer kadınları yücelttiği yazısında kadınsal hormonların, göğüslerin; rant sağlamak uğruna, isim duyurmak uğruna, artık yarış kazanmanın değil bambaşka tahmin bile edemeyeceğimiz amaçların galip gelmesi uğruna, nasıl bitirilmesinden, acımasızca işlevlerini yitirtilmesinden, etkisiz hale getirtilmesinden dem vurmuş yalnızca.
o kadının koltuk altı kıllarıyla ekrana çıkmasını sadece ağda yapmayı unutmasıyla açıklayamayız değil mi?
iki meme göremedik la diye yakınan kişi. jimnastikte yarışan genç kızlara da boşalıyordur belki bilinmez. herif yüzme yarışlarını resmen mayolu kadın görmek için izliyomuş.
ilk okuyuşta yüksel aytuğ gibi aklı başında biri bu yazıyı nasıl yazmış dedim ancak empati kurduğum zaman sorunun köküne inmeyi başardım ve adama hak verdim. attığı başlık da düşüncesine orantılı , kadınlık ölüyor demiş. kadınlar ölmeyecek her ne kadar erkeğe benzese de ama kadınlık ölecektir , olimpiyatlarda böyle giderse . ilgiç bir bakış açısı . fazla kızmamak gerekir.yoksa kadınları yarıştırmanın ne anlamı kaldı ki, teşekkürler yüksel aytuğ.
herkesin düşündüğü, muhabbetini yaptığı şeyleri yazınca idam edilmek istenen kişi.
bırakın bu ikiyüzlülüğü, kimseyi kandıramıyorsunuz harbiden. bazen düşünüyorumda sözlükte yazan hiçkimse bizden değil, hiçbiri bu ülkede yaşamıyor herhalde. gerçek hayatta yaptıklarınızın tam tersini yazmaya bayılıyosunuz amk.
erkek. sadece erkek. tam da yasal sistemin istediği, yoğurduğu, eğip büktüğü bir erkek yüksel aytuğ. evet bugünkü yazısıyla ilgili söylüyorum elbette bunların hepsini.
tam bir erkek gibi davranıp, olimpiyatlarda gördüğü kadın bedenleri üzerinden kendi iştahını temsil edenler ve etmeyenler olarak bir algı ile izlemiş. memelerin küçüklüğü, kalçaların darlığı, omuzların genişliği rahatsız etmiş yükselciğimizin estetik kadın algısını.
kafasında evirmiş çevirmiş, sonra bir de kadın örgütlerine bağlamış mevzuyu. ve demiş ki, bunun için de harekete geçsinler. sanırım herkesi kendi cehalet düzeyinde zannetmek gibi bir rahatsızlığı mevcut. hatta cehaletinin ve erkekliğinin sınırlarını kanıtlamak istercesine sporun şiddetinden bahsetmiş. kadınların memelerinin küçük olmasını da buna bağlamış. enteresan. bu noktaya nasıl gelir bir insan bilemiyoruz. çünkü erkek değiliz. bu kafaya ancak erkek olanlar mı erebiliyor? hayır. sadece erkek olanlar değil. cinsiyetiniz çok büyük bir rol oynamıyor aslında.
sistemin yarattığı erk'in buyruklarına boyun eğmiş olmak yeterli. yani sisteme yamanma çabası da diyebiliriz.
ayrıca yüksel aytuğ özelinden genele giderek bir şey daha eklemek lazım; bu zihniyet kadın cinsini "meme"den ibaret görüyor. memen,n büyüklüğü oranında kadın oluyorsun onların gözünde. yanii aslında yaptıkları tüm bu yorumlar kendi nefsleri ve iştahları dolayısıyla da açlıkları ile ilgili.
