temel anlamda yükseklik korkusu yüksekten korkma ile karıştırılır. ikisi arasındaki farkı şöyle açıklamaya çalışayım; yüksekten korkan kişi 20.kat 12.kat gibi yüksekliklerden aşağı bakamaz trabzanlardan tutunup lan bakın bana bişey olmaz oğlum diyemez. yükseklik korkusu olan kişi ise bırakın 12. katı sandalyenin üstüne dahi çıksa aşağı bakamaz trabzan olmadığından tutunamaz da. sadece etekeleri tutuşur indirin lan beni burdan diye feryat figan eyler. sadece sandelyede bile bunu yapar yükseklik korkusu olan. ama yüksekten korkmak ayrı bir kavramdır.
acrophobia (akrofobi).
bilinen en basik kökenli fobilerden biridir.
yüksek yerlerden korkma, kalp çarpıntıları, aşırı heyecan, gözlerin kararması, terleme, tansiyon düşüklüğü, ayakta duramama semptomlarına sahip korkudur. tedavisi korkuyla yüzleşmektir. nedenleri geçmişte yaşanan olumsuz deneyler ya da kişinin yüksek yerlerden düşüp, öleceğini düşünmesi saplantısıdır.
içgüdüsel bir duygudur ve olmaması anormaldir. insanların hayatta kalma becerilerinden biridir. Beynin bilinçaltı yükseklikten düşüldüğü zaman ölümle karşılaşılacağını bildiği için insanı oradan uzaklaştırmak amacıyla korkutur. Tehlike anında olay yerinden kaçmak da aynı sebepten insanın doğal tepkisi olarak kabul edilir...
Bir de bu fobiye sahip insanlar ile dönme dolaba binmek var. Ben yaşadım siz yaşamayın önce herkesi kontrol edin öyle binin. Yoksa kendinize yazık edersiniz.
bu fobiye sahip kişiler, tutunacakları herhangi bir yeri olmayan 1 metre yüksekliğinde bir yere çıksalar dahi bu fobileri devreye girer. başları dönmeye başlar, dengede duramazlar. dengeyi kaybetmeye başladıkları an düşeceğim korkusu gelir yerleşir ve sonunda eğer oradan aşağı inmezlerse düşebilirler de.
bu fobi doğuştan olabildiği gibi, kişinin yüksek bir yerde yaşadığı bir olay ile de alakalı olarak sonradan ortaya çıkabilir. bu ikinci saydığım nedenden görülme sıklığı daha fazladır.
genellikle düşmekten korkma ya da boşluktan tedirgin olma diye bilinir fakat tam olarak böyle değildir. Bu, esasında bir denge sorunudur.
insanın dengesi birkaç unsur tarafından belirlenir. Görme, dokunma ve duyma. Olağan hareketler sırasında, bütün bu unsurlar kesişir.
Ama olağan dışı bir harekette, değişik sinirler tarafından bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çelişki yaratır. Beyin bunları yorumlamakta zorlanır. Deyim yerindeyse beynin "kafasi karışır".
işte insan çok yüksek bir yerde durduğu zaman, böyle bir karışıklık meydana gelir.
Aşağı bakan göz, yerin uzaklığını saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. Halbuki, ayaklar sert bir şeyin üstünde durdukları için "yere dokunuyorum" mesajını verir.
Bu iki farklı bilgi beyinde çelişki yaratır ve beyin, vücudun pozisyonunu netleştiremez.
7-8 ay önce birden bire gelmiş fobi, yer katmanında geniş boşluklarda bile zikreder. büyüdükçe iyi skiller yükleneceğine tam tersi vuku buldu ulan. lucidde yere düşerken bile huzur yok. çocukluk travmasıysa söverim allah affetsin.