yük

    5.
  1. bir özdemir asaf şiiri

    YÜK
    Bir öykü var, sakladığın,
    Bir öykü var, ardında duran
    Bırak onu, uyansın.

    Şimdi sen bir anı düğümü önünde
    Duvarcana uzanıp duran,
    Taşlanmış yükünle uyuyansın.
    2 ...
  2. 1.
  3. oben güney tarafından yazılmış, 1978 yılında istanbul devlet tiyatrosu tarafından akm oda tiyatrosu sahnesinde sergilenmiş tek kişilik, iki perdelik tiyatro oyunu. oyun müzikleri zülfü livaneli tarafından yapılmıştır. yöneten ve oynayan taner barlas'dır.
    1 ...
  4. 8.
  5. yük

    bu yük senden allah'ım, çekeceğim, naçarım!
    senden sana sığınır, senden sana kaçırım!

    (1983)

    necip fazıl kısakürek.
    1 ...
  6. 7.
  7. Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katıldı. Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karşılarına. Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini takti, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı.
    Bir süre tırmandıktan sonra, nefesleyebileceğ i bir oyuk buldu.. Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kisi dalgınlığa düşerek ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Branda nın gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkânsızdı. Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah'a dua edebilirdi yalnızca. Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. "Allahım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama yardım et."
    Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler.içlerinden biri "Aranızda lens kaybeden var mi?" diye bağırdı.
    Brenda'nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens kızların dikkatini çekmişti.
    Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuğa bunları yazacaktı:
    "Allahım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu taşımamsa, senin için taşıyacağım..." işte bu yüzden "BU YÜKÜ NiYE TAŞIYORUM" dememek gerek..... *
    1 ...
  8. 11.
  9. Şimdi sen bir anı düğümü önünde
    Duvarcana uzanıp duran,
    Taşlanmış yükünle uyuyansın.*
    1 ...
  10. 12.
  11. "Hafiflemek sadece yükü omzundan yere bırakmak, yükten kurtulmaya çalışmaktır. insanı insan yapan, yüküne sahip çıkmasıdır.Yaşadıgımız olumsuz olayların içinden ancak bu durumu kabul ederek ve gereken sorumlulugu alarak çıkabiliriz.Bir çok insan sorumlulukdan kaçarak redderek hafifledigini düşünür.Oysa olayına bin kat agırlık yüklemişdir.Ancak sorumluluk almak kendini tanımaya başlamaktır, korkularınla yüzleşmeye başlamaktır.
    Getirisi ise yükünü boşaltmaktır..."
    1 ...
  12. 13.
  13. Her yiteni giyindim her solanı her eksileni
    her kopan kırıntıyı geçmişten ve gelecekten
    dikenini her gülüşün her iç çekişin
    acıların incecik bürümcüğünü
    ya da kalın kıl çulunu mutlulukların. Şimdi
    kabuklar kabuklar kabuklar altındayım
    kımıldamaz oldu kolum yüzüm seğrimez
    ve sesim çıkmaz oldu bunca ağırlıktan. Soy beni
    soy beni soy beni ulaşıncaya dek
    kuru kemiğine yokluğun.

    (bkz: Sait Maden)
    0 ...
  14. 17.
  15. hayata dair büyüklerime de kucuklerime de bir tavsiye verecek olsam "yük edine edine ilerlemeyin yolda, yük edinmeden ilerleyin ki hem kendinize hem çevrenize faydaniz olsun" derdim.
    günlük hayat çok kaotik olabiliyor.
    ama yük edinmeyin kendinize.
    ilerleyin. bazen emekleyerek, bazen koşarak.
    ve inadına hep gülümseyin..
    0 ...
  16. 2.
  17. Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi.*
    0 ...
  18. 9.
© 2025 uludağ sözlük