yücel sayman

entry10 galeri0
    10.
  1. 9.
  2. Akil insanlar heyetinde yer alan eski istanbul Barosu Başkanı, 2010 referandumu destekçisi evrensel gazetesi yazarı solcu hukukçu.
    0 ...
  3. 8.
  4. Akıl saglıgı iyi olmayan yaşlı insan. Kıyamam ki.
    2 ...
  5. 7.
  6. Kendilerine sorulan abuk subuk sorular karşısında çıldıran akil adam:
    http://www.internethaber....ani-cildirtti-524635h.htm
    0 ...
  7. 6.
  8. ilk defa kendisini 2 yıl önce hüseyin hatemi ve murat yanık'la birlikte yaptıkları anayasa konferansı sonrası tanımıştım. Kendisiyle konuşurken fikirlerimi değer verdiğini görünce çok sevinmiştim. Hülasa toplantı sırasında ve sonrasında tanıdığım yücel sayman anlayışlı,entellektüel ve kibar bir insandır.
    1 ...
  9. 5.
  10. bu akşam cnn türk'te yapılan tartışma programında anayasa mahkemesi'nin yeni yapısı konuşuluyordu. yücel sayman da bu konu hakkında çok da tutarlı olmayan, abuk subuk yorumlar getiriyordu ateşli bir şekilde.

    bu sırada ülkü azrak hoca söz aldı ve yücel sayman'a dönerek şöyle dedi: "bu konu idare hukukçularıyla tartışılmalı".

    yücel sayman cevab veremedi. kısa ama öylesine sağlam bir ayar ki...
    1 ...
  11. 4.
  12. anayasa paketi,kürt açılımı ve genel af konusunda önemli açıklamalar yapmıştır anf'ye.

    http://www.firatnews.org/...pel=nuce&nuceid=32363
    0 ...
  13. 3.
  14. demokrasiyi çok iyi anlamış bir hukukçu.
    1 ...
  15. 2.
  16. 1.
  17. evrensel gazetesi yazarı. 'vatansever' sivrice kaymakamını eleştirirken new york'un ilk deniz feneri'nin nasıl korunduğu hakkında güzel bir örnek vermiş yazısında:

    Sıkıntısız ve huzurlu bir anı yaşadığımda duygularımı değerlendirir, duygularımın etkilediği ve tetiklediği düşünceleri kendimce yargılarım. Deniz Feneri'nin penceresinden kıyıyı okşayan küçük dalgacıkları seyrederken kaymakama karşı beslediğim dışa vurulmamış öfkeyi, belki de kini duyumsadım. Dalgacıkların büyüyerek ve güçlenerek sahili koruyan kayaları dövmeye başlayacakları günleri gözlerimin önüne getirdikçe kaymakama ilişkin düşüncelerimin perçinlendiğini fark ettim. Türkiye'de Deniz Feneri denince kimi yolsuzluk, kimi ihtiyacı olanlara yardım değerlendirmesi yapar oldu. Deniz Feneri Almanya'da başlayıp Türkiye'de süren bir ceza yargılaması sürecini simgeliyor.

    Ben ve eşim Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi, Bektaş köy sahilindeki Sivrice Fenerini kiraladık. Tüm dünyadaki deniz fenerlerine ilişkin araştırmaları, belgeleri, hikayesi deniz fenerinde geçen romanları, çocuk kitaplarını vb. bir araya getirip, 4-5 bin eserden oluşan bir kütüphane ve arşiv kuracağız. Şimdiden iki yüze yakın kitap ve DVD toparladık. Kimilerini satın aldık, kimilerini değişik ülkelerdeki dostlarımız destek amacıyla gönderdiler. Bize 'sponsor' bulmamız öneriliyor; istemiyoruz. Kendi gücümüzle, kendi birikimlerimizle ve dostlarımızın desteğiyle üstesinden geleceğiz bu zor ama son derece keyifli uğraşın. ABD'de, Fransa'da kitapçılarda bir eser bulduğumuz anki heyecanı yaşamak çok güzel. Zaman zaman yerlerde adeta sürünürken rastladığımız bir kitabı yerinden alarak birbirimize gösterdiğimizde, eşimle ben çocuklar gibi sarılıveriyorduk. Deniz fenerinin bahçesinde yazın fenerlerle ilgili toplantı, konferans, film gösterileri, atölye çalışmaları yapabilmenin keyifli düşüyle açılışı yapacağımız Ağustos ayını gözlüyoruz.
    Köy halkı kütüphane yapacağımıza inanmak istememişti. Lokanta ya da benzeri bir işletme kuracağımızı düşünüyorlardı. Türkiye'de kiralanan tüm deniz fenerleri bu amaçla kullanılıyormuş. Sanırım, deniz fenerleri kütüphanesi sadece ülkemizde değil, dünyada ilk olacak.

    ABD'deki Montauk Deniz Feneri New York'un ilk deniz feneriymiş. Görmeye gittiğimizde o deniz feneriyle ilgili belgeseli izledik. Yağan şiddetli yağmurlar ve azgın dalgalar tepe üzerindeki feneri altından ve üstünden toprak oyarak etkilemiş. Fener çökme tehlikesi gösterince, önce fener bekçisi yaşlı kadın harekete geçiyor. Önce o köyün ve civar köylerin kadınlarını örgütlüyor; birlikte fenerin bulunduğu tepeden denize inen toprağı yeniden düzenliyorlar ve kısa aralıklarla kalaslar döşeyip üstlerini toprakla örttükten sonra bitki ekiyorlar. Böylece tepe yağmurların yol açtığı toprak kaymasına karşı korunuyor. Sıra tepeyi dalgaların alttan oymasına karşı korumaya gelince, köy halkı Eyalet düzeyinde gösteriler düzenliyor. Deniz Feneri'mizi ziyarete gelirseniz bu gösterileri sizlere de izletiriz. Gösteriler etkili oluyor ve yetkili kamu kuruluşu karar alarak tepenin çevresine 22 binin üzerinde devasa kayalar diziyor. Montauk Deniz Feneri şimdi müze ve köy halkı feneri nasıl koruduklarını iftiharla anlatıyor.

    Sivrice Deniz Feneri'nin penceresinden bakarken o köy halkının mücadelesini düşünüyordum. Gözüm bir an kıyıdaki kayalara takıldı. O kayalar ki, yüzyıllar boyunca şekillenmişler ve fenerin bulunduğu toprak alanı doğal olarak koruyorlar. Derken kaymakam geliyor ve o kayaları kırdırıyor, ilçenin parkına duvar taşları olarak kullanıyor, parkın bahçesindeki küçük havuza 'şelale' niyetine konduruyor. Bundan birkaç yıl önce yedi köyün sahilinin bulunduğu denize 'orkinos çiftliği' kurulacaktı. Kaymakam bunu ülkenin ve köylerin kalkınmasında çok olumlu buluyordu. Yedi köy halkı aksi görüşteydi; mücadele ettiler, ben ve eşim yardım ettik, çiftlik kurdurulmadı.

    O tarihlerde hakkımda 'Alman casusluğu' iddiası ile açılmış ceza davasına da dayanarak kaymakam beni 'vatan haini' yakıştırmasıyla anmıştı. Kaymakam 'vatanseverdi' ve köyün en değerli yerindeki beşer dönümlük iki araziyi, biri yeğenine biri kendine, son derece düşük bedelle, ruhsat alamayan bir motel işletmesinin ruhsat verdiği sahibinden satın aldı. Arazi üzerindeki binayı ise yine ruhsat alamayan bir başka motel işetmesi sahibinin yaptırdığı söyleniyor.
    Kaymakama karşı dışa vurulmamış öfkemi ve onunla ilgili düşüncelerimi Sivrice Deniz Feneri ve kütüphanesinin hikayesini belgeselleştirirken de yansıtacağım. Deniz Feneri'nin önündeki kayalar bir daha yerine konulamayacaktır; çünkü kaymakamın 'vatan sevgisi' bu kayaları ilçe parkına duvar, küçük havuzuna şelale yaptı.

    Ve işte iki fenerin öyküsü aynı zamanda iki çarpıcı 'vatanseverlik' yorumunun öyküsüdür...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük