fransa gibi türkiye karşıtı bir ülkede yapılması gereken şahlanmadır, tebrik edilesidir.
getto'larda yaşayan afrikalıları öldüren, romanları yurttan ihraç eden sözde avrupai ilerici ülkeye gereken dersi vermiştir.
Libya'ya Haçlı seferleri yaptığını itiraf eden Fransa Hükümetine destek olup, bir de fransız gazetecilerine posta koyuyor. seçime az kaldı tabi fakat; (bkz: Yemezler)
+ barajı neden düşürmediniz?
- o sırada serbest vuruş kullanmıyordum
+ o baraj değil efendim diğer barajdan bahsediyorum
- haaa omu? herşey hazırlandı yakında tunceli munzur nehri barajına kavuşacak
+ efendim seçim barajından bahsediyorum, ne zaman düşüreceksiniz?
- sana ne yarram?
+ ama efendim
- sus lan... hem o sakal ne o sakal?
şahlanmasını gerektiren sorular sorulmuştur ilginç bir şekilde. her soru; rte'nin, icraatlarını avrupa sahnesinde anlatması için fırsat veren sorulardı. hani böyle yandaş medya başbakanı çağırdığında, kendisini ve icraatlarını övebilmesi için sorular sorar ya, öyle bir hava vardı.
danışıklı döğüş diyeceğim, paranoyak gibi hissedeceğim. şanslı diyelim madem.
kendisinin avrupa'dan herhangi bir beklentisinin olmamasından kaynaklanıyordur. Ayrıca seçim öncesi türk kaplanı görüntüsü vererek oy toplama peşinde. Ab gibi bir düşüncesi olmadığından artistlik yapıyor. illa ezilmek mi lazım, hayır. Ezilmeden de dik duruş sergilenebilir, politik olarak.
Benim bildiğim politikacı, politik olur özellikle de spontane konuşmalarında.
-neden barajı düşürmüyorsunuz?
-düşüreceksek size soracak halimiz yok.
-bu bir cevap değil?
-soru sorma o zaman.
-o halde neden geldiniz?
-seçimler yaklaştı türkiye'ye çok fransızsın anlaşılan.*
şaşırılmayandır. klasiktir. olmazsa olmazdır.
biri olmadık yerde ve alakasız durumda türban için şahlanır, biri tam da seçimler yaklaşırken durduk yere adam fırçalar, gazetecilere şahlanır.
bunlar normal ama bunların prim yapmasına göz yuman zeki türk milleti normal değildir. büyü mü yapılmıştır nedir bu millete...