eskiden kendimi yörük sanırdım. fakat 1530 tarihli tapu-tahrir defterine göre annem de babam da dulkadiroğulları'nın osmanlı hakimiyetine girmesinden sonra maraş dolaylarından yozgat'a * iskan edilmiş dulkadirli türkmeniymiş.
tanım şeysi: yörüyen kökünden türemiş göçebe- yarı göçebe türk kabilelerine denir.
anadolu'ya geldikten sonra bile göçmeye devam eden türklerdir. sarıkeçililer, karakeçililer, kızılkeçililer vs. gibi farklı obaları vardır. sarıkeçililer daha çok türkiye'nin kıyı kesimleri denilebilecek bölgelere (akdeniz, ege), karakeçililer ise daha çok iç kesimlere yerleşmeye başlamışlardır. sarıkeçililerin bir kısmı ise halen göçünü devam ettirmektedir.
doğanın her bir parçasına aşık olan, değerini bilen insanlardır. çünkü doğa onlara yaşam sunar, özgürlüğü hissettirir.
yerleşik hayata geçtikten sonra bile içlerindeki yörük yine aynı yaşamaya devam eder. çadırda uyumaya alışmış koca insan evinde uyumaz da bahçesinde uyur," yıldızları görmeden uyuyamıyorum"diye. onun çocukları, torunları da yaz boyu balkonda uyur, niyeyse (!) daha keyifli geliyor diye.
biri hariç zorunluluk olmadığı halde, 70.000 nüfuslu şehirde 5 kere taşınmak, yetmeyip başka şehre taşınıp orada da bi 4 kere taşınmak tam yörük ailenin yapacağı iştir. bi yere kök salamazlar ki, tanışacak daha ne insanlar vardır, görülecek daha ne yerler vardır onlar için...
konuştukları dil türkçe'dir de anlamak için kulak aşinalığı gerekir. biraz hızlı ve yuvarlayarak konuşurlar. ayrıca kendilerine ait kelimeler de vardır.
güzeldir yörük olmak, közde patates en güzel nerede yenir , iyi bilmektir. *
yörük yerleşik hayata sonradan geçmiş türkmenlerdir, türkmen ne ise yörükte odur yörük ne ise türkmende odur.
--mustafa kemal atatürk--
Toroslara bir çıkın bakın nerede bir kara yörük çadırı görürseniz, dumanıda tutuyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez.
--mustafa kemal atatürk--
aslında yörükler türkiyeye türk ismini veren kişilerdir,bu insanlar iç anadolu kültürünü oluşturan göçmen türk topluluklarıdır,ama ne türk,bir türkü çığıran duysa ağlar,türke kalkan eli görse kırar,bayrak gelinidir,vatan namusu...
türkiyenin büyük çoğunluğudur.
kimle tanışsam bir süre sonra sohbet sırasında "biz aslında yörüğüz" demiştir. kendimi yörük mıknatsı olarak görmeme sebeptir.
mensubu olduğum ve gurur duyduğum türk boyudur. türk'ün hasıdır, en az dejenere olmuşudur. orta asya güneşinin kavrukluğunu tenlerinde taşıyan bu insanlar uzun boylu hafif çekik gözlü kemikli güçlü kuvvetlidirler (bkz: aynı ben) . Ömürleri at üstünde ya da keçi kılından yapılmış çadırlarda geçer. insanını severler, toprağını severler, yurt edindiği yeri severler ve bu insanları kendileri istemedikçe kimse yurtlarından koparamaz. kısacası gerçek türk ırkının tüm özelliklerini üzerlerinden bulunduran insanlardır.
fiziksel olarak genellikle uzun boylu, kemikli, hafif çekik gözlülerdir. bir çoğu ela ve yeşil gözlü olup inatları ile meşhurlardır. iç egede de bol miktarda bulunurlar.
göçebe yaşam tarzı süren topluluktur. türk kelimesinin temelini oluşturduğu söylenir. antalya civarında bunların torunlarından bolca bulunur ki içlerinden biri de benimdir.
bu kelime ilk defa, osmanli burokratlari tarafindan, dogu anadolu'da akkoyunlu ve sah ismail'in turkmen tebaasindan, kendi turkmenlerini ayirt etmek ihtiyaciyla kullanilmistir.