konuyla ilgili bir diyalog;
amerika'da tsunami felaketi yaşadığı zamanlarda rize sokaklarında gezilmektedir. karşılıklı kaldırımlardan iki arkadaş bir rize klasiği olarak bağırarak konuşmaya başlar.
- ula hasaaan, nere cidiysun?
- çikcağuk baluğa, baluğa.*
- ula tikkad ede haa. *
- hee hee.
- la baa baaak.
- nedu?
- buriya tsunami var mi??
- ney?
- tsunami var mi tsunami?
- yok yoook, buriya rus'un ami var...
konuşma iki kaldırım arasında bağırarak yapıldığından, sevgili abilerimiz, ben ve o an orada olan diğer kişilere hoş bir "kelimeden yöresel küfür yaratma" örneği sunmuş oldular. *
kapçık ağızlı / trakya'nın herhangi bir bölümü. ancak böyle söylendiğinde etkisi olmuyor pek.
cümle içinde kullanırsak daha kalıcı olacağı kanısındayım
- şjjj ayri nabüsün bea.
- eyi bee nabayım bizim paleyi topa oynatmaa götürüyom.
- ah! te be kapçıkaaaazlı sen top oynamayı da mı ürendin.
burda kapçıkağızlı söz öbeği sevgi belirteci görevindedir.
diğer bir anlamı ise daha ağır olabilir.
- te .mına kodumu kapçıkaazlısı görün mü yapteynı. it enceee almış karıyı ifal etmij.
burda karşımıza bir de it enceği (köpek yavrusu) küfürü çıkar ki, bunu yaşlı görmüş geçirmiş şopar amcalarımızdan duymak bizlere çok büyük bir haz vermektedir.
unutmadan dippernot: kapçıkağızlı=.mcıkağızlı