Beykoz ilçesi'nde, istanbul'un denize en yakın ve en yüksek tepesi Yuşa Tepesidir.
Burada gömülü olan zatın Yuşa Peygamber olduğuna inanılmaktadır.
Bu inanışı doğruluyacak hiçbir belge olmamakla birlikte, yine de halk arasında buraya büyük bir ilgi vardır.
Yuşa Tepesi'ndeki bu türbe her türlü sıkıntı ve dilek için ziyaret edilmekte ve adak adanmaktadır.
Türbedeki Mezarın uzunluğu yaklaşık 17 metredir.
Daha sonra dilekleri gerçekleşenler adaklarını geciktirmeden yerine getirmektedir. *
beykoz'da doğup büyümüş her çocuk annesi, teyzesi, anneannesi'nden bu tepeyi bilir.
enfes manzarası vardır. çok uzun boylu olduğuna inanılır bu kişinin. mezarının orada olduğuna dair bir kanıt dahi yoktur.
savaşta şehit olduğuna inanılan bu yatır -inanışa göre-, özellikle yaz aylarında hınca hınç dolu oluyor.
ziyaret esnasında herkes o denli sessiz ki huzur bulduğunuzu hissediyorsunuz.
en son gittiğimde ( tamamen turistik amaçlı çaput filan bağlamadım,tek dua ettim) dini kitaplar satan birçok yer vardı. hafif ticarete dönmüş. hafif de değil aslında. coşmuşlardı.
öyküsü eski ahitte anlatılan, musa sonrası israiloğullarının kumandanı olan yeşudan alan tepe. rivayet odur ki, kabri buradadır.
buraya musa ile geldiği söylenir. ne var ki, musa kenan'ı bile görmeden hayatını kaybetmiştir. ne ara yeşu ile boğaziçine geldiler de burada gezindiler? museviler, arz-ı mevud'a yeşu'nun önderliğinde girmişlerdir.
karşıda çevrilen filmlerde klişeleşmiş bir istanbul resmi var ya, ha işte, onları bu tepede kayda alıyorlar;
eskiden hem pikniğe hem ziyarete giderdik annem götürürdü, ablam falan.
epey bir tırmanırdık tepeye sonra mezarı ziyaret ederdik. benim aklımda kalan epey uzun bir mezardı ,yekpare.
çok ziyaretçisi olurdu, insanlar dua eder çevrede oturur getirdiklerini yer içerdi.
1960'larda 70'lerde üsküdar,beykoz'da oturup da gitmeyen azdır.
ben liseyi beykoz'da bitirdim, sonradan yobaz taifesi dadanmış tadı kaçmış erbakancı-cemaatçi takıma kaldı.
bana göre orada yatanlar sıradan insanlar,mantıken mümkün değil. yuşa öldüğünde byzantion ortada yoktu , boğaz kıyılarında bir kaç ufak liman varmış. bölge pagan ,animalist çok tanrılı inanca sahipti ,o döneme ait bir mezar kalıntısı da yok beykoz'da.
mevcut mezarların birkaçının kaidesi bizans'tan ama taşlar osmanlı dönemi gibi.
zaten osmanlı mezar taşları roma özentisi ,fotoğraflara bakın aynı roma taşları..
inanan inanır haddimize değil ama orada bir yahudi kutsalı yatmıyor.3000 senede kırda dağda mezar mı kalır.
islam ile de alakası da kel alaka.
annem her türbeye giderdi kapalı biri falanda değildi kasımpaşa'da büyümüş,beyoğlu istiklal caddesinde oturmuş biri ,ethem baba türbesi vardı ,millet gider adak olarak göbek atardı.eyüpsultan'da idi galiba.
teli baba vardı ,evde kalan kadınlar gider tel bağlardı oraya da gittik defalarca.
topkapı'da vardı bir yer.dolup taşardı ramazan'da.
Fulya'ya çıkarken var,sağda. orada hiç bir mezar yoktu ben gençken,sonradan biri gelmiş türbe yapmış şimdi mum falan yemyeşil.