yuzyilin iyilik hareketi

entry11 galeri0
    8.
  1. ergenekon: yüzyılın davası.
    rte: yüzyılın devlet adamı.
    deniz feneri: yüzyılın iyilik harekatı.

    yaşar kemal: en kötü yüzyıllardan birisinde yaşıyoruz.
    1 ...
  2. 7.
  3. nihat sırdar'ın bu harekete karşıt olarak başlattığı bir hareket vardır ve bende bu harekete katılmayı düşünüyorum. katılmak isteyen herkes buyursun gelsin.

    (bkz: yüzyılın yalama hareketi)
    (bkz: sahildeki dondurma derneği)
    0 ...
  4. 6.
  5. 5.
  6. 4.
  7. 3.
  8. hulusi abi sana öyle bir iyilik yaptım ki aklın hayalin duracak. paralar cepte abi. yok sakata gelmeyiz. fakir fukara adına toplayıp indiregandi. (bkz: bunu yapan insan olamaz)
    0 ...
  9. 2.
  10. 1.
  11. bu cümlede, iyilik kısmından hemen sonra bir adet ''(!)'' bulunur.
    1 ...
  12. 12.
  13. 12.
  14. 12.
  15. çarpıcı bir slogan.

    genelde, dini motifleri kuvvetli olan 'hayır cemiyetleri' adını verdiğimiz kurumlara karşı halk; daha bir sevgiyle ve cömertçe yaklaşır. sebepse; onları yöneten kişilerin yüreklerini dolduran allah sevgisi ve sahip olduğunu düşündükleri erke sınırsızlığından olsa gerek, allah korkusunun; onları daima doğru yolda tutacağına, inandıkları dinin söylemi ile 'harama el uzatmayacaklarına' dair duydukları güvendir.

    lakin, bu iyi niyetli, insancıl ve vicdani yaklaşımın sonu ekseriyetle; kıça giren bir kazık ve yarattığı psikolojik çöküntü ile nihayet bulur.

    fakir-fukaraya, garip-gurabaya kuruş kuruş toplanmaya başlanan paralar, başlangıçta gerçekten de amatör fakat umut vadeden organizasyonlarla hedeflerine ulaştırılır. her başarı; duyulan güvenin pekişmesine ve para musluklarının biraz daha açılmasına neden olur. bu öylesine bir hal alırki, organizasyona akan para sel olur ve işte bu aşama kırılma noktasıdır:

    amatör yöneticilerin, kim farkına varacak? sualini kendilerine sorup da, o selin ufacık bir kolunu kuru tarlalarına taşımaya başladıkları an iş bitmiştir. zira, o küçük kol, ihtirasla; her gün daha fazla suyu taşımaya başlar. bu işin sonu yoktur. gün be gün artan su miktarı; akan sel ile eşit boyutlara ulaşmış ve tarlayı süpürüp götürmüştür.

    deniz feneri dernegi'nin ilk çıktığı günleri hatırlarım. köylerdeki yaşlı, kimsesiz ve gerçekten bakıma muhtaç insanları bulup, onlara; yardımsever vatandaşların bağışları ile alınmış, yağ, şeker, un vs. gıda maddelerini dağıtırlardı.

    bu sabah;

    elleri kelepçeli deniz feneri dernegi yöneticilerini gördüm gazetede. üzüldüm... dini motifleri kuvvetli bir 'hayır cemiyeti' daha nefsine yenik düşmüş yöneticilerin kurbanı oldu.

    edit: dilbilgisi kuralları.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük