can dündar'ın en son kitabının adıdır.Son yüzyıla damgasını vuran 10 tane aşk hikayesi vardır.gel gör ki ve kitabın önsözünde de belirtildiği gibi erkekler hep bırakan,terk eden,giden taraf;kadınlarsa bekleyen,bırakılan,hatta ezilen taraf olmuşlardır.kitap güzeldir,alınası,okunulasıdır.
tarihe yön veren olayların her zaman kağıt üzerinde olmadığını, şaşırılmış zamanlarda bile "son mührü kalbin vurduğu " duygusunu bana en iyi geçirebilmiş can dündar kitabı.birbirlerini hiç görmeden vuku bulmuş naciye-enver aşkı, paşanın vahdettin'in damadı olmasıyla sonuçlanarak evliliğe gitmiş ve bir imparatorluğun çizgisi değiştirilmiştir.en su katılmamış adamların gölgesinde bi kadın sureti olmuş.'erkekler dünyayı,kadınlar erkekleri yönetmiş'.
savaşın ortasından ya da bir sürgün yerinden sevgiliye yazmak için (gidip gitmeyeceği belli değil)bir kağıt bulunamamış; ağaç kabukları imdada yetişmiş, darağacında göğsünde sevgiliden gelen mektuplarla can verilmiş...gibi bu günün aşklarından uzak ayrıntıların olmasının yanında; kararsızlıklar,aldatmalar,aldanmalar,pişmanlıklar geri dönüşler,af dilenmeler,(daha çok )kadının acısı tanıdık.kitapta yıldız kenter-şükran güngör aşkı en vafalısı, en güzeli olmuş.
bir can dündar kitabı. konusu yüzyıla damgasını vurmuş, türkiye'yi sarsmış aşklardır. bu kitapta Mustafa Kemal ve Latife Hanım'dan, Enver Paşa ve Naciye Sultan'a, Adnan Menderes ve Ayhan Aydan'dan, Nâzım ile Piraye'ye, Bedri Rahmi-Eren Eyüboğlu'dan, Yüksel Menderes ve ipek Kramer'e, Yılmaz-Fatoş Güney'den, Yıldız Kenter ve Şükran Güngör'e, Melih Kibar ve Çiğdem Talu'dan, Sefahattin Pınar'la Afife Jale'ye gün yüzüne çıkmış veya kaçamak olan efsaneleşmiş aşklara yer verilmiştir.
Afife Jale kısmı aslında belgeselin en etkileyiyi kısmıydı hem uyuşturucu hemde aşkı arasında kalıp sonunda kimsesiz bir şekilde olüp ardından eski eşininde buna dayanamayıp üzüntüden ölmüş olması aşklarını ne kadar büyük yaşamışlar dedirtiyor insana...