"atamayi yapan abdullah gul olduguna gore vardir bir capanoglu" denilerek onumuzdeki gunlerde yedi ceddi desilecek, tum gecmisi, icraati ve ahbaplari tartisilacak insandir. nasil bir atamadir ki atamasi yapilan kisiden ziyade esi haber ve tartisma konusu olur.. nasil bir atamadir ki kuruldugu gunden beri tartisilan yök gibi bir kurumun varligini ve tartismasini unutturmustur?! hayretle izliyoruz.
eşi türbanlı olsaydı üniversiteler daha az aydın yetiştirecekti bittabi.eşinin başı açık olan yök başkanları sayesinde üniversiteler fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmiştir.eşi turbanlı olmadığı için bazılarının zoruna gittiği gerçek , ama nereden bir açık bulabilirizi araştıracakları muhakkak..
abdullah gül'ün atamasına rağmen, kişiliği düzgün bir insandır. olaylara objektif yaklaşır, bilim adamı kelimesinin hakkını tam manasıyla verir.
basit oyunlara gireceğine, birilerinin maşası olacağını kimse sanmasın. eline verir adamın. haa bu arada tatlı küfürler etmek ("nasıl oluyo o?" demeyin, tanıyan bilir) en büyük hobilerinden biridir. samimidir de anlayacağınız.
edit: her insan büyük yanılgılar içine düşebilir. an itibariyle itiraf ediyorum, amma da safmışım. meğer şan, şöhret, para insanın kişiliğini kolaylıkla alıp götürebiliyormuş. bu entry'de ibret olarak kalsın canlar.
henüz bu sabaha kadar hakkında tek bir yorum bile yapılmamışken bir günde fethullahçı, tarikatçı, pis, kaka filan fişman ilan edilmiştir kendisi. ergün poyraz'dan da en kısa sürede "musa'nın ziyası" isimli bir kitap bekliyoruz kendisi için.
türban serbest olursa üniversite'deki türbanlıların bir kısmının başını açacağını iddaa eden bir şahıstır. zaten bu nedenle yök başkanı olmuştur. eşinin başı açıkmış, pehhh
isterse sütten çıkmış ak kaşık olsun, gene de sürekli boka bulaştırılmaya çalışılacak insandır kendisi. çünkü abdullah gül atamıştır onu.
yurdum insanın bir kısmının zihniyeti budur. canına yandığımın çakma aydınları.
yasasın yeni yök başkanının eşinin başı açıkmış, dünya bilim tarihinde yeni bir sayfa daha açılır şimdi kesin dedirten, sevinçten çıldırtan, atanması toplumda meksika dalgasına sebeb olan yeni yökümün başkanı.
not: erdogan teziç, gölbaşında, eski okul arkadasının yanındaki villaya.
not2: bende cumhurbaşkanı olacam ilerde nasipse, tüm okul arkadaslarımı, tübitak a, yök e, nebileyim orman işletmesine, karadeniz teknik üniversitesine hanımın akrabasını rektör yapcam mesela, 9 eylülde istedigim hristiyan kimlikli rektör adayının bildirmesse yök, iki defa listeyi iade edicem, istedigimi yapıcam, bi sürüde suclu affedicem, ulusalcıyım nasıl olsa kimse bi şey demez, eşiminde başı açık olursa, yasadık vesselam.
esi kivilcim hocanin, tebrik sirasinda sorulan fethullahci olma spekulasyonlarina; tek kasini kaldirip kafasini hafif one ve saga egmesi ve bize o sekilde bir bakis atmasi seklinde cevaplandirilmistir. eger tikky bir hoca olsaydi, "oooldu, gozlerim doldu" cevabini almayi bekliyorduk zaten. *
önümüzdeki günlerde hakkında çok yorum yapılacak bir konu üzerine şu görüşlerde bulunmuş yeni yök başkanı:
--spoiler--
Sabah Gazetesi'nde, 10 Eylül günü "Türban yasağı kalkarsa, üniversitede başı açık kimse kalmaz" diyen Tarhan Erdem'in analizini yorumlayan Prof.Dr. Y. Ziya Özcan, türbana bakışını şöyle ifade etmişti:
"Hiç öyle düşünmüyorum. Hatta serbestlik ortamı oluşacağı için türban takanların bir kısmı vazgeçecek. Türban takmayanların gereksiz korkuları var. Serbestlik olursa, daha liberal demokrasi olur. O zaman bu mesele konuşulmayacak. Çevre baskısı asla olmayacak. Kadınlar ilk aşamada eşitlik konusunda kan kaybedebilir. Erkekler açık olana ilgi duyup, farklı davranabilir. inşallah bunla uğraşmak zorunda kalmayız."
--spoiler--
"liyakati yerindeymis, kontrol ettirdim basi acik" tarzi yaklasimlarda degerlendirilmekten kurtulamayacak hoca. ayrica bilkent universitesi'nde ogretim gorevlisi olan kivilcim metin'in esiymis.
kendisi güzel ama öylesine güzel bir insandır ki.. öylesine temiz kalpli, öylesine candan.
yök başkanlığına hem liyakat hem karakter olarak en çok yakışacak insan bana göre.
bizim bölümümüzün profesörü diye söylemiyorum, kişisel hayranlığım had safhadadır, o açıdan..
--spoiler--
Doğum tarihi 15 Mart 1951. Bir dönem ODTÜ'de Sosyoloji Bölüm Başkanlığı da yaptı.
1973 yılında Ankara Üniversitesi'ni bitirdi ve ABD, University of Chicago'da 1978 yılında master yaptı. Takiben aynı üniversitede Doktorasını verdi.
Akademik ilgi alanları genel olarak şu konular: Araştırma, oy verme davranışı, polis, sosyal istatistik, istatistik, sosyal kontrol ve sapma, sosyal tabakalaşma ve hareketlilik, sosyoloji.
Profesör Özcan'ın "islam Ekonomik Gelişmeye Engel midir: Karşıt Delil ve Bazı Metodolojik Düşünceler", "Muslims in Canada" (Kanada daki Müslümanlar), "Ülkemizdeki Cami Sayıları Üzerine Sayısal Bir Inceleme" başlıklı çalışmaları var.
--spoiler--