öğretim görevlisi, yök başkanı, müsteşar, danışman derken şimdi de büyükelçilik görevi. artık döndüğünde meclisteki görevi ne olur bilinmez. maşallah on parmağında on marifet!!!
gülsek mi ağlasak mı şaşırdım. sistem böyle işliyor. yazılacak çok şey varda tedirgin oldum şimdi, maazallah başımıza iş almayalım. *
hayırlı olsun mübarek.*
sosyoloji profesörü iken, büyükelçi olmuştur. dışişleri bakanlığında bir çok liyakatlı ve siyasal bilgiler mezunu deneyimli diplomat dururken, işe göre adam değil, adama göre iş, yani devlet geleneklerinin çürütülmesi politikasına uygun bir atamadır. ne de yakışır ama.
yusuf ziya özcan'a verilebilecek en güzel emeklilik ikramiyesidir. hem polonya gibi işlerin sittin sene ters gitmeyeceği bir ülke, hem de resmi bir görev... daha ne olsun yani. eliyle üzüm mü yedirsinler adama?