--spoiler--
(1946 - 22 Temmuz 2000 istanbul)
Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde oynayan Türk futbol tarihinin en yetenekli futbolcularından.
Şenol Birol ve Birol Pekel'in Fenerbahçe'ye transfer olması ile yine Beşiktaş alt yapısından yetişen Sanlı Sarıalioğlu ile birlikte A takıma çıkarıldı. 1962 - 1963 sezonunda henüz 17 yaşında iken A takımla maça çıktı. Baba Hakkının kontrolünde önce Genç Takımda arkasından da Profesyonel Takımda yer aldı.
Sadece Beşiktaşta değil, Türk Futbolunda 30-40 yılda bir sahalarda görülebilen süper yıldızlardan biriydi. Anderlechte transfer olmak üzere iken şanssız bir trafik kazası geçirdi. Anderlechtli yöneticilerin dikkatini, 1965 yılında Belçikada organize edilen Ordulararası Dünya Şampiyonası karşılaşmalarında çekmişti. Onu terhis olur olmaz renklerine katmaya karar vermişlerdi. Bu büyük transfere Beşiktaş da razı olmuştu. Taraflar her konuda anlaşmışlardı. Ancak Belçika'ya gitmeden hemen önce alkollü bir şekilde Boğazda yaptığı trafik kazasından sonra Anderlecht bu transferden vazgeçti.
Beşiktaşın tarihinin en başarılı kadrolarından olan; Hakkı Yetenli, Şükrü Gülesini, Hüseyin Saygunlu kadrosunda bile çok genç yaşta ilk onbirde kendisine yer bulabilecek çaptaydı. Beşiktaşta 2 Türkiye Ligi Şampiyonluğu, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası yaşadı. 1962-1976 yılları arasında 172 lig maçında 23 gol kaydetti.
6 kez A, 3 kez Ümit, 5 kez de Genç olmak üzere toplam 14 kez Milli oldu. Büyük top tekniği, driplingleri, arkadaşlarına attığı milimetrik paslar ve oyun kuruculuktaki zekası ile Avrupa çapında bir oyuncuydu. Ancak özel hayatındaki düzensizlik ve gece hayatına düşkünlüğü nedeniyle kariyerinde hal ettiği yere gelemedi.
Futbolu bırakmadan önce bir sezon Altay'a transfer oldu, ancak Beşiktaş'a geri döndü. Futbolu bıraktıktan sonra, uzun bir dönem Beşiktaş alt yapısında görev aldı. 2000 yılında Kuşadası'nda kaldığı otelde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama çok erken veda etti.
--spoiler--
beşiktaş'taki "isteseydi real madrid'de oynayabilirdi." ekolünün ilk temsilcisidir. öyle meziyetleri anlatılır ki, hemen gözünüzde sergen yalçın canlanır. ancak bakmamıştır kendine. zihinlerde güzel bir lezzet bırakıp gitmiştir. bildiğim kadarıyla 8 numaralı formayı giyerdi.
duygu ankara ve sevim tuna gibi donemin iki vamp kadini ile birlikte olup; futbolseverleri ustun yeteneklerini izlemekten mahrum birakan bir insanmis kendisi. ben izlemedim, etmedim, bursa carsamba pazarina yakin erte bar'da otururken onumuzde mac izleyen bickin amca soyledi de vay bee demistim..
bugün de var olan bazı futbol asalaklarının dolduruşa getirdiği yöneticiler seni canından çok sevdiğin beşiktaş'tan koparmıştı hani. sen de "başka renk takımda oynamam" deyip altay'a geçmiştin. ve altay beşiktaş maçında bütün takımı tesbihe dizer gibi çalımlayıp kaleciyi de terse yatırdıktan sonra seni altay'a yollayan yöneticilerin oturduğu tribüne tam da sana yakıştığı gibi fiyakalı bir şekilde bakıp topu yandan auta atmıştın. kıyamamıştın beşiktaş'ına. işte kıyamadığın beşiktaş'ın doğum günü bugün. 107 yıllık tarihinin en büyük iki topçusundan biri olduğun beşiktaş sana minnettar. mekanın cennet olsun.
şirketten bir abimiz yusuf tunaoğlu ile ilgili bir anısını anlatmıştı . anadoluda bir deplasmanda maçtan önceki gece otel odasında iddiaya girmişler.konu rahmetli yusufun ayağından iki kişi top alır mı alamaz mı.sehpayı , koltukları kenara çekmişler , iki kişi göt kadar odada 15 dakika uğraşmış , ayağından topu alamamışlar.pes edip bırakmışlar .