yusuf atılgan

entry117 galeri7
    50.
  1. türk edebiyatının uzay gemisi.
    3 ...
  2. 51.
  3. aylak adam gibi bir baş yapıtı dünyamıza kazandırmış yazar. en zor duyguları çok basit cümlelerle çok çarpıcı şekilke okuruna aktarmasına hastayız.
    http://altinisikmurat.blo...m/2012/11/aylak-adam.html
    3 ...
  4. 52.
  5. Kucuk insanlarin buyuk yasamlarini anlatan buyuk adam. Kucuk kurgularla oyle cok satafatli olmayan orjinal cumlelerle edebiyatin en sevdigim hallerini olusturmustur kendisi. Zebercet'i bile sebepsizce sevdirebilir size aktarma sekli. Ah zebercet ah bu arada..
    4 ...
  6. 53.
  7. yazılabilecek en ilginç, en hiç roman karakterini yazmıştır. zebercet tam olarak "hiç"tir.
    1 ...
  8. 54.
  9. Aylak adam'ın sahibi. insanların yabancılığını iyi bir şekilde anlatır.
    1 ...
  10. 55.
  11. yerli edebiyatın kesinlikle en ilginç karakteri,"yazdıklarımdan çok yaşadıklarımla var olmak isterim" gibi bir sözü vardı zannedersem kendisinin, yapıtları her ne kadar sayıca az da olsa türkiye edebiyat tarihinde çok önemli yere sahiptir. aylak adam son dönemlerde tekrar popüler olan kaybeden edebiyatının önünü açmıştır ve belki bu anlamda yazılan en iyi kitaptır diyebiliriz. kendisinin şaheseri olan anayurt oteli ise okuyanlar üzerinde bambaşka bir etkiye sahiptir, türkiye romancılığının en ilginç öyküsüdür ve yarattığı karakter zebercet türkiye roman tarihinin en ilginç roman karakteridir. böyle bir yapıtı biz eğer anadilinde değil de çeviri roman olarak okusaydık inanıyorum ki dünya edebiyat tarihine geçmiş bir roman olarak bilinirdi. son başladığı ve yarım kalan romanı canistan ise bir köy romanıdır lakin ilk adımlarını attığı o kısacık metinde bile köy gerçekçiliği yazarlarından nasıl da ayrı bir üsluba sahip olduğu gözlemlenebilir. iyi ki sadece yaşadıklarıyla değil yazdıklarıyla da varolmuş yusuf atılgan.
    2 ...
  12. 56.
  13. önce yusuf atılgan vardı, sonradan geldi.
    0 ...
  14. 57.
  15. Türk edebiyatının açık ara en iyi yazarıdır bu adam. Anayurt Oteli gibi bir başyapıtı ortaya çıkarmıştır. Fakir Baykurt ile birlikte türk edebiyatının en underrated yazarıdır aynı zamanda
    4 ...
  16. 58.
  17. "...bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu, kadınlar da böyleydi: dünyada gereğinden çok kadın vardı ama yalnız bir teki yoktu. "

    (bkz: aylak adam)
    0 ...
  18. 59.
  19. 60.
  20. (bkz: aylak adam) yanlışlardan öğrenilmiş güzel bir roman.
    0 ...
  21. 61.
  22. Türk edebiyatının en iyi yazarlarından biri. Usta.
    2 ...
  23. 62.
  24. aylak adam gibi türk edebiyatında yer etmiş büyük eserlerden birinin yazarıdır. sadece şu pasaj için bile defalarca okunabilir bir kitaptır:
    "tutamak sorunu dedim. dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaylardaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutamağının en iyi en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, "veli ağanı öküzleri gibi öküz yoktur" demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi. bir kadın. birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven, bir kadın."
    5 ...
  25. 63.
  26. türk edebiyatı'nın -bana göre- kült romanlarından biri olan aylak adam'ı ile tanınır yusuf atılgan. sonra anayurt oteli'yle, sonra canistan'ıyla , sonra da öyküleriyle.
    ''benim yazarlığımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır.'' der atılgan, bu yüzden çok az eser verdiği kabul edilir. belki de az olması, öz olmasını sağlamıştır bu eserlerin, hepsi de birbirinden kıymetlidir. ama yine ''çok az'' da olsa 2 tane şiiri olduğundan pek bahsedilmez yusuf atılgan'ın. ölü su ve ayrılık şiirleridir bunlar:

    ÖLÜ SU

    içsin mi kansıcağı ikindilerde
    iki ucu denizsiz çay suyundan
    Dört boynuzlu yörük öküzü
    Çıkamaz ininden yaz uykusunda çakıroğlan
    duvarda çamursarısı sidikkızılı boynuzbozu bir ölüdoğa
    sıvanın altında kim var
    Susuz aç
    kim gizliyor olumlu tarhanayı sevimli ifritlerden
    as kendini çakıroğlan
    bir türküde oturacaksın yapayalnız
    sabah çayları bir türküde üzüm
    Kısır tarlada gereksiz bir kaya
    ya da iskender sininde bir kabartma taşdonuğu
    (yaşadıydı Karacaoğlan Kızı Yunus karıncası
    kansıcağı ikindilerde harman kaşıntısı)
    Kendir saplarıyla asılmış uzarken yarı yolda
    Suçluyum sayın yargıç
    bir zurnacı çingene ısmarlayın ipime
    Ya siz sayın Yargıç?

    ayrılık

    Doğu yeli esiyor karşıdan
    kirpiklerim tozlu
    Ergin başaklar geçiyor iki yanımdan
    Sensiz

    Bir serin denizde misin kumda mısın
    Öyle mi omzunda kuruyan deniz tuzu
    Bensiz

    Çorak tarlada geçkin bir at çakalı
    Bir telli kavak bir zeytin bir kuş
    Sensiz

    Evde misin masal söyleyenin var mı
    Açık mı kapılar yataklar boş mu
    Bensiz
    2 ...
  27. 64.
  28. Yalnızlığı ve sonucunda getirdiği yabancılaşmayı en iyi şekilde ele alan varoluşçu yazar. anayurt oteli ve aylak adam gibi iki müthiş eseri edebiyatımıza kazandırmış. zamanın ötesinde yazmış yazdıkları daha sonralar anlaşılmaya başlanmıştır.

    aylak adamın c si ve anayurt oteli nin zebercet i türk edebiyatının en orijinal karakterlerinden olsa gerek.
    3 ...
  29. 65.
  30. anayurt oteli romanındaki zebercet karakteriyle bilinçaltıma altıma vurmuştur.
    1 ...
  31. 66.
  32. hepimiz yusuf atılgan ın bay c siyiz.
    0 ...
  33. 67.
  34. garip akımı'nın öykü ve romandaki temsilcisidir. ikinci yeni akımıyla yazınsal hayatımız her ne kadar renklendiyse başlangıç olarak garip akımının alınması icap eder. Garip akımı salt "şiirde kaldı" diyenlerin öncelikle yusuf atılgan'ı incelemesi icap eder bence.
    14 ...
  35. 68.
  36. aylak adam gibi bir başucu kitabı yazacak yetenekte büyük yazar ama insan... Yaşamın "sanki" kendisinin olmadığı yerlerde aktığını düşünen biridir aylak adam'da anlatılan. Ama romanın bir yerinde öyle bir cümle kurar ki sizi yerinize yapıştırır:

    "Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. içinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?"
    3 ...
  37. 69.
  38. Normal bir insan değil. Korkmuyor musun ondan ?
    - Hayır, seviyorum. Normal insanlardan korkarım ben...

    durumumu özetlemiş yazar. hoşgelmiştir.
    0 ...
  39. 70.
  40. ümitsiz ve yalnızlığı kanıksamış bir adamın giden kadının ardından,onun bıraktığı fincandaki dudak izini öpmesi nasıl bir yalnızlık tasviridir,ayrıntılarla anlatma ustalığı bu olsa gerek...
    2 ...
  41. 71.
  42. okumaktan büyük keyif aldığım, bana göre türk edebiyatının en büyük birkaç yazarından biridir. keşke daha fazla eser verseydi, keşke canistan'ı tamamlamadan ölmeseydi dedirtendir. iyi ki aylak adam'ı yazmış, iyi ki bay c.'yi yaratmış.
    1 ...
  43. 72.
  44. köye mektuplar ismiyle mektuplarını yayımlanan büyük yazar. Kendisinin doğduğu köyde yaşayn bir öğretmenle mektuplaşmalarını içeren bu kitap, yusuf atılgan'ı daha yakından tanımamızı sağlıyor.
    0 ...
  45. 73.
  46. O bir köylüydü. Okuyup meslek edindikten sonra köyüne dönmek zorunda kaldığında solculuktan hüküm giymişti. Öğretmenlik yapması yasaktı. Pek de anlamadığı ya da hoşlanmadığı çiftçiliği yapmak zorundaydı. Çevresine uyumsuz biri olarak yaşadı. Yusuf Atılgan' dan söz ediyorum.
    Yusuf Atılgan, 1921 yılında Manisa' nın Hacırahmanlı köyünde doğmuştu. 1989' da bir kalp kriziyle istanbul' da dünyamızdan ayrıldığında bir romanın ortasındaydı.
    Yusuf Atılgan, kolay yazan bir yazar değil, her sözcüğün acısını duyuyor. Az yazmasını eleştirenlere okumayı yazmaktan çok sevdiği yanıtını veriyor. Hayatını anlatmak yerine onun yazdıklarına yeni bir ayna tutan mektuplarından söz etmek istiyorum. Yusuf Atılgan, 1980-1988 yılları arasında Halil Şahan' la mektuplaştı. Bu mektuplar Burak Fidan' ın düzenlemesiyle Edebi Şeyler' de basıldı.
    Halil Şahan 1944 Balıkesir doğumlu bir öğretmen yazar. Yusuf Atılgan' ın salık vermesiyle Yusuf Atılgan' ın köyüne Hacırahmanlı'ya atanmak istedi ve atandı. Yusuf Atılgan, istanbul' a göçerken Halil Şahan' a pek çok şeyi emanet etti, özellikle anasını. Yazdığı mektuplarda köyden haber sorarken, anasını da soruyor.
    Bu mektuplarda tek düze bir hava sezerseniz, bilin ki bu hava köyün tekdüzeliğinden doğmuştur. Bu tekdüzeliği köyünü yazdığı öykülerde de sezilir:
    "Kendimi bildim bileli öteki dört tavuk, bir horozla hep bu daracık avludayız. Çevremizi bana pek yüksek gelen yapılar, duvarlar kuşatıyor. iki kapı var bu avluda. Birisi gelip geçen insanlar, arabalar, beni hem korkutan, hem meraklandıran seslerle dolu sokağa bakanı. Bu kapının açıldığını görmedim hiç. Arkasında kocaman bir palamut kütüğü dayalı(...)."
    "Kümesin Ötesi" adlı bu öykü bir tavuğun gözünden anlatılır. "Bodur Minareden Öte" öyküsündeki kadını, "Anayurt Oteli" ndeki otel katibi Zebercet' i bu öykünün yol göstericiliğiyle daha iyi kavrarsınız:
    "Bugün bir şeyler oldu. Sabah yemini yedikten sonra, gene o her zamanki iç sıkıntısıyla damlara bakarken şu kümesin üstüne atlasam diye düşündüm. Kanatlarımı çırpıp sıçradım. Kendimi kümesin üstünde görünce şaşkınlıktan bağırmışım. Ötekiler de bana bakarak bağrıştılar. Kümesin üstünden öteki kocaman dama uçmak daha kolay. Bir daha sıçradım bağıra bağıra. Kiremitlerin üstünde yavaş yavaş karşı yana yürüdüm. içimde bir genişleme, yüreğimde hızlı bir çarpıntı başladı. Bizim yaşadığımızdan çok daha büyük bir avlu göründü gözlerime. Baktım bunun da dört yanı bizimki gibi duvarlarla çevrili."
    Yusuf Atılgan' ın mektuplarını yayına hazırlayan Burak Fidan, Halil Şahan' la bir görüşme/konuşma yapmış. Bu konuşmada Ahmet Güntan' ın soruları da yer alıyor.
    Kitabın "Sunuş" unu da Halil Şahan yazmış. Bu sunuş Yusuf Atılgan' ı tanıtmada yardımcı olacak ayrıntılar taşıyor. Bir aydının kendi köyünde bile nasıl dışlandığını da görüyorsunuz: "n’ apıcaksınız Yusuf Bey' i ? O kimseye selam vermez, kimsenin halini hatırını sormaz, daha da önemlisi bir Allah kuluna bir çay ısmarlamaz(...)nobranlıkları yoktur da, konuşmaz sadece. istersen sen kendin konuşur, kendin dinlersin. Sonra da kalkar gidersin."
    Kitapta bir albüm bölümü de yer alıyor. Bu kitap için hem mektupların yazıldığı Halil Şahan' ı hem de bu genç yayınevi Edebi Şeyler'in yöneticilerini kutlamalıyım.

    alıntı - evrensel/ sennur sezer
    1 ...
  47. 74.
  48. 1936 yılında Manisa Ortaokulu'nu, 1939 yılında ise Balıkesir Lisesi'ni ve ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Nihat Tarlan'ın yönetiminde hazırladığı bitirme tezinin konusu Tokatlı Kani: Sanat, şahsiyet ve psikoloji idi. Aynı dönemde Akşehir'de Maltepe Askeri Lisesi'nde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptı. Üniversite öğrenciliği sırasında Türkiye Komünist Partisi'ne katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak ceza kanunu'nun 141. maddesi uyarınca hapse mahkûm edildi. altı ay Sansaryan Han'nda, dört ay da tophane cezaevi'nde olmak üzere on ay hapis yattı.

    26 Ocak 1946’da serbest kalmış, öğretmenliği elinden alınmıştır. 1946 yılında Manisa'nın Hacırahmanlı Köyü'ne yerleşerek çiftçilik yaptı. 1976'da istanbul'a döndü danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yaptı. Yazımı devam eden Canistan adlı romanını tamamlayamadan kalp krizi nedeni ile istanbul,Moda'da öldü.

    Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanındı ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları arasında yer aldı. 1987'de Anayurt Oteli romanı, Ömer Kavur tarafından aynı adlı sinema filmi olarak çekildi.
    kaynak: wikipedia
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük