Üzerinde Yuşa Peygamberin mezarı bulununan istanbul Beykoz daki tepe.Yuşa peygamberin mezarının uzunluğu 17 metredir. Mezar hakkındaki türlü rivayetlerden biri şudur : *Dedem Ahmed Efendi, Yuşa Peygamberin kabirinin türbedarlarından idi. Seneler Sultan Abdülaziz in (1850) şehzadelik dönemi... Anneme anlattıklarını, annem da bana nakletti, ben de size aktarıyorum. Bugün, Beşiktaş ta türbesi bulunan ŞEYH YAHYA EFENDi, Yuşa Peygamberin kabrinin yerini tesbit etmiştir. Şöyle ki: Yavuz Sultan Selim, Trabzonda Vali iken, oğlu Sultan Süleyman dünyaya gelir. Fakat kendisine sütanne tutulur. Aradan 40 küsur sene geçer, Sultan Süleyman Padişah olur. Yahya Efendi de büyük bir alim ve tasavvuf ehli olur. Nihayet bir gün padişah olan süt kardeşini ziyaret için istanbul a gelir. Kanuni kendisi için Beşiktaşta kışlık bir dergah bir de Anadolu Kavağı- Sütlüce de yazılık bir dergah hazırlatır. Yahya Efendi, yazlık dergahında iken bir gece rüyasında bir zat karşısına çıkıyor ve diyor ki: - BEN YUŞA PEYGAMBERiM, VE ŞU TEPEDE YATIYORUM. GEL YERiMi TESBiT ET VE BENi ZiYARET ET! Yahya Efendi sabah uyanıyor. Hayırdır inşaallah bu nasıl rüya diyor. Allah Allah... - YUŞA PAYGAMBER FiLiSTiN DE DEĞiL Mi?.. Bu nasıl rüya diyor. Fakat ikinci akşam aynı zat, karşısına çıkıp: - NEDEN GELMEDiN: BU DEFA YARIN GEL, BENi ZiYARET ET!..diyor. Sabahleyin Yahya Efendi uyandığında bu defa rüyanın etkisi büsbütün kendisini sarıyor ve akşama kadar, - Hayırlar ola, acaba bu neyin nesi deyip, düşünüyor. Fakat her halükarda hala Yuşa Peygamberin kabrinin Filistin civarlarında olduğuna kilitlendiği için gitmeye lüzum görmüyor. Lakin gece olup uyuyunca, yine aynı zat karşısına çıkıp bu defa azarlayarak, tekrar aynı şeyleri söylüyor. Sabah, gün açar açmaz bu defa Yahya Efendi müritleri ile birlikte bunca yolu aştıktan sonra rüyada belirtilen tepeye çıkıyor. Çıkar çıkmaz tepeyi inceleyip, kabrin yerini bulmaya çalışıyor. Bir taraftan da oranın yerli ahalisini gözetleyip, onları durdurup bilgi almak istiyor. Nihayet koyunların otlatan bir çoban görüyor ve kendisini ne zamandır buralarda çobanlık yaptığını soruyor. Çoban... - 10 seneye yakın buralara gelirim deyince, kendisine bu ahalide kendisine olağanüstü gelen şeyler olup olmadığını soruyor. Çoban bu soru üzerine YAHYA EFENDi Yi bir yere götürerek: - EFENDiM; ŞU YERi GÖRÜYOR MUSUN?ÜZERi YEMYEŞiL OT OLDUĞU HALDE, KOYUNLARIMI BU OTU YEDiRMEK iÇiN HER SEFERiNDE BURAYA GETiRiYORUM FAKAT KOYUNLARIM NEDENSE BU YEŞiL OTUN OLDUĞU KISIMA HiÇ UĞRAMAYIP iKiYE AYRILARAK BiR KISMI BU YERiN SAĞINDAN BiR KISMI DA SOLUNDAN GEÇiP GiDiYORLAR. AHA ŞU iLERiDE YiNE BiRLEŞiYORLAR . YANi BURAYA BASMIYOR OTUNU DA YEMiYORLAR.Diyor. Bunun üzerine Yahya Efendi o yeri tesbit ediyor ve yeri işaretliyor. Padişaha naklediyor. Oraya bir türbe inşa ediyorlar. O zamanda bu zamana ziyaret ediliyor. Aynı zat olayı şöyle anlatıyor: BEN ÇOCUK YAŞLARIMDA iKEN, YUŞA PEYGAMBERiN TÜRBESiNi ETRAFINDA OYNUYORDUM. BiR TAKIM iNSANLAR GELDiLER, KAZI YAPTILAR. iNSAN KAFASIYLA, iSRAiLOĞULLARININ BAYRAĞININ TAŞA YONTULMUŞ ŞEKLiNiN ÇIKARILDIĞINI GÖZÜMLE GÖRDÜM.