senelerden bir sene. üniversite hazırlığım ve yurttaki ilk senem. yurdun dizaynına göre tek ve iki kişilik odalar vardı, ben de iki kişilik odaları seçtim. gayet tatlı, sevecen, naif umutlarla seçtim. oda arkadaşım hakkında ufak bir bilgim dahi yoktu.
-odaya yerleşeceğim ilk gün bütün eşyalarımı kapının önüne yığdım. açtım kapıyı baktım odada kimse yok ancak oda arkadaşım olması muhtemel kişi odaya benden önce yerleşmiş. bende odaya eşyalarımı yığdım, sonra güzelce katladım, dolaplara yerleştirdim vs. oda arkadaşımla tanışacağım, çocuk beni ilk intiba olarak düzensiz tanımasın diye. sonra dışarı çıktım. hala içimde bir merak oda arkadaşımla alakalı. akşam olduktan sonra yurda geri döndüm. dönmez olaydım. odanın kapısını araladım. o sahne slow motion olarak aktı. yatağımın üzerinde bir şey var. akşam olduğu için oda karanlık, o an yatağın üzerindeki şeyi hayal meyal bir çift ayağa benzettim. kapının tamamını açmadım, oda numarasına baktım, vallaha doğru lan, allah kahretsin. sonra bir cesaret kapıyı sonuna kadar açtım ve bana o karanlıkta bakan iki çift beyaz gözü gördüm. tırstım mı? nasıl tırstım ama belli etmedim pek. o gözleri gördüğüm anı unutamam. hemen her türk insanı gibi tırsıntımı öfkeye yedirdim. -kimsin lan? dedim kalın sinirli bir sesle, -hey, are you my room mate? diye karşılık geldi cool ve çatlak zenci sesiyle. o anki şaşkınlığımla ''evet hocam'' dediğimi hatırlıyorum. sonra ingilizce devam ettik ama yapacak bir şey yoktu, dışarda kalamazdım.
o gece uyumadım, ertesi sabah müdüre gidip odamı değiştirdim. kimse ırkçılık olarak algılamasın. zenci bu, şeytan doldurur.
yazılanlara baktıgımız vakit anlaşılan şudur; türk erkekleri bir adam tarafından "götürülmeyi" dert etmemektedir. dert ettikleri şey, kendilerine girecek olanın boyutudur. yani korkulan uzun olması..giriş olması degil..
yoksa neden zenciden kaçan, aynı odada yatmayan, bir tehdit olarak gören adam; zenci olmayan başka bir erkekte zerre kadar tereddüt etmesin?
rastali saclara sahip bayan zenci bir ev arkadasina sahip olmak, dusta vakit gecirmek icin pek de ic acici olmayabilir. zira her defasinda karsilacaginiz bir topak kil yumagi, sizi ciplak olarak seyrediyor olacaktir. topak o kadar buyuktur ki, icinde kamera bile olabilir.
ben olsam, nereli olduğunu sorar, ülkesiyle, yaşamıyla ilgili bilgi almayı dener, samimiyet ilerledikten sonra "hacı bizimkiler sizin dalgadan çok korkuyorlar, esprisi ne bunun?" derdim. çıkarıp sallarsa kaçarım tabi ama sanmıyorum. burada da var zenci, şeker gibi adamlar. hiçbir kıza da yiyecek gibi baktıklarını görmedim mesela ne bileyim.
fena mı olur lan nijeryalı ev arkadaşın olsa? oturursun konuşursun. farklı bir renk amına koyim!
hayır hepsini geçtim, bu adam seni sikecek değil sen vermedikten sonra. e al adamı gezdir lan, millet size bakıp korksun, "oha zenciyle takıla takıla bununki de uzamıştır!" falan desinler. manyak mısınız lan? üniversiteli olmuşsunuz zenci pipisi travmasını atlatamamışsınız. gören de zenciler yakalayıp işkence ettiler zannedecek.
esmerim lan ben de zaten, iyi anlaşırız. ne güzel bi' şeymiş, bak şimdi canım istedi. olm elin afrikalısına, amerikanına "this is dry fasulye!" diye bağırmanın, yüzündeki mal ifadeyle kesişmenin tadını başka neyden alabilirsin ha?
ranzanın üst katına çıkmak için merdiven yoksa eğer teknik destek sağlayabilecek,
yattığı yerden sizi üst kata çıkarabilecek arkadaştır..
(bkz: bak bir şey geliyor oradan)