Özlenen şey ne ya. Atsalar beni geri gram bir şey özlemem. Özlememiştim zaten. Ayrıca yurtdışında türk lokantaları bir çok şeyi yapıyor. Gerisi sana kalmış. Yap alışverişini otur pişir.
Belki 10 yıl, gençken çok özlenmicektir ama sonradan aşağıya inip muhabbet edebiliceğiniz bir komşunuzun olmaması, sabah selam vericeğiniz bir bakkal kahvenin olmaması, nerdeyse her yerde olan yabancılara soğuk bakışa maruz kalmanız ve daha birçok sebep size vatanınızı özletir.
Yemekler dicem ama gayet güzel türk aşçıları tarafından Türk restoranları var. Kaldı ki aynı malzeme var. kabul bazen bulunmadığı oluyor ama bulunur evde kendim yapıyorum. Ama gevrek yok mu ah o gevrek işte onu bulamadığım ülkeler oldu onu çok özledim. Sahil çay ve gevrek. Başka, başka bişi özlemiyor insan eğer benim gibi arkada kimseyi bırakmadı ise. Zor mu bırakmak hayat bazen kolaylaştırıyor.
sabaha kadar açık olan, radyosunda hüzünlü türküler çalan çorbacılarımız ve mekana yayılan demlenmiş çay kokusu. bu derin duyguyu başka hiçbir yerde tadamazsınız.
inanın bana Türkiye ye dair hiçbir şeyi özlemiyorum. Ne acı.
Öz vatanımızdan bizi soğuttular, ben küçükken aileme ve bana da çektirilenler vardı, kendime söz vermiştim Türkiye de ölmeyeceğim diye. Zira nefret etmiştim.
Yakında bu sözüm yerine gelecek, gideceğim. Bu sefer yasal olarak. Ve inanın bana bu sefer kısa sürede dönmeyeceğim.
Açık ara demleme çaydır. Hatta birde simit... Fakat oradan döndükten sonra özlenen şeylerin materyalist yaklaşım ile anlatılmayacak şeylerdir. insan gibi çalışma saatleri, düzgün kuyruk olmak, seviyeli patronlar, dedikodu yapmayan arkadaşlar, konuşmak için konuşmayan dostlar filan daha çok özleniyormuş.