yahu adam hayatında edirne sınırını geçememiş, utanmadan kültürel, elitist yaklaşımlar sergilemeye çalışıyor. hayatında hiç van gogh müzesine gezmemiş, bana resim edebiyatı yapıyor. sanatla uğraşmak, kültürlü biri olmak bu kadar ucuz değil.
starbucks'ta iki kahve ismi ezberleyince, instagram'a iki kahve kitap temalı fotoğraf koyunca kendini dostoyevski sanan andavallarla dolu buğday ambarında yaşıyormuş gibi hissediyorum kendimi.
acınası bir topluluk, acınası bir kültürel seviye.
(bkz: don t feed the troll)
90 sn sonra gelen edit: yurtdışı görmekle adam olunsaydı, Almanya' da bugün nazicilerin hedefi olmazdık. ya da Avusturya' da, Hollanda' da "türkler dışarı" diye graffitiler yapılmazdı. herşey insanın içinde biter, ve bu adamda troll.
Elalemi galeyana getiriyor.
ayrıca yurtdışına çıkmadan önceki benle, çıktıktan sonraki ben arasında birşey farketmedi. sadece kendimi daha huzurlu hissetim.
ve ayrıca evet, 20 yıldır doğma büyüme isviçreli kuzenim ilk kez benim isteğim üzerine fondü yedi. hiç merak etmemiş, ben gider gitmez yemiştim, çünkü merak ediyordum.
nokta.
