yurtdisindan bir igne bile getirmeyen arkadas

entry5 galeri0
    5.
  1. cebinde sadece 5 yuro vardir belki.
    ve belki ici yaniyordur sana bir sey getiremedi diye.
    o igneyi sokturtma bir tarafina.
    bu kadar onyargili olma canim kardesim.

    not: bir sey getirilmeyecek biriysen zaten yat uyu.
    1 ...
  2. 4.
  3. arkadas cevresini yeniden gozden gecirmesi gereken kisidir. zira kimi arkadaslari vardir ki, bu kisi herife (arkadasa) yurda donerken bindigi ucagi pilotuyla hostesiyle falan komple hediye etse yine gozu doymaz "bir de benim igne olacagidi, almadin di mi... tam ipneymissin oglum, oralar bozmus seni" diyebilir.
    0 ...
  4. 3.
  5. Yurtdışına gitmiştir. Gezmiştir, alemden aleme akmıştır. Tarihi yerler, müzeler, kütüphaneler - arkadaşa bak bar mar yok mu lan orda- neyse işte gezdiği yerlerde parasının çoğunu yemiş, dönerken de dönüş parası için birilerine g.tünü dönmek zorunda kalmış arkadaştır. Ne yani bi de size iğne almak için mi dönseydi?
    4 ...
  6. 2.
  7. kime ne getireceğini şaşırmış durumda olan arkadaştır, çünkü kendisinde paranın, uçakta da kargo bölümünün limitsiz olduğunu sanan arkadaşlara sahiptir.
    1 ...
  8. 1.
  9. küfürlerin yetersiz kaldığı arkadaştır.

    durun bi dinleyin harbi haklıyım bu konuda. şimdi bu elemanın yurtdışına gideceği belli olmuştur. heyecanla gelir söyler, ben amerika'ya gidiyorum diye. iyi peki ne ala ne güzel denir. başlanır muhabbete. herkes bir meraklı bir meraklıdır ki, elemana şunu yap, şuraya git, bak şurda şu var onu kesin yap yoksa s.kerim haa denir, yanağından makas alınır ve iyice heyecanlandırılır. aynı zamanda nedense, millet de o an onun kadar bir sevindirik olur.

    sonra ikinci kısım başlar dilek ve istekler bölümü. herkes istediği şeyi söyler. eleman hararetle, '' ayıpsınız olum ikişer tane alayım istiyosanız lan'' der. hatta başka başka bir şeyler de lazım mı diye sorar. bizimkiler biraz
    tok karınlıdır, yok aslında o an utanmışlardır her neyse arkadaşlarım konusunda emin değilim. ama yok derler sen bunları getir yeter.

    üçüncü kısım olur ve eleman gider. 2- 3 ay orda kalır. ara sıra msn de görüşülür kendisiyle. sanki bize hıncı varmış gibi daha msnde iken bok atmaya başlar türkiye'ye. amerika çok başka olum ya gibisinden. yok aq biz de adana'yı biraz anımsatıyor diye tahayyül etmiştik. başkaymış. bak sen.

    final sekansı baş gösterir. eleman yurda döner. görüşülür. ee olum naptın denir. anlat bakayım. do you speak english? demesin mi? der valla. ingilizce aksanayla da türkçe konuşmaya başlar. nasıl ezer bizi nasıl anlatamam. yıllardır, bir bok tarlasında yaşadığımızı hissettirir bize , götü boklu özenti herif. hediye mevzusu kabalık olmasın diye hemen açılmamıştır. lakin artık hediyemizi alıp gidelim şu itin yanından şeklinde bakışlar atılır.

    ee oğlum nerde bizim purolar, viskiler, t-shirler, denir. denmez olsundur.

    yok efendim bulamadım da, yok efendim param bitti de, yok uçak almaz dediler de. bin türlü dalavere işte.

    adam bildiğin bizi kandırmıştır. o kadar ay bir umutla, bir heyecanla bekleyen saf anadolu çocuklarını bir çırpıda kandırmıştır.

    lanet olsundur efendim böyle arkadaşlara. insan bari bir amerikan iğnesi, bir tuvalet kağıdı getirir.

    bir bakardık nasıl oluyor silmesi diye.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük