dünyanın çeşitli yerlerinde, çeşitli sebeplerle ya da bulundukları ülkelerin vatandaşı olmak suretiyle hayatını orada idame ettiren türk kökenli kızlardır. aralarında bazıları- özellikle türkiye den oraya gidenler- ciddi kişilik bozuklukları yaşamaktadır. sözgelimi ankara dan new york e giden birinin döndüğünde kimse masasında oturmak istemez. çünkü sürekli bir böbürlenme, yaşadığı yeri yadırgama vs gibi tavırlara sahiptir. egolar tavan, bakışlar yalandır. ha bir de ordan buraya gelenler vardır. bunlar da burada bir kişilik bölünmesi yaşar. ama ötekisi kadar itici ve samimiyetsiz değildir. onlarınkisi doğal bir süreçtir. bir de aralarında hayatında 1 mevsim bile türkiye de yaşamayıp bu coğrafyada olan biten hakkında fütursuzca fikirlere, sanki onun hayatını sikleyen bir durum varmışçasına yorumlara vb saçma salak düşüncelere sahip olanlar vardır. bunlara hiç tahammül edemiyorum. özellikle kuzey ülkelerinde bir eli yağda, bir eli balda yaşayan bir kitle var ki tanrı thor bok yemiş onların yanında. her şeye vakıflar, onlar sanki thomas more un ütopya devletinden çıkıp geldiler. keşke gelin, yaşayın burda biraz ama siz sadece buranın denizi, kumu, güneşi için varsınız. bir duygunuz, bir düşünceniz vb şeyleriniz olabilir ama bunun deneyim edilmiş hali vardır, bunu asla bilemezsiniz. bu ülkeyi anlamak, yaşamak için denizinde, kumunda, güneşinde değil şehrin en piç kalabalığında, işsizliğinde gezmektir aslolan. budur. evet.
genelde almanyadan gelen gurbetçilerin kızlarıdır, aklı bir karış havada dejenere ota boka gülen , türk olmasına rağmen türk insanını beğenmeyen, cebinde getirdiği euro'larla türkiyede hava atan tiplerdir.
