özellikle turkiye de araba kullananlar icin bebek oyuncagi ehliyeti olup da kullanamayanlar icinse rahatca kullanabllecegi bir ortamdir. yollar genis genis, adim basi lamba, herkes birbirine saygili ve trafik sikisikligi diye bir sey yok. en kalabalik zamaninda bile yollarda turkiyedekinin yarisi kadar araba var ve tabiki arabalarin güzelligi gorulmeye deger. tek sorun yazin yollarda ki bisikletliler onlara ayrica bir dikkat etmek gerekmekte.
Yurt dışının tam olarak neresi olduğuyla doğru orantılı olarak değişebilen bir durumdur.
- Ülkemizde olduğu gibi sağdan akan bir trafik ve gelişmiş bir ülkeden bahsediyorsak, genellikle sürüş bir zevk olabilir.
- Trafiğin sağdan aktığı, insanların medeni ama çok kuralcı ve ürkek olduğu bir ülke (bazı ABD eyaletleri gibi) ise durum bazen sizi delirtebilir.
- insanların medeni, ülkenin gelişmiş ama trafiğin soldan aktığı bir ülkedeyseniz (ingiltere gibi) kabus şöför koltuğu diye dalgınlıkla yan tarafa oturduğunuz anda başlar, daha park yerinden trafiğe akacakken dozu yükselir ve ilk sollama teşebbüsünüzde muhtemel bir facianın eşiğinden dönebilirsiniz.
- Az gelişmiş, insanları trafikte çok da kibar olamayan ve trafiğin de soldan aktığı (Pakistan gibi) bir ülkedeyseniz, aracı sizin yerinize halktan, tecrübeli bir şöförün kullanması daha akıllıca olacaktır.
- Neredeyse hiç gelişmemiş, araçların yüzde doksanbeş oranda sağdan direksiyonlu, yüzde beş oranında da soldan direksiyonlu olduğu, ama trafiğin (her nasılsa) sağdan aktığı, direksiyon başındaki herkesin iftar saatinde son servisi atan minibüs şöförü modunda gezdiği, aynı şeridi at ya da eşek arabalarıyla paylaşmanın çok normal sayıldığı, (Afganistan gibi) akıl almaz bir ülkedeyseniz, mümkünse o araçlardan hiçbirisinin ne şöför, ne de yolcu koltuğunda olmamalısınız.