gerçek bir hikayeden alınmıştır
-sizin oralarda deveyle mi seyahat yapılyor
-evet bizim önceden eşşegimiz vardı onla annem markete fln giderdi sonra biraz para kazanınca deve aldık
-hımmmm
-eşşolu eşşek senii
-what?
çanakkaleye geziye gelen bir grup salak amerikalı, burda açık giyinmenin yasak olduğunu sanıp uzun kollu kıyafetler getirmişler ve biz mayoları çekip denize girerken onlar amele yanığı olmuşlardır. bi de kırk saat çöl, deve falan aradılar resim çekmek için. hey allaam!
-hey maan, nerelisin sen?
=turkiye.
-turkiye? cooll.. peki turkiye amerika'nin nereseinde
=(bu cevabi vermeden once bi sandalyedem dustum, bi nefes sigara cekip kendime geldikten sonra kalkip cevap verdim) turkiye amerika'nin bitarafinda degil, amerika turkiye'nin iliklerinde su an.
-vat?
=nevermind. bak sigaram mundar oluyor onu bitireyim ben.
canim cocuga da kizmamak lazim. o kadar super ingilizce konustum ki, bu aksanin yabanci aksani olduguna ihtimal vermedi yavrucak.*
dipnot1: bu idiot wyomingli
dpnot2: rivayete gore amerika'nin en aptal insanlari wyoming eyaletinde.
-sizin ulke de araba var mi?
+yok biz develer le ulasim sagliyoruz..
-hadi ya cok ilginc
-peki evler nasil
+cadir var genelde,
5 yildir bu tarz sorulardan sikilan amerikadaki arkadasim artik onlarla maytap gecmeye baslamis,harbiden hakli uc aylik wat programinda bana bile gina geldi.
-şimdi sizin ramazan değil mi, sen burada içki içiyorsun?
-(içinden) sana ne lan ibne. burada da mı mahalle baskısı ulan...
(dışından) now, i say you what. when you are abroad, you are mobilized.
understand? no? so, forget it. (şimdi bak ne diycem. yurtdışındayken seferisin. kapiş? annamadım di mi? boşver.)
ingiltere'de bir dil okulunda ders işlenmektedir ve hoca bizlere kaç kardeşimiz olduğunu falan anlattırmaktadır. sınıfta dört tane türk var. neyse konuşmalar bitiyor ve hoca bir şey sormak istediğini söylüyor ve şaşkın surat ifadesiyle birlikte niye hepimizin birer kardeşi olduğunu soruyor. (bir de içimizden biri de tek çocuk) hocanın bildiğine göre türkler en az beş çocuk doğururlarmış bizim neden o kadar çok kardeşimiz olmadığını merak etmiş.
ayrıca ordaki ispanyol arkadaşlarımız bizim türkiyeye dönünce başımızı kapatacağımıza inanıyorlardı ve plajda güneşlenirken bikiniyi nerden bulduğumuzu sormuşlardı.
+nerdensin?
-turkiye
+pardon ya nerdeydi tam olarak, cikaramadim.
-(icimden ebenin ...)
-ya bu irak var ya savas falan oldu hani, hah tam onun ustunde.
+haaa ok ya annadim.
develer ile ilgili olanlarinin buyuk kisminin sebebinin camel sigaralarda yazan turkish and domestic blend cigarettes yazisi oldugunu bizzat arkadasla yaptigim muhabbetten sonra anladigim sorulardir.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanları tanıtan sorulardır. bizim değil 4, 400 karımız oluyor evet böyle bir kanun var, 400 kadınla yatmayanı asıyorlar burada.
örneğin ramazanı merak edip soran yabancıya anlattıktan sonra " yemek yememelisin o zaman oruç tutman gerek, yemek yemek yasak değil mi sizin ülkede? " gibi bir soru yöneltiyor. bu soru türklerin onlara kısa cevaplar vermesinden mi yoksa türkiye' yi baskıcı bir ülke olarak hayal ettiklerinden mi bilinmez.