bir yunus emre'nin hayatımı sikmişliği yok değildir. dünyanın en yakışıklı piçi olabilir.
öte yandan kampüsümüzün adı olmakla birlikte gelin tanış olalım, işi kolay kılalım. bu dünya kimseye kalmaz demiş; 8734687623874 gün öncesinden geleceğimize ışık tutmuş insandır.
şiirleri dönemin nişabur müftüsü molla kasım ın eline geçer.nehir kenarına oturur ve başlar okumaya, okuduğu şiirleri şeriate uygun bulmaz ve koparıp nehire atar. son sayfaya gelir ve son okuduğu şiirle anlar yunus emrenin büyüklüğünü. işte yunus emrenin o şiiri;
Ben Dervişim Diyene Bir Ün Edesim Gelir
Ben dervişim diyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir
cennet cennet dedikleri
birkaç köşkle birkaç huri
başkasına ver onu
bana seni gerek seni
YUNUS EMRE -14. yy; Yeni 200 Türk lirası üzerindeki resimdeki Anadolu şairidir, ne tuhaf paradoks??
mevlana'nın bir tık gerisinde olduğu sanılan büyük şahsiyet. okuda öğren kim kimi tık tıklamış. okumadan etmeden sallamak kolay değil mi?
--spoiler--
Mevlana dervişleriyle yaptığı sohbeti bitirdikten sonra,bir derviş telaşla odaya girdi ve heyecanla,uzaklardan gelen genç birisinin kendisini ısrarla görmek istediğini haber verdi.
Mevlana , '' Buyursun bakalım '' diye izin verdi.
içeriye orta boylu,cübbesiz,külahsız ve sakalsız,çok sade giyinimli bir delikanlı girdi.
Mevlana yerinden adeta bir ok gibi fırladı.Bu zatı mana aleminden tanıyordu.Bu,kendisi gibi çağlara damgasını vuracak yiğit bir HAKK aşığı olan Yunus Emre idi...
Heyecan ve hasretle kucaklaştılar.
Odadaki dervişler bu samimi karşılamaya bir anlam verememişti,ama ortamın manevi yükünün yoğunlaştığını anlamakta zorlanmadılar...
Daha sonra Mevlana ve Yunus Emre Karşılıklı Dini Şiirler Söylediler...Bir Mevlana Söylüyor...Bir Yunus Emre Söylüyor... Dervişlerde onları hayranlıkla izliyordu...
Yunus Emre ve Mevlana birbirini özleyen iki kardeş gibi yan yana oturdular...Mevlana sordu ;
- Pek güzel, Pek Sade giyinmişsiniz.Üzerinizde hırkanız bile yok ,üşümezmisiniz ?
Yunus Emre şiirle karşılık verdi ;
Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen,hırkaya muhtaç değil
Mevlana beğendiğini belli eden bir hareket yaptı.Ve yine sordu ;
- Pek doğru söylersiniz.Nasılsınız iyimisiniz ? Nelerle meşgulsünüz ? Ne yapar ,ne eylersiniz ?
Yunus Emre yine şiirle karşılık verdi ;
Adımız miskindir bizim,düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmazuz,kamu alem birdir bize
Ben gelmedim dava için,benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir,gönüller yapmağa geldim !
Mevlana, Yunus Emre'ye Sordu;
-Biz dervişlerimize Tevhid'i öğretirken '' Bir elma iki ayna '' demiştik.Siz ne dersiniz ?
Yunus Emre cevap verdi;
Tevhid imiş cümle alem
Tevhidi bilendir adem
Bu tevhidi inkar eden
Öz canına düşman imiş.
Mevlana,Yunus Emre'nin bir süre dergahta kalmasını istiyordu.
-'' Evet,davetimizi kabul buyurursanız,çok memnun kalacağız.Hemde size yazdığımız 6 ciltlik Mesneviyi okurduk'' dedi.
Yunus Emre kalktı ,kapıya doğru yönelirken ilk kez şiirsiz konuştu;
-Ne kadar uzun yazmışsınız ! Çok emek ve gayret sarfetmişsiniz.Bize kalsaydı aynen şunu söylerdik ;
'' Ete Kemiğe Büründüm,Yunus Diye Göründüm ''
--spoiler--
Yunus Emre (1238? -1320?) yılları arasında yaşadığı
tahmin edilen ve Anadolu da Türkçe şiirin öncüsü olan
bir şair ve mutasavvıftır, yaşamına ilişkin belgeler
sınırlıdır. Medrese eğitimi gördüğü, Arapça ve Farsça
bildiği, iran ve Yunan mitolojisi ile tasavvuf ve tarihi
incelediği sanılıyor. Vahdet-i vücut (varlık birliği)
öğretisine ulaşan bir tasavvuf yorumunu benimsemiştir.
Yunus Emre? Nereli? Nerede doğmuş, nerede ölmüş, nasıl yasamış?
Kime bağlı, Ne gören var, ne bilen, hepsi karanlıkta. Yunus'un
deyişiyle görenler, bilenler de, ne söylerler, ne bir haber verirler.
onlarca mezarı var, üstlerinde adı var, içlerinde kendi yok;
onlarca kitabı var, içlerinde adı var, kendinin kitabı yok. Ama
o halkın, insanların gözdesi, soluğu, sesi, Anadoluyu insanlığı
sarmış, kendi köyündeyse izinin tozu bile kalmamış; sözü alınmış,
satılmış, divanlara birlikte katılmış, o güzel insan kim bilir
hangi gurbet köşesinde dağarcığındaki şiirleriyle birlikte ölmüş,
toprağa katılmış belki ölümü üç günden sonra bile duyulmamış,
ölüsü soğuk suyla yuyulmamıştır. Belki tersi olmuş. Bilen yok.
Gören yok. Ama o varacağı yere ulaşmış.
Mevlâna ile görüşür ve mevlâna mesnevisini okumasını ister ve fikrini sorar yunus emre hz.lerine. cevap:
-iyi lâkin lafı fazla uzatmışsın, "ete kemiğe büründüm, yunus diye göründüm" kâfi demiş.
ilme, medreseye, talebeye verdiği değerden getirdiği eğri odun hiç olmazmış.
Yazıktır ki kendisini şair sanan bazı insanlar hakkında yazılar dizilse buradan nereye isterseniz yol olur. oysa yunus emre başlığında sadece 234 yazı var. türkçesi mükemmel, karakteri, insanlara-hayata bakış açısıyla zaten dünya tarafından kabul görmüş bir değerimizdir yunus emre. mekanı cennet olsun.