anadolu topraklarinin gormus oldugu en buyuk ozanlardan, en buyuk alimlerden birisi. yuz yillar oncesinde bile bugun anlasabilecek kadar sade ama dunyalara sigmayacak eserler uretmis guzellikler insani.
anlatilanlara göre dervis yunus 3000 civari siir yazmistir. o öldükten sonra siirleri bir yobazin eline geçmis. yobaz yazilanlari okuyunca begenmemis. 1000 tanesini yakmis, 1000 tanesini suya atmis...
bu molla kasim denen yobaz yine de okuyarak yakiyormus siirleri. o kadar düsünce varmis, neyse...
okuyup, okuyup suya yada atese atarken siirleri, bir misra gözüne çarpmis;
derviş yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
seni sigaya çeken bir molla kasım gelir...
molla kasim sasirmis, yaptiklarina da pisman olmus...
bu siir ve bundan sonra gelen siirler insanogluna kalmis anlatilanlara göre...
1000 tanesi havada kül olup kuslarin,
1000 tane siiri de su'daki baliklarin olmus...
avare iken taptuk emre dergahına yolu düşmüş ilim yerine para istemiş sonra bundan pişman olup kendini ilmevermiş ozandır. derlerki taptuk emreden daha büyük olmuş mucizeleri daha iyimiş...
bir tek gönül kırdın ise
bu kıldığın namaz değil
yetmişiki millet dahi
elin yüzün yumaz değil diyerekten islamiyetin sadece namaz kılıp sakal bırakmaktan ibaret olmadığını asıl öğretilerinin öok daha derin olduğunu söylemeye çalışmış.
mal sahibi mülk sahibi
hani bunun ilk sahibi
mal da yalan mülk de yalan
var birazda sen oyalan diyerek kardeşim malı mülkü yapıyorsun da kime yapıyorsun.çalışanının hakkını verdinmi, vergini ödedinmi şeklinde sormayı amaçlamış davul zurna ile bile bu dediğinin anlaşılamayacağını tahmin edememiştir. eğer görseydi günümüzün sermaye sakalını alır asasını giderdi bu diyardan...
--spoiler--
ben gelmedim davi için
benim işim sevi için
dostun evi gönüllerdir
gönüller yapmaya geldim.
--spoiler--
yunus emre allah sevgisini, aşk ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini herkesin anlayabileceği şekilde içten anlatmıştır. bir hümanisttir. hiçbir ayrım yapmadan sever insanları. dar görüşün, taassubun karşısındadır. mevlana ve hacı bektaşi veli nin başlattığı yoldan gider.
--spoiler--
cennet cennet dedikleri
birkaç köşkle birkaç huri
isteyene ver onları
bana seni gerek seni
--spoiler--
şöyle anlatılır; yunus emre'de allah sevgisi mistik bi inanç değildir. dost deyince sevilen varlık, gönülde kurulan allah-insan-evren birliğidir. bu birlikten dolayı hoşgörü şarttır"
ona göre sevgi hayatın ruhudur. allah'ın öze baktığını bilen yunus emre şöyle der;
--spoiler--
dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil
--spoiler--
yunus emre ye göre elde tespih, dilde dua, her şeyden elini eteğini çekmiş insanlara yakıştırılan dervişlik, sonradan ortya çıkan sapmadır. "peygamber yerine geçen hocalar, bu halkın başına zahmetli oldu" şunu diyor yunus;
öyle değil mi? vasıtaya ihtiyacımız yok allah'a ulaşmak için. her an bizimle.
ona göre kamil insan diğer insanlara tepeden bakmaz, kamil insan her an yardıma hazırdır.
--spoiler--
cümleler doğrudur sen doğru isen
doğruluk bulmaz sen eğri isen
--spoiler--
--spoiler--
dür iş, kazan, ye yedir; bir gönül ele geçir
yüz kabe'den yiğrektir bi gönül imareti
bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.
--spoiler--
ilahi aşktır onun aradığı. uzun yolculuktan sonra birliğe kavuşmak.. şudur;