yunanların türk adasına bizans bayrağı dikmesi

entry30 galeri12
    24.
  1. Amk ada adamların değil mi isterse viking bayrağı diker ne varki bunda sen aksarayda duşakabinoğlu mehmet bey kostümü giydirip bekletiyorsan adamda bizans bayrağı dikebilir gayet tabi ?
    2 ...
  2. 25.
  3. bahsedilen ada helen cumhuriyeti'nin adasıdır. türkiye'yle bir alakası yoktur. helen cumhuriyeti kendi toprağına istediği bayrağı diker.

    zito!
    2 ...
  4. 26.
  5. selamlar.
    iş bu aşağıda okuyacağınız entry (bkz: senben71) mahlaslı anlayışı kıt provokatöre ve onun zihniyetindekilere cevaben girilmiştir.
    sözkonusu şahıs yaptığı hakaret ve provokasyonlarından ötürü ceza almıyorsa sanırım bir entry girdim diye bana da ceza verilmez diye düşünüyorum...
    --------------------------------------

    yukarıda mahlasını yazdığım şahıs, kıyılarımızdan hemen 3 mil uzaklıktaki kalolimnos adasının "olmadığını" iddia etmiş ve açıklama istemiş ısrarla.
    şu giriler;
    (bkz: #37532621)
    (bkz: #37532678)
    (bkz: #37532717)
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1510830/+

    ben de kendisini insan yerine koyup cevap vermişim;
    (bkz: #37532753)

    ama tabi ne kadar bilirsen bil, anlatabileceğin karşındakinin anlayacağı kadardır.
    arkadaş anlamamış hala açıklama istiyor;
    (bkz: #37532810)
    (bkz: #37532852)
    (bkz: #37532934)

    kıymetli okurlar,
    (bkz: yunan işgalindeki adalarımız sıralı tam liste/#36023433)

    bakınız şu üstte linkini verdiğim yazı, yunanların işgal ettiği türk adaları hakkında yazılmış en kapsamlı yazıdır.
    sosyal medyada sürekli çıkan yunanların 17-18 adamızı işgal ettiği külliyen yalandır.

    ege'nin büyük adalarının batısında kalan adaların ve girit çevresindeki adaların bizim olduğunu iddia etmek ve bu adalarda yunan işgali olduğundan bahsetmek deli saçmasıdır.
    ama malesef bazı kişiler hiç araştırmadan ve bilgi sahibi olmadığı halde 17-18 adanın işgal altında olduğundan bahsedip paylaşımlar yapıyor.
    bu yukarıdaki yazıda onu anlatmaya çalıştım. yani bu konuda objektif davranan yegane kişiyim türkiye'de...
    tabi yazı çok uzun olduğu için ilginizi çekmedi.

    "yunanların işgal ettiği adalar" dediğimiz adalar uluslararası anlaşmalar dahilinde bizim karasularımız dahilinde olan 8 tane adadır.

    bu adaların isimleri;
    koyun adası, eşek adası, bulamaç adası, keçi adası, sakarcılar adası, nergizcik adası, marathi adası ve kalolimnos adası'dır.

    bu adalar kıyılarımıza fevkalade yakın, diğer yunan adalarının hinterlandına giremeyecek adalardır.
    ama yunanlar güle oynaya gelip bu adalarımızı işgal etmiş, bayrak çekmiş, askeri birlik konuşlandırmıştır.

    yukarıda isimlerini yazdığım 8 ada dışında medyada bahsi geçen adalar yunanistan'a aittir ve biz diğer büyük adaları (12 adalar vb) ele geçirmediğimiz sürece bu adalarda hak iddia edemeyiz.

    bu provokatörlere açık kapı bırakmayacak şekilde, bilal'e anlatır gibi yazmaya çalışıyorum, yazı uzuyor. ama az kaldı.

    --spoiler--
    yani kalolimnos türkiye'ye mi ait, yoksa yunanaistan'a ait takım ada (on iki ada) dan biri mi?
    --spoiler--

    diye sormuş provokatör arkadaşımız.

    şimdi de size kalolimnos adasının türkiye'ye aidiyetine dair belgeyi de sunuyorum.

    kalolimnos adası, yukarıda ismini yazdığım kıyılarımıza çok yakın olan diğer 7 ada gibi "4 Ocak 1932 Türk-italyan Sözleşmesi"ne istinaden türkiye'ye aidiyeti tescil edilmiştir.

    Türk-italyan Sözleşmesi, 14 Ocak 1933'te TBMM tarafından kabul edilmiş ve 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
    yine aynı sözleşme 24 mayıs 1933 yılında milletler cemiyeti sekreterliğine de tescil ettirilmiştir.

    ayrıca, 1958 yılında cenevre'de toplanan deniz hukuku konferansında kabul edilen kıta sahanlığı sözleşmesine göre sözkonusu ada türk karasuları dahilindedir.
    bu uluslararası antlaşmaya göre türkiye karasuları 6 mildir ve kalolimnos adası da bizim karasularımız dahilindedir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1510831/+

    lozan antlaşmasına göre ise türkiye kıyılarından 3 mil uzaklık dahilindeki tüm adalar ve kayalıklar türkiye'ye verilmiştir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1510832/+

    lozan antlaşmasına dair belge;(aşağıdaki linkteki 122. sayfaya bakacaksın)
    http://dergiler.ankara.ed...ergiler/45/1909/20038.pdf

    ama sen zahmet etme onun da görselini koyayım;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1510833/+

    benim diyeceklerim bu kadar.
    hala ikna olmayan varsa ve kıyılarımızın hemen dibindeki bu adaların yunanistan'a aidiyetini kabul ediyorsa diyecek sözüm yok malesef...
    10 ...
  6. 27.
  7. Montaj bu duble yollarimizi karalamak icin yapıyorsunuz Yunanistan bizi kıskanıyor osmanliyiz biz çektirmeyiz Bizans bayrağı. Ve Sanırım o Yunan kara kuvvetleri bayrağı .

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1510859/+
    0 ...
  8. 28.
  9. bayrak Bizans bayrağı değil!

    bayrak Ortodoks kilisesi bayrağına benziyor ama tam olarak o da değil!

    biz neden habire delleniyoruz?

    çünkü korkularımız var...

    mesela kürt açılımı ile sorunların biteceğini sandı bazıları...

    elbette bitmeyecekti ama azınlığın oylarını bir süre meşgul edip toplamakta sinsice bir fikirdi... süreç başından sonuna kadar safsatalarla doluydu.

    iktidarından, muhalefetine tam anlamıyla trajik bir süreçti, resmen zincirleme hataların eseri!

    Muhalefet karar vermiş, "Kürt açılımı" sonucunda Türkiye bölünecekti güya... sanki böyle bir şeyin imkanı varmış gibi!

    insanların kafasına sürekli bu düşünceyi işlemeye çalışıyorlardı. (Amaç elbette seçmeni kışkırtıp AKP'den başka yöne bir oy kayması sağlamaktı, ülkeyi gelecek yıllarda "zayıf bir koalisyona yatırmak" ve dolayısıyla ekmeklerini kurtarmaktı.)

    Fakat bu tutum yalnızca hükümete uyuzluk etmek amacından kaynaklanmıyordu, başka türlü düşünmek ellerinden gelemiyor. üst üste hatalar yapan iktidarı yola getirmek yerine halka korku salmaya çabaladılar.

    kürt açılımı "toprak kaybı" korkumuz hakkında basit bir örnektir. şimdi ege adaları konusunda yunanlılar habire bizi kışkırtmasına gelirsek, bunlar ucuz numaralar. endişelerimizi, korkularımızı biliyorlar ve üzerimize üzerimize oynuyorlar.

    "türk halkının korkuları"

    Beyinlerinin kıvrımlarında, bilinçaltlarında, "genlerinde" bu endişe var.

    Toprak kaybı korkusu...

    Bu korku, Osmanlı aydın kesiminin 1699 yılından beri yaşadığı bir "travmanın" sonucudur.

    iliklerine işlemiştir. Üç yüz yıllık bir karabasandır.

    "Sığınılacak son toprak parçasını derleyip düzenleme" çabası bu korku nedeniyle gündeme getirilmiş, başka halklara en ağır gaddarlıklar bu amaçla yapılmış, insanlıktan çıkılmıştır geçen yüzyılın başlarında...

    Cumhuriyet kurulmuş, sınırlar "stabilize" edilmiş ama korku sürmüştür. Cumhuriyet dinginliği, artık rahatlamış görünseler de, aydınlarımızı "kesmemiştir"...

    işte bu yüzden de, 1974 yılında Kıbrıs'a çıktığımızda ilk kez "verilen toprakların küçük de olsa bir kısmı geri alındı" diye çok sevinilmiş ve Kıbrıs meselesinin çözümüne hep "vermeyiz" diye taş konulmuştur... (Ne hikmetse, 1939 yılında Hatay'ı gerçek anlamıyla geri almış olduğumuzu hatırlamazlar.)

    Çünkü, her ne kadar kendilerine Osmanlı'dan nefret etmeleri, onu yok saymaları "aşılanmış" olsa bile, temelde Osmanlı'dırlar!

    Şimdi de, Kürtler istedikleri kadar "ayrılmak istemiyoruz" deseler de, bunların en azılıları bile "bağımsızlık sevdasından vazgeçtik" şeklinde konuşsalar da, "yok yok, mutlaka giderler" diye düşünülüyor. Bu bir Osmanlı refleksidir.

    Faşisti de, sosyaldemokrat geçineni de bu konuda fikir birliği içinde.

    Çünkü sağcılık solculuk işin yalnızca kılıfı... Onun için sağdan sola, soldan sağa zırt diye bu kadar kolaylıkla geçiliveriyor...

    Hepsinin ortak paydası, "bürokrat aydın" olmaları...

    Onun için darbelere de o kadar kolaylıkla "yatıverirler" bu insanlar...

    Şimdi özel sektörde çalışıyor olsalar da, "devletten geçinmeli kapıkulu" kökeninden geldikleri için, dünyaya da öyle bakarlar.

    Onun için de hep bir "kurtarma, kurtarılma psikozu" içindedirler ve hep bir kurtarıcı da ararlar.

    Devlet bürokrasiden sorulmaktadır ama onlara sorarsanız, onlardan da sorulmaktadır!

    Bilinçaltları, onları başbakana da "Osmanlı padişahı" gözüyle bakmaya yöneltiyor.

    Bu nedenle de "eyvah, bu adam Eflak'ı alacak, Boğdan'ı verecek" gibilerden korkuyorlar her zaman.

    Fakat yeni bir Hareket Ordusu çıkaramıyorlar bir türlü... Sıkıntıları bundandır. Eski Hareket Ordusu Abdülhamid'i devirmek için Selanik'ten çıkıp Yıldız'a varmıştı, başka güruhun yenisi ise ancak yürüye yürüye, gele gele izmir'den ankara'ya kadar gelebildi!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük