arkalarında avrupa birliği gibi bir enayi olduğu sürece sıkıntı yapacak bir durum yoktur; nede olsa avrupa kültürünün beşiğidir yunanistan.
insan hiç evladına kıyarmı.
Ne Almanya gibi bir sanayi ülkesi ne de italya gibi bir tarım ülkesi olmadıkları halde salt turizm gelirlerine dayalı ekonomileriyle komşuları ve büyük abileriyle sidik yarıştırmaya girişen bir ülke için çok normal bir durumdur.
ön yargılarının kurbanı olmuş saftirik ülkenin dahada çekeceği durum.
adam akıllı iş yapsalar, şimdi kıçlarını yaymış yatıyorlardı.
haaa şimdide kıçlarını yaymış yatıyorlar ama borçları var. hem borcu olup hemde çalışmadan kıçını yayıp yakmakta sadece yunanlara has bir özellik olsa gerek.
neyse efendim şimdi yunanistan'ın tembel-hımbıl oluşundan bahsetmiyeceğim. daha önemli olan birşeyden, nasıl bu duruma geldiğinden bahsedeceğim.
endüstrisi zayıf olan ve iş gücü sınırlı olan yunanistan; faşist duygularından ve kendini kanıtlama ezikliğinden dolayı silah gücünü 20 kat artırdı.
eeee ulan doğru dürüst bir üretimin yok. işine yaramayacak kadar silah aldın. zaten kentsel gelişim, altyapı, sosyal hizmetler vs. vs. vb. vb. zımbırtılarada her ülke gibi harcama yapmak zorundasın.
peki bunları nasıl ödeyeceksin?
avrupa birliğine güveni çok abartmış yunanistan. haklıda adamlar. avrupa birliğinin yunanistan'a verdiği gazı bana verseler adriana lima'nın fotoğrafının altına ''adriana sevişelimmi'' diye yorum yazardım. hiçte şüphem olmazdı, kesin kız verecek derdim.
kolay değil fena gaza geldim.
neyse olan oldu artık. avrupa'da idare edemiyor yunanistan'ı. edemezde zaten, evlat olsa çekilmez. ''yeter ulan bi kerede sen bi sikin başından tut'' der baba oğluna. ''eşşek kadar adam oldun'' ifadesinide ekleyiverir sonuna.
baktılar avrupa tık-tık oldu. o zaman rotamızı doğuya kaydıralım dediler. türkiye'de süper bir teklif yaptı. ''iş adamlarımızı yollayalım, sizde bize bürokratik engel çıkarmayın, sizi uçururuz'' dediler. ama yunanistan ne yaptı? ''ulan kesin bu işin içinde bir bit eniği var'' dedi ve reddetti.
bu salak yunanlılar zamanında kıbrıs içinde böyle bir enayilik yapmıştı. annan planı gibi tamamen rumların elini güçlendirecek bir durumu reddettiler. bizim türkler kabul etti, salak rumlar kabul etmedi. ''kesin işin içinde bir bit eniği var''dedi ve kıbrıs bize kaldı allah'a şükür.
evet nerde kalmıştık? türkiye'nin teklifini kabul etmeyen saftirikler, israil ile müttefik oldu. israil'de bunlara ''ne kadar ekmek, o kadar köfte'' dedi.