Cok guzel tinilari olan muziklerdir. zaten ayni bokun laciverti olduklari icin turklerin begenmesi kacinilmazdir. zaten onlardan bize calinti, bizden onlara alinti bir cok sarki da var. boyle bir muzikal manada mantik evliligi var be ya.**
yunanlıların rakı balık gecelerinin vazgeçilmezi Pantelis Thalassinos unutulmamalıdır. ayrıca bu adamlar pop müzik yaparken bile kendi kültürlerinden ödün vermiyorlar.
türk müziğini dinleyemeyen insanlar için süper bir çözümdür.
durum şudur türk müziği kulağa çok hoş gelmektedir, ama sözler çok arabesk ve aptalcadır çoğunlukla, biz de türk müziğine en yakın olan yunan müziğini dinleriz ezgileri güzeldir ve hiç bi bok anlamayız. çok seviyorum lan...
çok içli söylüyor pezemenkler.
Eski Yunan mitolojisinde güzel lir çalmasıyla tanınan Apollon, hem müziğin hem de hekimliğin tanrısı sayılırdı. Apollon, insanlara lir çalarak sıkıntılarım giderir ve onlara neşe verirdi. Apollon'un oğullarından ve eski Yunan'ın ünlü müzisyeni olan Orphee'nin de oldukça etkili şekilde lir çaldığı anlatılır. Hatta karısını bir yılanın sokması ve ölmesi üzerine onu aramak için cehenneme gittiğinde o derece güzel lir çalmıştı ki, kanatlı ve yılan saçlı ölüm perileri Erinye'ler ve cehennem kapıcısı, üç başlı, yılan kuyruklu canavar köpek Cerbere bile, bu harika müzik karşısında hareketsiz kalmışlardı.
Eski Yunanlılar, müziği her türlü erdemin kökeni sayarlardı. Onlara göre müzik, ruhun eğitimi ve arınması yönünde büyük bir etkendi. Yunan düşünürleri, müziğin ahlak üzerindeki etkilerini açıklamışlar, kişiyi olumlu yönde etkileyen müzikle olumsuz yönde etkileyen müziklerden söz etmişlerdir. Müziğin kullanımı devletin görevleri arasındaydı. iyi besteler kutsal sayılırdı. Nomos adı verilen bu şarkılarda en küçük bir değişiklik yapılmamasına özen gösterilirdi. Bu dönemde müziğin dinsel ve askeri törenlerle ölüm, hastalık, düğün, hasat, bağ bozumu gibi sosyal ve özel yaşamı tamamen içine alan özel bir yeri vardı. Hatta, Paignon adı verilen müzik parçaları dertlere karşı bir avunma, bir ilaç, hastalıklardan kurtulma şarkıları olarak kabul edilirdi.
Müzikle ilgili ilk kanıtlar, M.Ö. 9. yüzyılın büyük destanları iliada ve Odisseia ile varlığını duyurmaya başladı. Bu destanların yaratıcısı olarak bilinen Homeros'un şiirin ritmine uyarak onu destekleyen bir ya da birkaç çalgı eşliğinde yarı konuşma yarı şarkı söyleme biçimine başvurduğu söylenir. M.Ö. 585-500 yılları arasında yaşayan büyük Yunan filozofu ve matematikçisi, Pythagoras, ilk ve orta çağın bütün kuramcılarının yaptığı gibi, ses titreşimlerinin sayısı, yüksek rezonanslar, ses aralıkları ve ortak bir çözüme ulaşılamamış teorilerle ilgili açıklamalar yapmış, umutsuzluğa düşen kimseleri veya çabuk öfkelenen hastaları belirli melodilerle tedavi edebilmek olanağını araştırmıştır.
Tıbbın babası sayılan Hippocrates de, 2400 yıl önce bazı hastalıkları tedavi için hastaları ilahilerle tapınağa götürürdü. Platon'un öğrencisi ve Büyük iskender'in hocası Aristotales, müziğin insan ruhu üzerindeki etkilerini araştırmış ve bunu yazılarında belirtmiştir. Ona göre müzik, doğrudan ruhsal tutkuları dile getirir. Huzursuzluğu, mutluluğu, yürekliliği sergiler. Bedenin disiplini için nasıl beden eğitimi gerekli ise, beynin disiplini için müzik gereklidir. Müziğin kişiliği etkileme olayına ethos denir. Yunanistan' in en ünlü anatomi ve fizik alimi Claudis Galien de, müziğin akrep ve böcek sokmalarına karşı bir panzehir olduğunu iddia etmiştir. Bir Venedik'li olan Giovannid Andrea "Lira da Broccio"yu süsleyen madalyonun üzerine eski bir Yunan sözü olan "insan, ıstırabını dindirmek için bir şarkıyı kullanma olanağına sahiptir" sözünü işlemiş ve bu anlamda müziğin insan sağlığına olan etkisini doğrulamıştır.
Gerçekten, müzikle tedavi sara (epilepsi), malihulya (melankoli, depresyon), daü'ssıla, vezaniya (ruhsal melekelerin birbirine karışması), daü'm merak (merak hastalığı), lethargia (donukluk hastalığı), daü'ccemud (donukluk, neşesizlik), felç, afazya (konuşamama hastalığı), frenezya (zeka azlığı), humma, niksir, Taun (veba) gibi hastalıkları iyileştirmek için kullanılmıştır.
gerek ezgileri gerekse yunancanın bol "s" li melodisi sayesinde dinlemesi gayet zevkli bir müzik çeşidir. türk müziğiyle yakınlığından dolayı yunanistanda popüler olan şarkıların çoğu hemen arak yapılarak türkçeye çevrilir ve genelde başarılı da olur(tersi de aynen geçerli). hatta çok çok populer, söyleyenleriyle bütünleşmiş şarkılardan bazıları bile aranjmandır.
ege tarafına gidince radyoların hep yunan kanalları cekmesınden dolayı dınlemek zorunda kaldıgınız muzık turu.Ama cok guzeldir.Hakkaten insanı guzel yerlere goturur.Asya ve avrupa muzıgınden etkıler gorulur. (bkz: Buzuki) cok kullanılır.