batı anadolu ve yunanlıların, doğaya anlam verme yoludur. mevcut bilgi birikimleriyle açıklayamadıkları tabiat olaylarını, kişiselleştirip ve bu kişileri baş rolüne oturttukları hikayelerle bazı fenomenleri anlaşılır kılmaya çalışmışlardır.
Başucu kitabımdır.
Okuması keyifli, enteresan, ilginç mitoslarla doludur.
Çoğu zaman, " bihter- behlül" ilişkilerinin hatta daha fenasının yaşandığı ilişkilerin yer aldığıdır.
Herkes herkese, her tanrı her tanrıya yürür...
Edep yoksunu olduğu doğrudur... Gülücük...
Tanrıların, yarı tanrıların ve insanların yaşamlarını, aşklarını, meşklerini, hırslarını, intikamlarını konu alan, edebi yanı da güçlü hikayelerdir.
En zengin mitolojidir.
en bilinen değil de aslında en duyulan mitolojidir yunan mitolojisi. titanlar, tanrılar, yarı tanrı yarı insanlardan oluşan karakterlere sahiptir. keyifli bir mitoloji olduğu görülür biraz bakılıp okunulduğunda ve tanrılar da insanlar gibi hislere ve davranışlara sahiptir ki bence mitolojileri keyifli kılan yanda bu.
her tanrının hikayesi okunabilir güzel ilgi çekici hikayeleri olan tanrılar var içlerinde. ve gerçek olmadıklarını kim söyleyebilir ki düş dünyamız varken ve düşleyebiliyorken.
size bir tüyo vereyim yunan ağacının çıkartmak için zeus un seks hayatını bilmeniz yeterli. adam hemen hemen her tanrıya çakmış. ölümlü ölümsüz demeden hepsine kaymış. bu yüzden yunan mitolojisinde ilk dönemi atarsan sonrasında soy zeustan yürür. bu size mitolojiyi anlamada yardımcı olacak ve bağ kurduğunuzda aslında mitolojilerin palavra bütünü olsa da altında bir mantık yattığını göreceksiniz. bu sistemi çözünce bu ana mantığı tüm mitolojiye uygulayıp( ki zaten oto boka tanrı demeleri özdeştir sadece adlar değişiyor) çözüme kavuşacaksınız.
En zengin, en renkli, okunması en keyifli mitolojidir.
ucu bucağı yoktur sanki. Birçok tanrının, yarı tanrının, titanların, bağlarını, ilişkilerini, yaşamlarını, hırslarını, öfkelerini, aşklarını..vs doyumsuz lezzette sıkılmadan, heyecan ve merakla okursunuz.
Alışkanlık yapar.
Mitolojiler palavra ürünü değildir. Mabadımızdan sallamayalım.
Bakın efendiler, geçmişte yasayan halklar kendilerine anlamsız gelen bir takım olaylara anlamlar yüklemeye çalışmış, bunun sonucunda da ilk dinler ve mitler doğmuştur.
Basit bir örnek olarak;
Sürekli at üstünde gezen Doğu kavimlerini gören grekler, bu acımasız ve güçlü milletlerden korkmuş, zamanla bunları centaur'a çevirmiş, insan başlı at vücutlu bir yaratık ortaya çıkartmışlardır.
Başka bir örnekte ise minotaur Hikayesinin asıl olayı, Atinalıların kendilerine rakip gördükleri ve sürekli boğa kurban eden giritlileri küçük düşürme gayesi taşımalarından doğmuştur. işte vay efendim bu giritliler insan yiyor, vay efendim pezolar memleketlerinde boğa başlı yaratık besliyor gibi ithamlardan ortaya çıkmıştır. Hah, bunu palavra olarak alabiliriz. Atinalı müşriklerden her şey beklenir.
Yani, mitolojinin belirli bir geçmişi ve kökeni vardır. Sadece zamanla evrim geçirmiş, her din gibi efsaneler yumağı haline gelmiştir.
kekoluk ve bilmeden konuşmak çok lanet bişi bunu gördüğümüz mitoloji.
kardeşim başlangıçta sadece kaos vardı.
kaos kendi içinden gaia (toprak ana)yı doğurdu.
gaia uronosu pontosu ve dağları doğurdu kendi içinden.
uronos ve gaiadan altı dişi altı erkek büyük titanlar efendime diyiveriyim üç tane kyklop üç tane de yüzgözlü canavar felan meydana geldi.
sonracığıma da gaianın vefalı titan oğlusu kronos babasının çükünü kesti ve babasının çükünden fuşkuran kanlardan afrodit doğdu (gerçekten heseidos abi kaynaklarda böyle anlatıyo)
sonra titan kronos öz kız kardeşi titan rheia ile yatınca da bizim şu meşhur tanrılar zeuslar poseidonlar heralar hestialar demeterler hadesler doğdu.
bilmeden etmeden ezik ezik yorum yapmayalım herkes zeustan değil kaostan geldi.
Meşhur Yunan tarihçisi Herodot’a göre, Yunanlıların tanrılar sistemini yaratan Homeros (M.Ö. 9. yüzyılda Antik Yunan’da yaşamış ozan) ve Hesiodos (M.Ö. 700’lü yıllarda yaşayan ozan) idi. Onlar, Yunanlılar için tanrıların soy zincirlerini hazırlayıp, tanrıların sıfatlarını, görevlerini, kendilerine özgü niteliklerini ve görünüşlerini anlatmışlardır.
Yunan tanrılar sistemi göz önüne alındığında, Herodot’un haklılık payı olmakla beraber, destanlarda adları geçen tanrıların bir kısmının doğu kökenli olması son derece düşündürücüdür. Ayrıca hepsi Yunanlı olmayan tanrılara şairler tarafından belirli şekiller verilmiştir. Yunanlılar, tanrıları o çağın aristokratlarını örnek alarak teşkilatlandırmışlar, aristokrat ailelerin krallar etrafında toplanması gibi, tanrıları da baş tanrı Zeus’un etrafında toplamışlardır. Bu nedenle, tanrılar ilk önce aristokrat çevrede yayılmış, daha sonraları aşağı sınıflar tarafından da kabul edilerek bütün Yunan dünyasının tanrıları haline gelmişlerdir.