Bakıyoruz Yunanistan adalara utanmasa s300 koyacak bizse izlediğimizle kalıyoruz. Derhal Yunanistan ın ihlalini gerekçe göstererek bizde Lozan ve montröyü fesh edip boğazlara asker koyarak gemilerden 10 katı fiyatla geçişini sağlamamız gerekiyor. Boğazların kazancı ülkeyi de refaha kavuşturur. Dünyada kendi boğazlarına sahip tek devlet biziz.
Süveyş kanalı yıllık hasılatı:22 milyar dolar
Cebelitarık boğazı yıllık kazancı: 10 milyar dolar
Panama kanalı yıllık kazancı:7 milyar dolar
istanbul/Çanakkale boğazı yıllık kazancı: "190 milyon dolar".
Boğazlar'dan geçiş ücreti gemi başına 3 bin 400 dolar
Türk boğazlarına gelirsek 2019 yılı için geçiş yapan 42 bin gemiden Montrö anlaşmasına dayanılarak alınan fener- tahlisiye ve sağlık ücretlerine ilave olarak, kılavuzluk ve römorkör hizmetleri dahil toplam 143 milyon dolarlık gelir elde edildi....
x 10 = 1 buçuk milyar dolar için 3. dünya savaşı çıkarmak.
Saçmalama kalecim boğazların uluslararası bir hüviyeti var. Sadece Yunanistan ile yapılan bir anlaşma değil.
Boğazları kapatırsak Karadeniz'e hapsolan Rusya da bizi boğazlar. Maazallah Nükleer füze sallar Putin Manyaa!
Boğazları ve Ege adalarını Lozan'da kaybettik maalesef.
Vermezler geri.
Tekrar almamız için savasmamiz lazım.
inan bana söz konusu Türkiye olunca, Rusya ve Amerika bile müttefik olup Türkiye'ye saldırır.
Yunanla hiçbir zaman savaş olmaz taktik gereği, ne abd bu masrafa girer ne Türkiye nede yunan iki ülkeninde ekonomisi sallantıda. Gerginlik politikası sürgit devam eder.
Bi yerleriyle güldükleri için ihlal ediyor olabilirler mi? Adamlar denize döküldü, döküldükten sonra o döküldüğü sular yunan karasuyu oldu. Şaşkınlık içerisindeler.
fazla kafanıza takmayın, seçim yaklaşıyor. yunanistan ile bir dalaşma ve iç politikaya bir vatan millet edebiyatı (hem yunan hem türk tarafında) yapılır.
şimdiye kadar neden susuldu mu?
okonomo hoç bo kodor oyo olmomoşto da ondan, bu ekonomik sosyal çöküş ile seçime giderken her iki tarafın da siyasetçilerinin (yunanistan ve türkiye'nin benzer ekonomik sosyal sorunları) tek argümanı vatan millet edebiyatı olacak.
masa başında stajyer dış işleri personelinin bile çözebileceği (ki; uluslar arası hukuk, hükümranlık hakları, devletler hukuku, uluslara arası antlaşmalar ile belirlenmiş, taraflarca imzalanmış şartnameler gerçeğinde) önemsiz sorunu basit diplomasiyle değil de çatışmaya varacak kontrollü kaos-bölgesel kabul edilebilir istikrarsızlık ile çözmeye çalışılacak olmasından korkulur.
zaten şu an yunanistan yayınlarını izlerseniz ne denmek istendiğini anlarsınız.
