haklarını savunmalarından belli olan durumdur. adamlarda kdv yüzde 21'den yüzde 23'e çıkıyor, yer yerinden oynuyor. halk sokaklara dökülüyor. biz de ise kdv yüzde bilmem kaç yüz, ötv'yi sormayın zaten ama uyuyoruz. biri çıkıp da ulan bu vergiler nereye gidiyor, yeter bu kadar sikildiğimiz demiyor. işin kötü yanı bu durumdan memnun bir kesim de var. uyu uyu nereye kadar. illa g.tümüze giren şemsiyenin açılması mı gerekiyor?
adamlar hükümet deviriyor daha ne olsun. halk sahip çıkıyor öğrencilerine. bizde ise anarşist işte iyi olmuş deyip geçiyorlar. lan orada adam işçi değil öğrenci ama senin hakkını savunuyor. lan adam orada ticari araç işleten değil öğrenci benzin zammını protesto ediyor. nankörüz nankör..
hatırlayın arjantinde olan krizi.
uçaklarla, paraları ülke dışına kaçıran bankaları-iş adamları-yabancı sermayeyi.
sonra, imf-dünya bankası reçetelerini.
halkın ayaklanmasını.
yağmalar ve hükümetin uluslar arası finans kurumlarına; ''tamam bittik, allah bana ben sana'' açıklamasını.
sonra ne oldu?. ana para hariç faizler silindi.ana para ödemesi için ise faizsiz kredi vermek zorunda kaldılar. yoksa ana parayı bile alamazlardı. acı reçete adı altında halka krizin faturasını yansıtmadılar. rusya ve uzakdoğu krizindede aynı yaklaşımlar oldu.
oysa biz dünyanın en pahalı kredisini kullandık. üstelik artan petrol fiyatları ve dış ticaret ile likitide bolluğu olan dönemde.
daha sonra, durgunluk riskine karşı ve son zamanlarda kriz ile piyasalara-hükümetlere dünya bankası-imf'nin başını çektiği uluslar arası kredi kurumları piyasalara para vermesi ve halkın harcamaya yöneltmek için ucuz hatta 0 faiz ile kredi verilmesini teşvik etmesi-kredi vermesine rağmen, ülkemiz yine en pahalı krediyi alıyor ve halk en pahalı krediyi kullanıyor.
formlarda, diz kapağımız ile göbeğimiz arasında yazışarak, birbirimizi okşayarak zaman geçirirken, tepkisiz ve kişiliksiz toplumumuz, birey olamamış sürü psikolojisinde hareket etmektedir.
oysa tüm dünyayı bekleyen daha büyük bir tehlike var.
son küresel kriz ile karşılıksız basılan ve piyasaya verilen 10 trilyon dolara yakın paranınm tehlikesi. freni boşalmış bir kamyon gibi nereye çarpacağı ve hasarın ne olacağı öngörülemiyor. sanırım bu konu hakkında ülkemizde yorum yapacak, etkilerine göre çözüm ve proje üretecek insan yok.
çok bilinçli halkı olmasından dolayıdır ki gırtlaklarına kadar borca batıp adalarını satıyorlar. bir yunana hayran kalmadığımız vardı oda oldu çok şükür.
yunan halkı bilinçli falan değildir kazın rantcının beleşcinin kralıdır. bilincli adam bugünleri hesaplar. kazık göte girince yaygara koparmaz. bu ahmaklığın göstergesidir. bu kadar yedin eyvallah ama bu hesabı birisi ödeyecek usta. bilinçliymiş hassiktir derim ben bu işe. ancak hokkabaz yaygaracı ve aptal derim.
biz de ki gerizekalıların mantığı şu şekilde işler;
-okul bitti, kapağı devlete attınmı tamamdır.
-ay da 650 tl aldıkmı süper
-askerlik sonrası evlenirim harika olur
sizin ben bu tek tip düşüncenizin ta amnkoyim. okul bitti, askerlik bitti, evlenildi ve herşey harika öylemi. örnek bir vatandaş profili böyle cahillerin elinde bu şekildedir. ama siz bakmayın bu sikimsonik zekalılara. ömürleri boyu ezik, sünepe, yalaka yaşarlar.
yunanistan olayları halkın bilincini yansıtır. yapılan hataları görmek ve eldeki imkanlar ile yapılan hataların toplumun tüm kesimince adil şekilde paylaşılarak zararın ödenmesi isteğini yansıtır.
bu hayranlık değildir. bizler gibi sorgulayamama-kabüllenme yada gündem saptırıcı popülist söylemlere kanmamanın hakkını vermedir. son öğrenci hareketinde (italya)harçların yüksekliği neden olmuş devletin eğitime kaynak aktarımını kısma girişimini protesto etmişlerdi. %2-3 fark ile bu kadar tepki veren insanları düşününce, bizdeki toplumsal bilinci karşılaştırdığımızdaki ironi ortaya çıkmaktadır.
üniversiteleri çırak okulu gibi gören zihniyet, daha içinde bulunduğu camia-kurum-anlayışı özümsememiş, dekanından, yök'ten-öğrencilerine ve siyasi iradeye kadar her insan dahildir.
daha iyiyi istemek ve alternatif düşünce-çözüm sistemağini ortaya çıkarmak anarşizm değildir. tartışmak, fikir jimnastiği bile yapamıyoruz. hemen öteleştirerek falanca hayranlığı demek için analiz yapacak birikimden yoksun olmalıyız.
bu cehalet nedir?,
cehalet değilse, bu insanlara, bu ülkeye, bu gençliğe,
bu ihanetin sebebi nedir?.
yunan halkının, bize çok benzedikleri iddiasının fos çıktığı noktadır. yunanlılar, velveleyi seven bir millettir, hindi gibi düşünmezler, heyecanlı akdenizli karakterlerini
hemen ortaya dökerler. ama, demokrasiye inanmış bir hükümetleri olduğu gerçeğini de yabana atmamak lazım.